English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ O ] / Oldün

Oldün traduction Espagnol

2,763 traduction parallèle
Sen öldün!
¡ Estás muerto!
- Sen öldün.
- ¡ Yo te mato!
Dikkatini dağıttım ve öldün.
Te he distraído y has muerto.
Öldün sen.
Eres hombre muerto.
Sen öldün.
Estás muerto.
Anlamıyorsun, sen çoktan öldün.
No entiende, usted ya está muerto.
Sen zaten öldün
Tu muerte será para salvar a la humanidad.
- Öldün mü?
¿ Estás muerto?
Pekala göt herif, öldün sen.
Vale, joder, estás muerto.
Artık üzerimde kullanabileceğin bir şey yok. Leo'yla ilişkimi anlattım, ve beni terk etti, bu yüzden Hindistan'a gidiyorum. Benim için öldün bu arada.
Ya no tienes nada que utilizar contra mí, le acabo de contar a Leo lo de mi aventura y me ha dejado, así que me marcho a la India, y por cierto, estás muerto para mí.
Öldün sen.
Te voy a matar.
- Şimdi öldün!
- Ahora estás muerto
Sen öldün, Sam.
Estás muerto, Sam.
- Öldün, isyancı! - Ne?
¡ Estás muerto, rebelde!
Öldün sen.
Estás muerta.
Olamazsa... Öldün demektir.
Si no estás prácticamente muerto.
Bum, öldün.
Bang. Estás muerto.
- Sen öldün.
- Estás muerto.
Öldün mü?
¿ Estás muerta?
Sen öldün ve ben senin gibi olmaya korktuğum için çocuk sahibi olmak istemedim.
Moriste, y todavía tenía miedo de convertirme en ti que nunca he tenido hijos.
Sen bugün öldün.
Están muertos.
Öldün sen Sneddon! Duydun mu beni?
Estás muerto, Sneddon. ¿ Me oyes?
Sadece sen öldün diye hiçbir şey olmaz.
¿ Qué es una vida más o menos?
Her neyse, Barney, çok genç öldün.
De todos modos, eh, Barney, moriste muy joven.
Sen öldün.
Eres hombre muerto.
Yaptığı onca şeyden sonra hala cafeye gelip bana "sen öldün" yazan notlar bırakıyor.
Después de todo, volvió a la cafetería y me dejó notas... "Estás muerta."
Yağ eşittir splat! "Sen öldün" de olduğu gibi. Orada bir şey mi var?
La grasa te pone fofo... y entonces, te mueres.
Öldün sen!
¡ Estás muerto!
Tamam, bu kadar. Sen öldün.
Bien, eso es todo, estás muerto.
Öldün sen, kaçma!
Eres hombre muerto. No corra.
Sen öldün!
Estás muerto.
Burada neyden öldün?
¿ Que te mató, por cierto?
Öldün.
Estás muerto.
Öldün. - Ne?
Estás muerto.
Uh, nas---nasıl öldün?
Uh, co--como has muerto?
Öldün sen.
Oye, ¿ sabes qué?
Öldün sanmıştım.
Pensé que estabas muerto, amigo.
Artık senden korkmuyorum çünkü sen öldün ve ben hayattayım.
Pues ya no te tengo más miedo porque estás muerto, y yo no.
Öldün ve geri geldin.
Tu regreso de la muerte.
Öldün mü?
- ¿ Te mueres?
Sen öldün, ahbap.
Eres hombre muerto.
Öldün!
¡ Eres hombre muerto!
Gerçekten öldün mü?
¿ Llegaste a morir?
Aglayarak öldün.
Moriste llorando.
Sevilerek öldün.
Tú moriste... amada.
Öldün sen Castle.
Eres hombre muerto, Castle.
Sen öldün, Gaines.
Eres hombre muerto, Gaines.
Ben yaşayabileyim diye öldün.
Haz muerto para que yo pueda vivir.
- Tabii ki öldün.
- Sí, lo estás.
- Öldün sen.
Estás muerto.
Öldün.
Muerto. Muerto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]