Mâhkum traduction Espagnol
19 traduction parallèle
Öyleyse bende seni Köpekbalığı Adası'nda ömür boyu hapse mâhkum ediyorum.
Entonces te sentencio a prisión perpetua en la Isla del Tiburón.
Bu kez mâhkum, bir Rahibe'nin verdiği kanıtlar çerçevesinde suçlu bulundu.
Esta vez fue la prueba de una monja lo que condenó al prisionero.
Evinden çok uzaklarda, tanımadığı topraklarda, ağır şartlar altında ve umutsuzluk içerisinde bir hayata mâhkum edilmiş.
Condenada a una vida de trabajo pesado y desesperación en un lugar extraño lejos de casa.
Oradan kovuldu çünkü o pis bir alçak ve burada yargılanıp, mâhkum edilecek.
Porque lo expulsaron, porque es un bandido... y como tal, será procesado y condenado.
13 Eylül 1971'de, Attica Hapishanesinde kalan 1200 mâhkum insanlık dışı hapishane koşullarının iyileştirilmesi için hapishane yönetimi ele geçirip rehin alma eylemi gerçekleştirdiler.
El 13 de septiembre de 1971 1200 prisioneros de Attica State tomaron la prisión y agarraron rehenes para negociar cambios en las condiciones inhumanas.
Cinayetten mâhkum olursa, ne olur bir tahmin et?
Ahora, una pena de asesinato. ¿ Adivina qué?
Çok kötü bir günde babası onu hayvanat bahçesinde terk etti. Âilesi onu boktan bir hayata mâhkum etti.
Un día terrible, su padre lo abandona en el zoológico, dejando sola a la familia.
İdama mâhkum olan altı mahkumla... Maedi'deki gibi barbar kıyafetli Trakyalı'lar gibi giyinmiş adamlarla.
Seis prisioneros, condenados a ser ejecutados vestidos con una ropa de bárbaros de las hordas tracias de los medos.
Seni ölüme mâhkum ediyorum.
Te sentencio a muerte.
Güçlü dalım ve üzümlerim sağlam, sağ olasın. - Sandalyeye mâhkum bir adamla evlenmek istemezsin. - Evet, istemem.
Mi poderosa rama y sus frutos están bien, gracias.
Bir Amerikan hedefine tehdit ve saldırgan bir mâhkum söz konusu.
Bueno, tienes una amenaza en un objetivo americano y un prisionero que se resiste.
Bir hain olarak damgalandım ve susuzluğa mâhkum edildim.
Fui tachado de traidor y colgado hasta morir.
Bana mâhkum nakli yapılacağını kimse söylemedi.
No me dijeron que transferirían a un prisionero.
Haksız yere Blackgate'e mâhkum edildi.
Sentenciado injustamente a Blackgate.
Mâhkum Helzinger benimle gelin.
Recluso Helzinger, venga conmigo.
Seni öylece mâhkum etmelerine izin vermemelisin.
No puedes dejar que te condenen.
- Mâhkum mu?
¿ Encierro?
Sizi mâhkûm eden hâkim hayatta kalabileceğinizi düşünmemiş.
El juez que lo sentenció no tenia idea de que usted sobreviviría.