Numarasını traduction Espagnol
7,590 traduction parallèle
Sana numarasını veririm.
Te daré su número.
Numarasını kaç kere değiştirdi bilmiyorum.
No puedo decirte cuantas veces cambio el número de teléfono.
Özel numarasını değil, siyahla işaretleneni.
No al privado, al anónimo.
İsterseniz tasarımcımın numarasını veririm.
Te daré el número de mi diseñador si quieres.
Numarasını istiyor musun istemiyor musun?
Mira, ¿ quieres su numero o no?
Yerel müzik dükkanında baterist aradıklarına dair ilanı görünce hemen o telefon numarasını aradım.
Entonces, cuando vi el folleto en el local de música que estaban buscando un baterista, llamé de inmediato a ese número.
Bu sayede de seri numarasını çıkarıp donanma veritabanında aratabilmiş oldum.
Lo que me permite recuperar el número de serie... correrlo en la base de datos de la Marina.
Eğer Ric'e sınırda uyguladığın şu tedavi numarasını tekrar yaparsan yeniden insan olmak isteyen bir sürü vampirin çekim alanına gireceksin.
Vas a tener una muy alta demanda de vampiros que quieren ser humanos de nuevo si puedes repetir ese pequeño truco de curación que practicaste en límite con Ric anoche.
Belki de numarasını değiştirmiştir mesajların spam kutusuna düşüyordur ve haber vermediğin için hastalığından habersizdir başına gelecekler de senin suçun olur. - Benim arabayla gideriz.
O se ha cambiado de número y tus correos van directos a la carpeta de spam y ella vive ignorando que tiene una grave afección, cuyas consecuencias pesan sobre tu cabeza, Dyl.
Sizden Phoebe'nin numarasını isteyecektik.
Nos preguntábamos si, bueno, podría darnos las señas de Phoebe.
Eski numarasını aramayı denedim ama hat kapalı.
He tratado de llamarla a su antiguo número pero no hay línea.
- Bu telefon numarasını kontrol ettin mi?
¿ Ha comprobado este número de teléfono?
- Eğer Byron Lowenthal Ike Walaczek'i öldürdüyse sonraki problem için gizlenmiş olan telefon numarasını kullanmalıydı.
Si Byron Lowenthal mató a Ike Wallaczek, entonces él usó y escondió un número de teléfono, que nos llevaría al siguiente problema.
Ama apartman numarasını doğru vermedim.
Sin embargo, no le di el número correcto del departamento.
Numarasını çevireceğiz. 555-HIYA-KAI...
Marcamos el número del idiota 555-HIYA-KAI...
Peki hesap numarasını biliyor musunuz?
¿ Así que, sabe su número de cuenta?
Lamar'ın numarasını vermiştin ya, aradım, yanlışmış.
Llamé al número de Lamar y no era ese.
Sen ise Hemşire Jackson'ın telefon numarasını almaya çalışıyorsun.
Estás trabajando en conseguir el teléfono de la Enfermera Jackson.
Numarasını hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas el número?
Telefon numarasını Redondo Beach'deki bir ankesörlü telefonu kadar takip ettim ama- -
Rastreé el número de teléfono a una línea pública... en el Parque Veteran en Redondo Beach.
Bu saklı dünyayı görebilmek bir sihirbazlık numarasının aslını görebimek gibi ama bu numara gezegenimizi öldürüyor.
Ser capaz de ver el mundo escondido... es como si te dejaran entrar a un truco mágico, pero el truco fuera matar el planeta.
Onun yanına gidip telefon numarasını almanı istiyorum.
Quiero que te acerques y consigas su número de teléfono.
O adamın numarasını aldım.
Conseguí el número de ese chico.
Ascot'taki ev telefonu numarasını yazmıştı.
Él tenía su propia casa número de teléfono en Ascot
Ayrıca sonuna, Spotlight'ın numarasını da ekledik. Bize ulaşsınlar diye.
