English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ N ] / Nicodemus

Nicodemus traduction Espagnol

80 traduction parallèle
Ben de seninle geleceğim Nicodemus.
Iré contigo, nicodemus.
- Ne yapıyorsunuz? Nicodemus dostum, burada bizimle olman ne güzel.
Amo nicodemo, es un gusto tenerte con nosotros.
Hızlı hareket etmemiz gerekiyordu Nicodemus.
Debíamos actuar rápidamente.
Fakat yanıbaşınızda, bağırsanız duyulacak mesafedeki Kudüs'te bulunan dostunuz Nicodemus'a gelince vakit yoktu.
Veo al amo annas, que vive aun más lejos pero decís que no hubo tiempo para mí que vivo aquí mismo en jerusalén. ¿ qué vive a la vuelta de la esquina?
Bu adamı Tanrılara hakaretten yargılıyoruz Lord Nicodemus.
Estamos juzgando a este hombre por blasfemia. Porfavor, siéntate.
Bu adam Tanrılara hakaret ettiği için suçlu Lord Nicodemus.
Este hombre es culpable de blasfemia, amo nicodemo.
Efendi Nicodemus, ne söylediğinizin farkında mısın?
¿ Has pensado lo que estás diciendo, Maestro Nicodemo?
Efendi Nicodemus, Sana her zaman saygı duydum.
Maestro Nicodemo, siempre te he respetado.
Efendi Nicodemus sizin büyük inancınız ve bilgeliğinizle,
Maestro Nicodemo, con tu gran fe y sabiduría...
Efendi Nicodemus.
Maestro Nicodemo.
Nicodemus'u sor.
Pregunte por Nicodemus.
Nicodemus?
¿ Nicodemus?
Bu Nicodemus'u bulmalıyım!
Tengo que encontrar a este Nicodemus
Umm... Nicodemus'u görmeyi umuyordum.
Umm... se me dijo ver a Nicodemus.
Siz Nicodemus musunuz?
Eres Nicodemus?
Nicodemusu görmem lazım!
Pero tengo que ver a Nicodemus!
Baykuş Nicodemusu görmem gerektiğini söyledi!
El búho me dijo que viera a Nicodemus!
Evet, ve bana Nicodemusu bulmamı söyledi.
Sí, y me dijo que debería preguntar por Nicodemus.
Ee, evet, Nicodemusu tanıyorum.
Eh, sí, conozco a Nicodemus.
Lütfen... benim Nicodemusu görmemi sağlarmısınız?
Por favor... ¿ podría llevarme a ver a Nicodemus?
Bu sefer alenen Nicodemusa saldırıyor.
Esta vez ataca abiertamente a Nicodemus.
Nicodemus bize koloniyi yok ettirecek
Nicodemus nos habría hecho destruir esta colonia
- Toplantı bitince yaklaşacağız Nicodemus.
- Iremos con Nicodemus cuando la reunión haya terminado.
Bilemiyorum Nicodemus bu çocukta ne görüyor..
No sé lo que Nicodemus ve en ese chico...
Nicodemus
Nicodemus
Nicodemus ile imkansız başka ne durdurabilir bizi?
Con Nicodemus fuera del camino Que nos impide hacernos cargo?
Jenner, Nicodemus'u öldüremezsin!
Jenner, no puedes matar a Nicodemus!
Nicodemus'tan kurtuldukmu, Plan da ölür.
Una vez que nos deshagamos de Nicodemus, el plan se acabara.
Nicodemus, bu iş ona göre değil!
Nicodemus, esto no es un trabajo para ella!
Nicodemus çok güzel birliktelik sağlıyor...
Nicodemus está cooperando muy bien...
Nicodemus... oh hayır!
Nicodemus... Oh no!
Bir gün Thorn Vadisine seyahat edeceğiz aynı Nicodemus'un istediği gibi... fakat şimdi değil.
Algún día viajaremos al valle de las espinas como quería Nicodemus.. Pero no ahora.
Nicodemus ise... öldü.
Nicodemus esta... muerto.
Nicodemus'u sen öldürdün.
Mataste a Nicodemus.
Nicodemus'un paslanmış çivisi üzerine yemin ederim!
¡ Lo juro por los bosques encantados del reino!
Nicodemus!
¡ Nicodemo!
Adı Nicodemus.
La llaman Nicodemus.
Nicodemus Günlüğü.
El Diario del Nicodemus
Nicodemus Günlüğü.
- El Diario del Nicodemus.
Köylüler buna Nicodemus diyorlarmış.
La llaman Nicodemus.
Yani Nicodemus'u geri getiren Hamilton.
Piensas que Hamilton revivió a la Nicodemus.
Nicodemus Günlüğü'nü Doktor Hamilton almamış. Lex almış.
El Dr. Hamilton no pidió el libro, fue Lex.
Nicodemus çiçeğiyle bir alakası var mı?
¿ Tiene que ver con la flor Nicodemus?
Ahırda Nicodemus çiçeğini buldum.
Encontré la flor.
Nicodemus adında Musevi bir lider vardı ve Pharisees Partisine aitti.
había un líder Judío llamado Nicodemo... Quien pertenecía a el grupo de los Fariseos.
Daha önce İsa'yı görmeye giden din adamlarından biri Nicodemus'du.
Uno de los Fariseos era Nicodemo, el hombre que había ido a ver a Jesús antes.
Nicodemus, gece İsa'ya giden Joseph'le gitti 100 çeşit baharatla sardılar ve mis ve aloeyle karıştırdılar.
Nicodemo, que antes había ido a ver a Jesús por la noche... fue con José... tomando con él cerca de 100 libras de especias... una mezcla de mirra y aloe.
İsa, Dördüncü İncil'de Nicodemus'a, "Su ve ruhtan doğmadıkça, Tanrı'nın Krallığına giremezsin." demiş.
Jesús dice en "nicodemus" en el cuarto evangelio, "A menos que uno nazca de agua y espíritu, uno no puede entrar en el reino de Dios".
Nicodemus!
¡ Nicodemus!
Nicodemus.
Nicodemus.
Kötü Nicodemus!
¡ Nicodemus malo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]