Okey traduction Espagnol
1,460 traduction parallèle
Okey, beni kolejde hayal et - ah... küçük gölde büyük balık mı, büyük gölde küçük balık mı?
Bien, piensa en mí en la universidad. ¿ Un pez grande en un estanque pequeño o un pez pequeño en un gran estanque?
Okey, yönetim kuruluyla toplantı çağrısı, bir kaç müfettişle öğle yemeği... Ramsey'in yarınki sunumunu gözden geçirmeliyim.
Una conferencia con el consejo territorial almuerzo con un par de inversores supervisar la presentación para la reunión de mañana...
Değil mi? Bak, kimsenin bir yere kaçtığı yok, okey?
Nadie se fue a ningún sitio aún, ¿ de acuerdo?
Oh, okey, tamam.
- De acuerdo, está bien. Como quieras.
Taylor. Kapa çeneni, okey?
Taylor... cállate, ¿ de acuerdo?
Ona iyi davran, okey?
- Se buena con él, ¿ de acuerdo?
Okey, tamam, sana yardım ederim.
- De acuerdo, yo te ayudaré.
Okey, o zaman burada ne yaptığını açıkla.
- Pues explícame qué haces aquí.
Hayır. Okey, Bence bu çok karışık.
- No, creo que es complicado.
Ryan, şimdi bunu yapmayalım, okey?
Ryan, no hagas esto ahora, ¿ de acuerdo?
Pardon. Okey.
De acuerdo.
Okey, o kadar soğuk değil, ama...
- De acuerdo, no hace tanto frío...
dinle... Senin üzülmeni istemiyorum, okey?
Mira, no quiero que te enfades, ¿ de acuerdo?
Lindsay'le konuşacağım ve bir buluşma ayarlayacağım.
Okey, se lo diré y veremos. Adios. Pon los términos para encontrarnos.
Teşekkürler.
Okey. Gracias
Geylik, yok bi'anormallik.Evlenin ve bütün paranızı harcayın.
Gay-o, es okey-o. Tie the knot and spend all your dough gay-o, come stay-o visit our web site for further info.
Hanginiz yangın musluğunun yanına park etti?
Okey, cuál de ustedes estacionó delante del hidrante?
Bu yüzden mahkemeye gideceksiniz.
OKEY? Entonces irá a los tribunales.
- Tamam, ben çıkıyorum.
- OKEY, me voy.
Tamam, belki beni istemedi fakat ev arkadaşıma karşı takıntılıyım.
Okey depronto no gustaba de mi pero- - me estoy obsesionando con mi compañero de apartamento.
Tamam.
Okey.
Tamam çocuklar, şuna bir bakın!
Okey chicos, miren esto!
Yakın bir ilişki kurmak için işini bırakmayı mı tercih ediyorsun?
Okey, dejarias tus prácticas para estar en una relacion?
Tamam bu hikaye kuzenler hakkında.
Okey, esta historia es sobre dos primos.
Eğer bir şeyi beraber planlıyorsak o zaman okey.
Si planeamos algo juntos, está bien.
Okey, bebek.
Esta bien, muñeca.
Okey!
¡ Está bien!
Tamam... Bunu Texas'tan mı getirdin?
Okey... trajiste todo esto desde Texas?
Kardeşim uyuşturucu satıcısı ya da çete elemanı değildi.
O miembro de una pandilla. Okey, eso ya sucedió...
Hiç vaktim yok Dana, tamam mı?
No tengo tiempo, Dana, ¿ Okey?
Yerinden kıpırdama, emi?
Quédate aquí, ¿ okey?
Hayır, kendim için değil, tamam mı?
No, no es por mí, ¿ okey?
Bak dostum, bilmeye hakkım var, tamam mı?
Mira, amigo, tengo el derecho de saberlo, ¿ okey?
Beni al ve Sarah'ı bırak gitsin, tamam mı?
Solo déjanos irnos a Sarah y a mí, ¿ okey?
Bana Sarah'ın nerede olduğunu söyle, tamam mı?
Está bien, acaba conmigo. Solo dime donde está Sarah, ¿ okey?
Anlamaya çalışıyorum, tamam mı?
Lo estoy intentando, ¿ okey?
Aman Tanrım... Yardım hemen yola çıkıyor, tamam mı?
Oh, mi Dios la ayuda debe estar en camino, ¿ okey?
Çifte pastırmalı acılı çizburger ve ince uzun, iyi kızarmış, bol kızartma. Çoban salata, yanında mayonez... - Ketçap?
Okey, Hamburguesa con doble tocino y chile con papas fritas para el alto, moreno, y encantador, y Ensalada Garden revestida por los lados para el rubio.
Ödemeyi kasaya yapabilirsiniz.
Okey, pueden pagar su desayuno en la caja.
Uzaklaş, uzaklaş bakalım, tamam mı?
Lárgate, ¿ Esta bien? Tranquilo, ¿ Okey?
Olabildiğince arabalarında kalsınlar. Onlara ne söylememi istiyorsun?
Adviérteles a todos, ¿ Okey?
Bir dahakine varım, tamam mı? Tamam.
- Tomare el aviso de lluvia, ¿ Okey?
Hoşçakal.
- Okey, adiós.
Dilediğini alabilirsin, tamam mı?
Escucha, llévate todo lo que quieras, ¿ Okey?
Tamam.
- Okey.
Okey.
- Lo siento.
Bakın, daha sonra görüşürüz, okey?
Les veo luego.
Okey!
De acuerdo.
Evet.
Okey.
Dayan, tamam mı?
Solo agarrate fuerte, ¿ okey?
Burada bir şey olacak.
Algo va a pasar aquí, ¿ Okey?