English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ O ] / Odun

Odun traduction Espagnol

1,872 traduction parallèle
- Şunu at, odun parçası mı?
- Ese pedazo de madera.
- Şahanedir. Ama odun kafalıdır.
Oh, el es lindo, pero tonto como una madera!
- Odun dediysem iyisinden.
Pero una buena madera!
"Odun çekme" nedir, biliyor musun?
¿ Sabe que es "garrotazo seco"?
Bundan sonra "odun çekmek" yok. Acımasız olacağız ama sahne gerisinde duracağız.
Seremos implacables,... pero cara a cara.
Hanımlar, bir erkeğin odun olmasıyla, cinsel utanç arasında farklılık vardır.
Señoras, hay una diferencia entre un hombre... que hace el imbecil y un acoso sexual.
Bulabileceğimiz kadar odun lazım.
Necesitamos tanta madera como hallemos.
Peki bu kararmış odun ne için?
Por qué el leño quemado?
Ayağıma o odun parçasını fırlatmıştın.
Tiraste un leño quemado a mis pies.
Neden karamış bir odun?
Por qué esos leños quemados?
Sabahları bulaşık makinesini boşaltmak ya da odun kesmek gibi şeylerle.
Como vaciar la lavaplatos en las mañanas. O hachar un poco de leña.
Eski zamanlarda ormanda dolaşıp odun toplamanın kötü şans getirdiğine inanılıyordu.
Se decía que era de mala suerte caminar ahí o incluso recolectar madera.
- Biraz yakacak odun getirmeliyiz.
- Debemos conseguir un poco de leña.
Bunlar gerçek, odun yiyen böcekler.
Hablo de los escarabajos que comen madera.
Birinin kafasını kesmek odun kırmaktan ziyade küçük bir ağacı kesmeye benzer.
Hachar la cabeza de alguien es más como seccionar un árbol que partir un tronco.
Yani, Justin beni şimdi terk ederse ağaç aşırı süslenmiş bir odun gibi görünecek.
Si Justin me abandona ahora, el árbol acabará pareciendo leña con demasiados adornos.
Yangını körüklemek için daima odun bulunur.
Siempre hay suficiente madera para quemar en el fuego.
Yangın için odun, diyorsun...
dices...
Odun deponuzda dikkatsiz davranmışsınız.
Me enteré que fueron descuidados con una fogata en el bosque.
Odun parçası!
¡ Pedazos de madera!
Peki sen kuzeninin odun hırsızı olduğunu biliyor muydun?
No, no lo sabía. ¿ Sabías que su primo roba madera?
¶ Beni odun katranıyla rahat bırak ¶
Dame una parte de ese alquitrán para madera
- Odun biçici ile tıraş olmuş gibiyim.
Parece que me rasuré con un astillador de madera.
Birbirimiz için çok önemliyiz. Odun-kereste işi yapanlar işlerini durduracaklar mı? Balıkçılar işlerini durduracak mı?
¿ Van a dejar de trabajar los leñadores y pescadores?
Burada, önümde yanan bir ateş var. Eğer sönmemesini istiyorsam, sürekli odun atmak zorundayım.
Aquí tengo una fogata frente mío y si quiero que siga ardiendo, tengo que seguir agregándole madera.
Bu ateş belki bir saat yanar, sonra yeniden odun atmam gerekir.
Este fuego durará quizás una hora, a menos que siga agregando madera.
O kadar uzun süre yanacak bir ateş için 72 trilyon odun kalası gerekirdi.
Si quisieras hacer un fuego que dure tanto tiempo necesitarías 72 billones de pilas de madera.
Odun kesmek iyileştirici olabilir.
Cortar leña puede ser muy terapéutico.
Bana odun soktun..... ve şimdi ben sana odun sokacağım!
Me diste madera. Ahora voy a darte ¡ mi madera!
Biz de ateş yakmak için odun bulalım.
Necesitamos algo de leña para encender el fuego.
Ben de biraz odun alabilirim.
Me gustan los tejados.
Yaldızlı bir odun parçası!
¡ A la estúpida madera dorada!
Bu bir odun parçası kardeşim!
¡ Es un pedazo de madera, hermano!
Bir odun parçası gibi görünmeli.
Debería verse como un pedazo de madera.
Kaba bir kaplama veya güzel bir işçilik. İnsanlar ağaçlarını budatıp odun yapmak isteseler bile, bu böyle.
Vallas fuertes, juntas buenas, incluso gente que quiere árboles podados en suelos hechos de madera.
Nereye gitseniz odun dumanının kokusunu alabiliyorsunuz. Çiftçilerin ormanı yok etme kokusu. Çünkü "tavi" adı verilen yerli âdetlerine göre, yeni arazi açmak için ateş kullanılır.
Vayas a donde vayas, encuentras olor de madera quemada, el olor de granjeros limpiando la selva porque la práctica local, conocida como Tavi, utiliza fuego para abrir camino.
Hadi ama, bu odun askerlerin yürüyüşü.
¿ Por qué? Están pasando los soldados de madera.
Ates için odun ve sarap getirsinler!
Traigan leña, y el vino.
Bir parça odun alıyordum. Böyle yakaladım ve birden takıldı.
Estaba cortando un trozo de madera.
ODUN
MADERA
Ölmek üzere olanları ve doğuracak kadınları gece ziyaret etmek için benimle gelecek. Fakirler için odun kesmeye yardım edecek.
Para acompañarme a asistir a los moribundos... o... a las mujeres en el parto, y cortar madera.
Bir odun yığını daha hazırlayın!
Hombres, armen otra pira.
Etrafına baksana. 6 milyon insan yerden çıkarılıp ayaklarının altına odun gibi yığılmış.
Mira a tu alrededor. Seis millones de cuerpos arrancados de la tierra y apilados bajo tus pies como leña.
Oğlum Eli size biraz odun getirir.
Mi hijo, Eli, le traerá leña.
Rene, odun taşımana yardım etmemizi istedi. İyi.
Rene nos dijo que te ayudáramos con la leña.
- Şömine için odun toplamakla meşgul.
- Buscando leña para la chimenea.
Şömineye bol bol odun atın.
Tengan bastante leña para la chimenea.
Bir iki odun toplamak bu kadar sürer mi?
No suele tardar tanto en perderse.
Bak ne diyeceğim? Eğer Randy diye biri varsa da kesin odun yaran amelenin biridir.
Si existe un Randy, puede ser un leñador.
Odun biz dönünceye kadar yeter herhalde.
Con esta leña tendrás bastante hasta que volvamos
Sen... Balta ve odun.
Eres El hacha y la madera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]