Olacaksin traduction Espagnol
201 traduction parallèle
su anda yaptigin seyin aynisini yapabilirsin, yalnizca denizde olacaksin.
Y podrías hacer lo mismo que estás haciendo ahorita, sólo que en el mar.
Seni asarlarsa da daima hatirimda olacaksin.
Si te cuelgan, siempre te recordaré.
Sparta, Menelaus degil, sen olacaksin.
Tú, no Menelao, serás Esparta para mí.
Helen, Truva prensesi olacaksin.
Helena, serás princesa de Troya.
Sen hep benimle olacaksin.
Siempre estarás conmigo.
Bir gün sen de böyle olacaksin. Tipki hepimiz gibi.
A ti también te ocurrirá algún día, como nos ocurre a todos.
Ögleyin denizde olacaksin.
Estareis en alta mar ai mediodia.
Torrey, sen benim Grant'im olacaksin.
Torrey, usted sera mi grant.
- Ama Eddington'la olacaksin?
- Pero ¿ iras con eddington?
Geri kalanlarimizla birlikte Tokyo'da, meydan okuyacaksin. Gemi güvertesinde, özel görev kuweti komutasinda olacaksin.
Vendra con nosotros hasta llegar a tokio y io hara a bordo de un buque ai mando de una division de combate.
Ya tapinağin gücünü kiracaksin ya da yok olacaksin.
Destruye el tabernáculo, o te destruirá.
Cok pisman olacaksin.
Lo vas a lamentar.
Pisman olacaksin, gününü gösterecegim!
Te vas a arrepentir porque ésta me la pagas.
... bana büyük bir iyilik yapmis olacaksin, gerçekten.
... me haría un favor enorme, de verdad.
Benim olacaksin.
Serás mía.
Esther, harika bir büyükanne olacaksin.
Esther, vas a ser una abuela maravillosa.
Ama bir gün Beni kadrodan kestigin için üzgün olacaksin.
¡ pero un día me vas a tener buscar y pedir disculpas!
Yoksa bana yalan söyledigin için bir hafta cezali mi olacaksin?
¿ O quieres que te prohíba salir una semana por mentirme?
iyi olacaksin.
Estarás bien.
- Bu sakayi yaptigina pisman olacaksin.
- Usted se arrepentirá de su broma.
ölü olacaksin, ama güney Amerika da samba yapıyor olacaksın.
Ya estás muerto, pero estás en Sudamérica bailando samba.
- Wells, Iris için de bir tehdit. Burasi ters giderse, Wells'i etkisizlestirene kadar ona göz kulak olacaksin.
Wells también es amenazó a Iris, asi que si algo sale mal aquí, necesitamos mantenerla vigilada hasta que Wells sea neutralizado.
- Diane dinle, bir gün etkisi geçecek ve sen evlenmis olacaksin. Hamile kalacaksin ve o pisligin çocuklarini doguracaksin!
Un día se acabará el efecto y tú estarás embarazada y casada y con los hijos de ese imbécil.
- Seni dinlemeyecegim. Nefret ettigin bir adamla evlenmis olacaksin ve etrafta küçük pislikler kosusturacak!
¡ Se va a acabar y tú vas a estar casada con él y rodeada de un montón de imbecilitos!
Rüzgarin sarkisini duyacaksin. " Yani asik olmaya istekliysen, büyük öpüsmeden bes dakika sonra rüzgarin müzigini duyacaksin ve birden sonsuza dek asik olacaksin.
Si estás dispuesto a enamorarte 5 minutos después del beso oirás una música del viento y ¡ zas! Te enamorarás para siempre. "Pero si tu corazón es necio no oirás nada y la boca te sabrá a sudor de mula."
Ne zamanki bu iste iyi oldugunu anladiginda sivazliyor olacaksin. iste o zaman parayi düsünüyor olacaksin.
Cuando te vuelvas bueno haciéndolo, pensaras en dinero mientras lo haces.
- Milyoner olacaksin.
Serás un millonario.
- Jordan, eger oraya gidersen sefilin teki olacaksin. - Satis sonuçta.
Serás miserable si vas ahí.
Wall Street'te nihayet güvenebilecegin ve sana mütemadiyen para kazandiracak borsaciyi bulduguna emin olacaksin.
Debes estar seguro que finalmente encontraste un corredor en Wall Street. En quien puedes confiar. Y que consistentemente puede hacerte ganar dinero.
Ama sen, bana söz vermek zorunda olacaksin, onu görünce bayilmiycan!
Pero tendrás que prometerme, que no te desmayarás cuando la veas.
günü biraz dikkate alirsan daha iyi olacaksin
Será mejor que tengas cuidado durante unos días.
Birgün sende böyle bir sesi duyuyor olacaksin.
Algún día escucharas una voz como esa.
- Sen de mi emekli olacaksin?
- ¿ También te jubilas?
- Sen de orada olacaksin, degil mi Hank?
- Tú te quedarás, ¿ no, Hank?
- Çok iyi bir baba olacaksin.
- Serás un gran papá.
Hep yalniz olacaksin...
Vas a sentirte muy solo.
Bahar geldiginde avci olmus olacaksin.
En primavera ya serás un vaquero.
Sen de onlardan birisi olacaksin.
Pete. Uno de estos días acabarás como ellos.
Dönüsüne sahit olacaksin ve seni o cezalandiracak.
Serás testigo de su regreso, y él dictará tu sentencia.
Birgün kendime bütün bir ördek alicam... ve sense hala üzerinden zeytin kokusunu atmaya calisiyor olacaksin.
Algún día, voy a tener mi propio ganso. Y tú todavía tendrás ese hedor a olivas sobre tí.
Söyle... ne zaman benim kralicem olacaksin?
Dime, cuando ser mi reina?
Merak etme, vergi ödeyenlere yïllarca yük olacaksïn.
Durante años, será una carga para los contribuyentes.
Hep bu olacaksïn.
Y siempre lo serás.
Ölü olacaksïn.
Te matarán.
Sürerken, ülkenin her bir yerinde olacaksïn.
Así podrás recorrer todo el país.
Özel türden bir kadïn olacaksïn.
También serás una mujer especial.
Benim kölem olacaksïn.
Serás mi esclava.
Bayanla beraber büyük evde olacaksïn.
Estarás en la gran casa con la señora.
Ama sana, kendine iyi bak diyecegim çünkü geri gelmemin en büyük sebebi sen olacaksïn.
Pero diré que cuides de ti misma porque eres la razón más importante para volver.
Bu vakanïn sonucunda profesör olacaksïn herhalde, degil mi?
Supongo que este caso le valdrá una cátedra, ¿ verdad?
Güvende olacaksïn.
Yo te cuidaré.
olacaksın 65
olacağım 136
olacağız 25
olacak 363
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
olacağım 136
olacağız 25
olacak 363
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41