English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ N ] / Noto

Noto traduction Espagnol

1,341 traduction parallèle
Değiştiğimi hissedebiliyorum.
Noto la diferencia.
Belirli basınç yok.
No noto tensión.
Çatlama hissetmiyorum, ama haklısın, kırılmış olabilir.
Yo no noto la fractura, pero podría estar roto.
Haşhaşlı kek yediğiniz için sizi uyarmalıyım.
Noto que está comiendo un panecillo.
Bacaklarımı hissetmiyorum.
- No me noto las piernas.
Herhangi birşey hissetmiyorum.
- No noto nada.
Farkı hissedebilirim.
Noto la diferencia.
Böyle şeyleri hemen fark ederim.
Noto esas cosas.
Görüyorsun... babam, eğer can sıkıntısının veya dikkat dağılmasının azıcık bir işaretini görürsem, hikayemi düzeltebilir durumda olmamı istiyor.
Verás, mi padre quiere que sea capaz de amoldar mi historia si noto la más leve señal de aburrimiento o distracción.
Her şey aynı görünüyor ama... farklı geliyor.
Todo parece igual, pero... lo noto diferente.
İyi niyetiniz bariz ama söyleyeceklerim bu kadar.
Noto que se est � portando bien, pero no le cuento m � s.
Bunu görebiliyorum.
Lo noto.
- Değilim.
- No los noto.
O gece içeri girdiğimde fark ettiği ilk şey, ona vermem gereken beş yüz dolarla aldığım yeni ayakkabılardı.
Cuando entre, Ia primera cosa que noto fueron mis zapatos que acababa de comprar en Bergdorf... con quinientos dolares que debieron ser suyos.
Bırakıp giden her insan bende bir şeyler bıraktı... ve onları hatırladığım zaman mirasımı hissediyorum.
Debo decir que cada persona que se fue me dejó algo... y que noto la herencia cuando los recuerdo.
şiirin içindeki dokunaklı ve sarkastik öğeler beni derinden etkiledi.
Me siento muy atraído por lo que yo noto como un elemento intrínseco miserable y mordaz.
Bu kendimi iyi hissettirdi.
Me está ayudando, lo noto.
Drusse, elimi sokabiliyorum!
Lo noto. Mira, puedo atravesarlo.
Dr. Steenbeck'in uyguladığı tedavinin işe yaradığını hissetmiyorum.
No noto mejoría en el tratamiento que me está dando Steenbeck.
Ama sen, oglum, senden sanki sicak hava dalgasi yayiliyor.
Pero tú, hijo, lo noto salir de tí como si fuera calor.
Sanırım ofistekilerin güvenini kaybettim. Ve senin için sakıncası yoksa, öğle tatilinde bütün elemanlarla konuşmak istiyorum.
Noto que he perdido credibilidad, y me gustaría hablar a los empleados.
Ve tarzınızın etkisinden de şüphem yok. Ama biliyor musunuz, halkın cinsel ayırımcılık davalarına karşı ilgisini yitirdiği kanaatindeyim.
No dudo de su eficacia pero noto un creciente apetito por leyes de discriminación.
Aynı zamanda, gerçekten zarar görmeyen insanların açtıkları davalarda da bir azalma olduğu kanaatindeyim.
También noto un creciente apetito de quien demanda sin haber sido perjudicada.
Buradaki bazı insanların bana farklı baktıklarını hissediyorum.
Noto que la gente de aquí me mira diferente.
- Kan basıncı duyamıyorum.
- No noto tensión sanguínea.
- Hissedebiliyorum.
- La noto.
Topu hissedebiliyorum.
Ya noto la pelota.
Artık fark edilmiyor bile.
Ya casi ni lo noto.
Bana biraz gergin göründün, Vic.
Te noto nervioso, Vic.
Telefonda hep mesafeli geliyorsun.
Siempre te noto distante por teléfono.
Böyle şeyleri fark ederim.
Noto ciertas cosas.
- Seni mutsuz görmemden çıktı.
- A que te noto desdichada.
Etiketlerini söküp attım. Aradaki farkı söylemesi zor.
Le quito la etiqueta y casi no noto la diferencia.
Bilmiyorum. Ama bunu hissediyorum.
No lo sé, pero lo noto.
Zeyna... sesinde bir romantiklik dokunuşu mu duyuyorum?
Xena, ¿ acaso noto un toque de romanticismo en tu voz?
Eğer sana söylemiştimin bir dokunuşunu seninkinde duyarsam olmaz.
No si yo noto un toque de "te lo dije" en la tuya.
Görüyorsun, eğer çok uzun süre kımıldamadan durursam, ben... ben sadece... geminin hareketinin farkına varmıyorum, ve, ve, ve, ben düşündümde...
Verás, si me quedo quieta por mucho tiempo, simplemente noto el movimiento del barco y... pensé que- -
Tony şikayet etmiyor, ama ben. pek de şey olmadığımı hissediyorum. Bana nazik davrandığını düşünüyorum. Belki de bu bana olan duygularının bir ifadesi.
No es que Tony se queje, pero noto que... que yo no soy... que él es amable... y es un testamento para lo que siente por mí...
- Gerçekten mi? - Ben hiç öyle hissetmiyorum.
Pues yo no me noto ahí.
Tüm vücudumda hissediyorum.
La noto en los poros.
Tıpkı senin gibi ben de yaş farkının pek farkında değilim.
No noto la diferencia de edad. Algo así como contigo.
Nasıl olacağını görür gibiyim.
Lo noto en alguno de mis huesos originales.
Dikkat ettiniz mi?
¿ Lo noto?
Yeterince yemiyorsun.
Te noto pálido. ¿ No comes lo suficiente?
Bunu ben de görebiliyorum.
- También lo noto.
- Nabız hissetmiyorum.
- No noto pulso. - Está sangrando.
Zayıfladım.
Me noto más delgado.
Yok bişi.
- No veo nada. - Por ahí, lo noto.
Bunu hissediyorum.
Porque lo noto.
Ve paskalya orucunda olduğum için de zinadan vazgeçtim.
- Porque siento que voy... para atrás. - Te noto alterada.
Sende burada gideceksin.
Noto que te desea.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]