Okayo traduction Espagnol
37 traduction parallèle
Okayo onu evsahibinin mutfağına götürdü.
Okayo la ha llevado a la cocina.
Tuhaf bir yaşlı bunak, ha, Okayo?
Eres un poco peculiar, anciano.
Hey, Okayo.
Okayo.
Ama Okayo'ya suratsızlık etmedi.
Pero ni siquiera habló con Okayo.
Çünkü adam Sutekichi'nin... onun yerine Okayo'yu tercih ettiğini söyledi.
¿ Por qué crees que va a ser? Porque ha corrido la voz de que Sutekichi ama a Okayo.
Hey, Shimazo, gel! Osugi Okayo'yu yakalamış!
¡ Osugi está matando a Okayo!
Zavallı Okayo.
Pobre Okayo.
Yani, Lordum. Okayo nasıl?
Dime, ¿ cómo está Okayo?
Sen Okayo'nun nesi oluyorsun ki?
¿ Qué es Okayo para ti?
Kim olursam olayım söyleyeceğim tek sözle buradan gider.
Mira, no me fastidies o te aseguro que no vuelves a ver a Okayo nunca más.
Sakın bana...
¿ No pensarás robar a Okayo?
Okaya için çıldırıyorsun, değil mi?
Lo sé, sé que estás loco por Okayo.
Okayo için.
Piensa que es por Okayo.
Gözünü Okayo'ya da dikti.
Mi hombre ha estado viviendo a mi costa, y tiene sus ojos en Okayo.
Okayo.
¡ Okayo!
Okayo iki iblis de çıktı mı?
Okayo, ¿ adónde han ido esos dos demonios?
Beni iyi dinle, Okayo. Bir kere daha, Dede'nin önünde.
Okayo, escúchame, con este anciano por testigo.
Hırsızlığı bırakıp, bir iş bulacağım.
Es que no puedo seguir así. Escucha, Okayo.
Okayo, neden birlikte ayrılıp, daha iyi bir hayat kurmuyoruz?
Escucha lo que dice. Busquemos juntos una vida mejor.
Böyle söyleme, Okayo.
¡ Cómo te voy a matar!
Merak etme, Okayo. Bu adam sana asla kötü davranmaz.
Okayo, no seas tonta, no creas nada de lo que te diga, a mí también me hacías muchas promesas.
Gitme, Okayo.
¡ Okayo, no vayas!
Bu Okayo.
¡ Ésa es Okayo!
Okayo nerede?
- ¿ Dónde estás, Okayo?
Okayo, bunu nasıl söyleyebilirsin?
¡ Okayo, eso no es cierto!
Okayo, bunu yapma!
- iOkayo, te equivocas!
Elini iyi oyna. Bunu mahvedersen, her şeyini kaybedersin.
Okayo se está volviendo loca y te arrastrará con ella.
Okayo, ciddi olamazsın.
iOkayo! , ¿ te has vuelto loca?
Okayo, sakin ol.
Okayo, cálmate.
O yaşlı gezgin neyin ne olduğunu biliyordu.
Menos a Okayo. Sabía cómo manejar a la gente.
Okayo'dan haber var mı?
¿ Has sabido algo de Okayo?
Okayo sadece uzaklaştı, o kadar.
Okayo ha desaparecido, nada más.
Hey, Okayo.
Hola, Okayo.
Ben gidiyorum.
Escucha, Okayo, me voy a ir de aquí.
O-kayo!
¡ Okayo!
Lanet olsun sana!
¡ Okayo!