English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ N ] / Nasser

Nasser traduction Espagnol

243 traduction parallèle
Nasır, İsrail'i haritadan silmek için 400 füzelik bir hücum gücü oluşturmak niyetindeydi.
Nasser buscó la forma de aumentar la potencia de 400 misiles para borrar a Israel del mapa.
Nasır'ın füzelerinin fırlatılma tarihi ileri atıldı. 1 Marta.
La fecha límite para los misiles de Nasser ha sido retrasada... hasta el uno de marzo.
Fakat Nasır'ın Helwan füzeleri hiç fırlatılmadı.
Los misiles de Nasser en Helwan nunca fueron disparados.
Zaten başka bir şey yapmam Nasser.
No haré nada más, Nasser.
Nasser.
Nasser.
Nasser, lütfen. Tanrım.
Nasser, por favor, Dios.
Nasser bana hırslı olduğunu söylemişti.
Nasser me dijo que eras ambicioso.
Nasser'e onlarla işinin artık bittiğini söyleyeceğim.
Le diré a Nasser que terminaste con ellos.
- Nasser'in binasındaki odayı aldın mı?
¿ Has tomado el cuarto en el edificio de Nasser?
Nasser'i öğle yemeğine davet ettim, ve babam da gelecek.
Invité a Nasser a la inauguración, y Papá vendrá.
Nasser'ın her sene yaptığı partiye kadar diyelim mi?
Para cuando Nasser haga su fiesta anual ¿ sí?
Nasser, surat asma maratonuna başladı.
Nasser está en una maratón de mal humor.
Demek bugün en üzücü günümüz Nasser.
Entonces, hoy es el día más triste para nosotros.
Nasser, pizzam nerede?
Tendré... Me das mi porción...
- Selam Nassır!
¡ Hola Nasser!
Ve bildiğimiz kadarıyla Malcolm Ben Bella ve Nasser ile birlikte tüm dünyayı dolaşıyor.
Y está viajando por todo el mundo, se reúne con Ben Bella y Nasser.
Nasser ve Santino biliyor mu?
¿ Nasser y Santino lo saben?
Tamam mı Nasser?
¿ Nasser?
Nasser'ı bu şekilde kaçıramayız.
No nos podemos mover, Nasser
Nasser benim de arkadaşım.
Al paquete de Nasser también.
İngiliz Kriket Takımı'nın kaptanı Nasser Hüseyin.
Hussein es capitán del equipo inglés de críquet.
- Sadece merhabamız vardı. Sorgu memuru Paula Cassidy'yle çalışırdı.
Éstas son las transcripciones de los interrogatorios de Nasser Al Jazeir que pidió.
Sorgulama memuru kadın olunca genç tutuklular daha rahat oluyor.
Nasser llegó en junio de Afganistán. Sí.
Neden Nazır'ın minimum güvenlikli bölüme gönderilmesini önerdin? İşbirliği için ödül.
¿ Por qué recomendó trasladar a Nasser a mínima seguridad?
Beni öldürmek isteyen insanların akıl sağlığıyla pek ilgilenmem.
¿ Está seguro de que Nasser es un terrorista?
Bunu neden yapsın?
¿ O Nasser te dio una de esas esmeraldas a ti?
Birlikte bir sürü sorguya girmiştik, ben yazarken izlemiş olmalı.
Para leer mis informes de los interrogatorios. No lo sé. Últimamente, noté que sus conversaciones con Nasser eran más largas que sus traducciones.
Hata ettim.
Creo que se las dio Nasser.
Nazır bunları bizim aramamızdan nasıl geçirmiş?
Nasser se quejó de estreñimiento al llegar y le dieron un laxante.
Nazır'ı minimum güvenlikli bölüme geçirmiş olsaydım- - - Geçirmedin. Dert etme.
En árabe antiguo, Nasser significa "aquél que es victorioso".
Nazır bir tutukluyu öldürürse benim başım yanar.
Trasladamos a Nasser a mínima seguridad así puede matarlo.
Bu sayede belki bir 11 Eylülü daha önleriz.
Si Nasser mata a un detenido me culparán a mí. Sí.
Sayit'le ilgili şüphelerim vardı ama göz ardı ettim.
Nasser y Sa'id hicieron esto justo enfrente de mí.
- Barakalarda kaç gardiyan var? - İki.
Nasser ha sido asignado al cuartel 20.
Gizli Servis ne düşünüyor? - Üç keskin nişancı konsun. Buraya, buraya ve nöbet kulesine.
Eso significa que Nasser tendrá que matarlo en el patio.
Neden? Biraz ekleme yapacağım.
Nasser debe cambiarse el overol al trasladarse, ¿ verdad?
- Sözünü tuttun.
Serás trasferido a mínima seguridad, Nasser.
1952'de Kardeşlik, General Nasser tarafından yürütülen ve İngiliz hükümranlığının son kalıntılarını deviren ihtilale destek verdi.
Y en 1952, la Hermandad apoyó la revolución encabezada por el General Nasser que derrocó los últimos remanentes del gobierno británico.
Nasser vakit kaybetmeden, Mısır'ın laik ve Batı değerlerini benimsemiş bir toplum olacağını açıkladı.
Pero rápidamente Nasser dejó claro que el nuevo Egipto sería una sociedad secular que emularía la moral occidental.
Bunu görünce Müslüman Kardeşlik Nasser'e karşı organize olmaya başladı ve 1954'te Kutub ve diğer önde gelen üyeler güvenlik teşkilatları tarafından tutuklandı.
En vista de ello, la Hermandad Musulmana comenzó a organizar la oposición a Nasser, y en 1954 Qutb y otros miembros prominentes de la Hermandad fueron arrestados por los servicios de seguridad.
Nasser, sahab!
Nasser, Sahab.
Ya kaybolsaydın?
¿ Y si te perdías? No sabía que la había enviado el Sr. Nasser.
Pijama partilerinde tuhaf oluyor.
Nasser está muy enojado.
Sayit öldüğü zaman midesinde olan sert cisimler bunlardı.
¿ Cómo pudo pasarlas Nasser sin que las viéramos?
Kolay.
Si hubiera trasladado a Nasser a mínima...
Kadınlara güvendiğini bildiğimize göre, o ben oluyorum.
Trasladamos a Nasser a mínima seguridad.
Kelepçeleri çıkarın.
Hola, Nasser.
Eski hücrene dönmeni ayarladım.
Estaba fuera de mis manos, Nasser.
Dönmene çok sevindim. Ben de öyle.
Porque confiaba en ti, Nasser.
Etmeyeceğim.
No. No traiciones mi confianza, Nasser.
Nazır konusunda yanılmak ya da haklı olmak zor bence.
Apuesto a que podías haber triunfado en Hollywood. No sé si deseo que tenga razón o no sobre Nasser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]