Nefret ediyorum traduction Espagnol
18,722 traduction parallèle
Bu siktiğimin yerinden nefret ediyorum.
Dios, como odio Broadway.
Misafirlerden nefret ediyorum, dostum.
Odio a los invitados.
Serbest çalışma işlerinden nefret ediyorum.
Odio estos jodidos trabajos Freelance
Bu aptal peruktan da nefret ediyorum.
Y odio esta estúpida peluca.
- Nefret ediyorum.
- Odio esto.
Nefret ediyorum.
Lo odio.
Tanrım, buradan nefret ediyorum.
Dios mío, odio este lugar.
Aspirinden nefret ediyorum, lanet Robitussin'den nefret ediyorum, lanet olası Q-Tips'ten de.
Odio esta maldita aspirina, odio este maldito Robitussin, malditos hisopos.
Bunun başına gelmesinden nefret ediyorum.
Odio que te esté pasando esto.
Bu kısımdan nefret ediyorum.
Odio esta parte.
Bunu yapmandan nefret ediyorum.
Odio que hagas eso.
Ve bundan nefret ediyorum.
Y detesto eso.
- Tabii ya. Sabahtan akşama kadar makyajlı olmam gerekiyor. Nefret ediyorum.
Debo cuidar mi maquillaje todo el día.
Almanlardan nefret ediyorum.
Odio a los alemanes.
Nefret ediyorum!
Lo odio.
Bunu sormaktan nefret ediyorum ama resimde başka kadınlarda olabilir mi?
Odio preguntarle esto, ¿ pero hay otra mujer en este marco?
Buradan nefret ediyorum.
Prepárate para traducir y date prisa, por el amor de Dios. Odio estar aquí abajo.
Böyle söylemenden nefret ediyorum.
Odio cuando dices eso.
Ben ailemden nefret ediyorum.
Yo odio a mis padres.
Kendime not, ticaretten nefret ediyorum.
Nota mental... Odio la venta al por menor.
Bunu telefonda söylemek zorunda olmaktan... nefret ediyorum, ama bir şey oldu, ve bunu haberlerden duymanı istemiyorum.
Odio tener que decirte esto por teléfono, pero ha pasado algo y no quiero que te enteres por las noticias.
Bu yerden nefret ediyorum.
Odio este lugar.
Demek istediğim, S.I.D.'den nefret ediyorum.İstifa etmeyi düşünüyorum.
Quiero decir, odio las investigaciones. Estoy pensando en renunciar.
Kötü haber vermekten nefret ediyorum, ama bu işler konusunda doğrucu olmalıyız.
Bueno, no me gusta ser el portador de malas noticias, pero hay que ser pragmáticos acerca de estas cosas.
Kadından nefret ediyorum, o tipi bilirsin çakma sarı, 2.5 cm topuk, düşük omuzlar kedi koyulabilecek kadar büyük bir çanta.
No me gusta esta mujer, ya sabes el tipo rubia teñida, raíces de una pulgada, hombros caídos, un vientre gordo lo suficientemente grande para ocultarse gatos.
Louis, karşılaştırmaktan nefret ediyorum ama Tara ile yaşadıklarına benzediği için kendini bu adamın yerine koyuyor olabilir misin?
Louis, odio hacer comparaciones, ¿ pero puede ser que te pongas en el lugar de este hombre porque es muy similar a lo que pasó entre tú y Tara?
Gecenin bu saatinde bu işi üzerine yıkmaktan nefret ediyorum April.
Odio tirarte esto encima a esta hora de la noche, April.
Cadılar bayramından nefret ediyorum.
Odio Halloween. Es absurdo ¿ sabes?
Buradan nefret ediyorum.
Odio este lugar.
Senden nefret ediyorum. Anladın mı?
Te odio. ¿ Entiendes?
Pennies'dan nefret ediyorum. Onlardan nefret ediyorum!
- Odio las monedas. ¡ Las odio!
Çünkü oğlum ve kızlarımın kendi bokunda,... boğulmaları fikrinden nefret ediyorum.
Porque odio la idea... de que mis hijos e hijas se cocinen en su propia mierda.
- Bir ilmik gibi sanki. Bu elbiseden nefret ediyorum.
Es una comedia muy mala, obvia y nada graciosa.
- Tamam, bir şey söyleyeceğim hoşuna gitmeyebilir ama nefret ediyorum buradan.
Bien, ¿ sabes qué? , voy a decir algo que tal vez no me haga muy popular, pero... Odio este lugar.
Banliyölerden nefret ediyorum! Selam dostum.
¡ Odio los malditos suburbios! Hola, amigo.
! - Çünkü senden nefret ediyorum!
¡ Porque te odio!
İlaçtan nefret ediyorum.
Odio las medicinas.
- Geldiler. - 9-8 eziklerinden nefret ediyorum ya.
Odio a esos pringados de la nueve-ocho.
Bir dokunaklı aile anı kesmekten nefret ediyorum.
Odio interrumpir un delicado momento familiar.
O lanet şeyden nefret ediyorum. Mağazalardan bize geri ödeme için gönderilen o satılamamış plaklar... Skip hepsini yok ediyordu.
Todos los discos no vendidos... que las tiendas devolvían exigiendo un reembolso...
O lanet bıyığından nefret ediyorum biliyorsun.
¡ Cuánto odio tu bigote maldito!
Beni bu halimle görmek üzere olmandan nefret ediyorum. Ama artık seninle kavga edecek gücüm kalmadı, Ray. Tanrım.
Detesto que veas esto pero ya no tengo fuerzas para combatirte, Ray.
Bunu yapmaktan nefret ediyorum ama patronum burada olmadıklarından emin olmak istedi. - Baksam sıkıntı olur mu?
Odio hacerte esto pero mi jefa quiere confirmar que no están.
Bunu yapmaktan nefret ediyorum ama pist yöneticisi eğer gitmezsen polisleri arayacağını söylüyor.
Neal... Odio hacer esto, pero el jefe de pista dice que, si no te vas, llamará a la policía.
Kendimden nefret ediyorum.
Me odio a mí mismo.
Ondan nefret ediyorum.
Lo odio.
Senden nefret ediyorum.
Te odio.
- O oyundan nefret ediyorum.
- Es de Freud.
Bana erkeklerden bahset. - Tamam ya, nefret ediyorum bu durumdan.
Así que cuénteme algo sobre...
Big'den nefret ediyorum!
¡ Odio a Big!
Bana böyle demesinden nefret ediyorum.
- ¡ Odio que me llame así!