También pusimos el teléfono de Spotlight al final de la historia para que las personas puedan llamar.
Hem trompet hem de vokalde... ülkenin bir numarasını sunmakla gurur duyuyoruz.
Estamos orgullosos de presentarles al hombre que ha sido número uno en el país tanto por su voz como en la trompeta.
Tamam, birinden numarasını alacaksın.
Para eso tendrás que sacar número.
İddiaya girerim ki onu yatağa atmak için tıkanmış tuvalet numarasını çekecek.
Apuesto a que le des la habitación con el inodoro roto.
Güvenlik numarasını verirmisin? Lütfen?
¿ Podría brindarme su número de seguridad social, por favor?
Numarasını tahmin edeceğim.
Adivinaré el número.
Ve numarasını o tahmin etsin.
Y ella adivina el número.
Johnny, Beter Böcek numarasını çekmenin zamanı geldi galiba.
Quizá sea hora de jugar la carta de Beetlejuice.
Şahsen bunu yadırgamıyorum... çünkü senede beş kez taşınıp numarasını değiştiren biri. Tamam mı? Bu normal.
Y no me parece raro... que se mude cinco veces al año y cambie su número. ¿ Sí?
Tüm haber kanalları ve gazetelerin yöneticilerinin numarası hızlı arama listemde kayıtlı, ve sırf Beyaz Saray'a şantaj yapabilmek için Başkan'ın kızıyla seks yapmak amacıyla oğullarını satan zengin ailenin hikayesini yayınlamak için can atıyorlar.
Tengo al responsable de cada agencia de noticias en marcación rápida, y correrán a difundir la historia de los padres ricos que mandaron a su hijo a tener sexo con la hija del presidente solo para poder chantajear a la casa blanca.
Sen biraz cadı numarası yapacaksın ve hepsi bu.
Soltarás tu palabrería de bruja, y luego ¡ puf!
Daha öncede dediğin gibi, fakir adamın ayak numarası büyük olur.
Bueno, incluso has dicho que las botas del pobre hombre eran parecían lanchas.
Ve Korra bu "halk adamı" numarasını yutarsa hala onunla çıkma şansım var demektir.
Y si Korra se traga el rollo éste de "hombre del pueblo", igual aún puedo salir con ella.
Kocasının numarasını verebilirim.
Te puedo dar el número de su marido.
Aracın şase numarasından buldum.
Ya tengo por el número de chasis del vehículo.
Onu sabahın 3'üne kadar çalıştıran tüm patronların numarası var.
Tengo numerosos clientes... que lo vieron atendiendo el bar hasta las tres de la madrugada.
-... mavi Shelby Cobra'nın maket arabasının numarası.
- Un Shelby Cobra azul.
Şükran Günü Töreni'nden iki elemanın numarası var eğer dev Bullwinkle balonu kopup bir numaralı Noel Baba'yı öldürürse, adamımız bu.
Tenemos el número de dos tipos del desfile del día de Acción de Gracias. Así que, si el globo gigante de Bullwinkle se suelta y mata al Santa número uno, este es el tipo.
Adı ne? Numarasını hatırlıyor musun?
Es un abogado, después de todo. ¿ Cuál es su nombre?
- 1 numarasın.
¡ Tú también!
Köpek bakıcısının numarası çalışma masasında.
El número del cuidador de perros está en la mesa.
Sen bir numarasın
Oye, eres el número uno.
- Ama bir numarasın.
- Pero el número uno.
Sen takımımızın beş numarasısın adamım.
¡ Eres el corredor número cinco, hombre!
Bana oranın numarası lazım.
Me dio su número.
Çoğu insan, Yurttaş Kane filmini tüm zamanların bir numarası kabul ediyor.
La mayoría considera que Ciudadano Kane es siempre la número uno.
Piyano hocasının numarası var bende.
Tengo el número del profesor de piano?