English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ M ] / Müsait

Müsait traduction Espagnol

4,246 traduction parallèle
Sanırım bunun için ortam müsait değildi.
Bueno, no había contexto.
Bekleyin, müsait değilim.
¡ Espera, no estoy decente!
Bak bakalım Medivac müsait mi? Gerekirse de bir uçak bak. Sevgili arkadaşım, seninle Darwin'e geliyorum.
Hay que realizar una evacuación médica ya en avión si fuera posible y llevar a mi amigo con ustedes a Darwin.
- Hava müsait olursa.
- Si el tiempo lo permite.
Omzum müsait.
Mi hombro está libre.
Eğer konuşmak için birine ihtiyacın olursa lütfen bil ki Watson senin için her zaman müsait olur.
Si necesita a alguien con el que hablar de ello, entonces, por favor, sepa que yo... avisaré a Watson.
Bu gece müsait olduğunu düşünmüyorum?
¿ Supongo que no estarás libre esta noche?
- Sorularımız olabilir bu yüzden lütfen önümüzdeki bir kaç gün için müsait kalın.
Puede que tengamos más preguntas así que esté localizable los próximos días.
Siz birer içki alın, ben de masanız müsait olunca sizi çağırırım.
Podéis tomar algo y os llamaré cuando vuestra mesa esté lista.
Pazar günü burada olacağım... eğer müsait olursan.
Estaré aquí el domingo... si estás libre.
Bu gece müsait olduğunu düşünmüyorum?
¿ Estás libre esta noche?
Tabii ki arkadaşlarına artık müsait olmadığını söylemelisin.
Por supuesto, tendrás que decirle a tus... amigas que no estás disponible.
Üzgünüm. Müsait değilim.
Perdona, ahora no es el momento.
- Lizzy şu an pek müsait değil.
- Lizzy no está disponible ahora mismo.
Kendisi müsait değil.
No está disponible.
- Evet. Koruyucu bir aile bulmaya çalışıyorum. Ancak Şükran Günü haftası olduğu için kimse müsait değil.
Intenté localizar a alguna familia, pero al ser Acción de Gracias no hay ninguna.
- Benim araba müsait.
Metedlo en mi coche. - De acuerdo.
June Piyano müsait.
June, el piano está libre.
Şurada bir yolculuk yapıyoruz ve senin fiziğin bunun için fazla müsait değil.
Le haría a nuestro viaje... y a su físico... algún bien.
- Müsait misin?
¿ Estás presentable?
"Bir daha yaparsan, cam ayakkabılarımı müsait bir yerine sokarım."
"Hazlo de nuevo, vas a encontrar donde encaja mi zapato de cristal".
Her şeyi sonra açıklayacağım ama müsait olur olmaz, beni ara olur mu?
Solo... después lo explico todo, pero llámame en cuanto puedas, ¿ de acuerdo?
Bay Gale müsait değil ama Bayan Tyler'ın ölümüyle ilgisi olmadığına eminim.
El señor no está disponible. Y puedo asegurarles que no tuvo relación con la muerte.
Beşi bir yana fantezi oyunundaymışsın gibi, etrafa bağırıp kim müsait bakıyorsun işte.
Es como cuándo te apetece una partida de cinco, y llamas a tú alrededor para ver quién está disponible.
Şu anda müsait değil.
No está disponible en estos momentos.
Çok talihsizsiniz. Sanırım artık müsait olmayacak.
Y ahora, por desgracia para usted no creo que vaya a estar disponible.
Aman Tanrım, müsait miymiş?
Oh, Dios mío, ¿ estaba disponible?
Eminim, ev sahibi müsait olduğunda Seni arayacaktır.
Bueno, estoy seguro de que el casero te llamará cuando le sea conveniente.
Selam Charlie, müsait misin?
Oye, Charlie, ¿ tienes un segundo?
Hayır, evde doğurmayı tercih etti çünkü Taş Devri'nde yaşamak istiyor kendisi ve müsait mağara da bulamadık.
No, escogió tener un parto en casa... porque quiere vivir en la Edad de Piedra, y no había una cueva disponible.
Bay Gunderson müsait mi biliyor musunuz?
¿ Sabe si el Sr. Gunderson está disponible?
Bunun bir suç oluşturması için şartlar müsait değil.
Por lo que no está establecido como un delito.
- Todd. Şu anda pek müsait değilim.
Oye, Todd, no puedo hablar ahora.
Dürüst olmak gerekirse, ruhun buna müsait değil.
Debo ser honesto, estás muy lejos del concepto.
Müsait misiniz?
¿ Es un buen momento?
Bütün bunlar gerçekleşmeye müsait şeyler gibi geliyor.
Esto se siente muy cómodo.
Müsait mi şu an?
¿ Puedo hablar con ella?
Dennett, müsait olduğunda konuşalım.
Cuando tengas un momento...
Ne yazık ki Dr. Fielding müsait değil.
Sí, el Dr. Fielding tuvo que salir, por desgracia.
Pek müsait değil.
Està ¡ un poco incapacitado.
Simon, bugün müsait olduğunda konuşabilir miyiz?
Simon, ¿ estarás libre más tarde para conversar?
Onlar köpeği sahibinin geri alması için 7 gün süre verirler. 7 günün sonunda köpek evlat edinmeye müsait olur.
Le dan siete días al dueño para recogerlo, y si no lo hace lo ofrecerán en adopción.
Karımı arayıp öğle yemeği için müsait olamayacağımı söyle.
Llama a mi esposa y dile que no voy a ir a comer.
Yarın akşam kim müsait?
¿ Quién tiene tiempo mañana por la noche?
Kasa iki'ye müsait bir kasiyer lütfen.
Cualquier cajero disponible para registrar dos.
John, müsait olduğunda ara beni.
John, llámame cuando puedas.
Barclay'deyim de eskortlarınızdan biri bu akşam müsait mi diye soracaktım.
Estoy en el Barclay, y llamaba para ver la disponibilidad de una de tus escorts para esta noche.
Bu akşam müsait olma ihtimalin var mı?
¿ Estarías libre para cenar esta noche?
Korkarım ki şu an müsait değil.
Font color = "# ffff80" Me temo que se ha convertido indispuesto.
JT şu an müsait değilim.
JT, no es buen momento.
Yarın gece müsait olanlar.
Quien tiene tiempo mañana por la noche celebramos botella aquí!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]