Olmak traduction Espagnol
111,939 traduction parallèle
Ancak seninle birlikte olmak istediğim için olur.
Solamente iría porque desearía estar contigo.
Muhtemelen Natalie'nin izini sürerken karışık beyinde olmak ergen beyninde olmaktan iyidir.
¿ Sabes? , probablemente sea mejor el ruido blanco que la angustia de un cerebro adolescente mientras busco a Natalie.
Hafıza sorunlarım sebebiyle dezavantajlı olmak istemiyorum.
No es que me quiera aprovechar de... ya sabes, sobre todo por mi falta de claridad.
Sokaktaki tek çöp tenekesi burada ve deniz ürünleri bölgesinde olmak zorundaydı.
El único contenedor del callejón, y tenía que estar detrás de una marisquería.
Olmak istedim ama...
He querido serlo, pero...
Serumu almazsan bu riski alacak ilk kişi Major olacak. Dürüst olmak gerekirse o senin yüzünden zombi olmuştu.
Si no te tomas el suero, la primera persona en correr ese riesgo será Major, quien, seamos honestos, solo es un zombi por tu culpa.
Major olmak zorunda kalmasın diye ondan deney faresi olmasını istiyorsun.
Le pides que sea el conejillo de indias para que Major no tenga que serlo.
Buna dahil olmak istemiyorum.
No quiero formar parte de esto.
- Çok leziz. Tekme atmadığım sürece ona bir daha bu kadar yakın olmak istemem.
No quiero volver a acercarme tanto a él salvo que vaya a patearlo.
Adam içinden demiş ki, " Ben burada olmak istemiyorum.
Entonces él pensó : " No es aquí donde quiero estar.
Vicdan sahibi olmak can sıkıcı.
Tener conciencia es deprimente.
Bunun parçası olmak istiyorum.
Quiero ser parte de eso.
- Zika kapıp küçük kafalı olmak istemem.
- No quiero que me transmitan el zika.
Kendim olmak.
Ser yo.
Kendim olmakta özgür olmak.
Libre para ser yo y yo.
Peki mahkûm güvenliği, iş ve hobi programları, gardiyan eğitimi gibi hususlar dâhil olmak üzere cezaevinin işletilmesinden nihai olarak kim sorumlu, söyler misin?
¿ Y quién es el responsable de todas las operaciones carcelarias, incluidas, entre otras, la seguridad de las reclusas, los programas de empleo y recreación, la capacitación de los guardias, etcétera?
Her şeye hazırlıklı olmak iyi hoş da, bu kadarı da Hitler seviyesinde bir hazırlık.
Es bueno estar preparado para cualquier cosa, pero esto es preparación a nivel Hitler.
İşe yaradığından emin olmak lazım, değil mi?
Tienes que saber si funciona, ¿ no?
Burada olmak istemiyorum!
¡ Ya no quiero estar aquí!
Ayrıca dürüst olmak gerekirse aşırı büyük diye bir şey var, anlıyor musun?
Y para ser totalmente sincera, la de él sí es muy grande, ¿ sabes?
Kızgın olmak şu anda gücümün yetmediği bir lüks.
Mira, resulta que estar "enojada" es un lujo que no puedo darme ahora.
Alex'in yanında olmak istemen güzel.
Es bueno que quieras estar junto a Alex.
Yanında olmak istiyorum.
Y quiero estar a tu lado.
- Öyle biri olmak istiyorum.
- Yo quiero ser esa persona.
Bu hayatı seviyorum ama ikinci planda olmak istemiyorum.
Amo esta vida, pero no seré tratada como una ocurrencia tardía.
Mutlu olmak ve aile kurmak istemiyor musun?
¿ No quieres ser feliz y tener una familia?
Bir şey olmak zorunda.
Debe ser algo.
Hedefine âşık olmak gibi affedilemez bir hata yaptığın için mi?
¿ Porque has cometido el imperdonable error de enamorarte de tu objetivo?
Mayhoş tatlara düşkün olmak zekâ geriliğine yol açmaz.
Preferir el whisky de malta no te vuelve estúpido.
Dur şimdi, yakan topta son seçilen olmak gibi bir şeyden bahsetmiyoruz.
Esto no es como que no te escojan para jugar a la pelota.
Aslında Wyatt bizim çevremizde kafası çalışan biri olmak daha iyidir.
Wyatt, en nuestro mundo, es bueno ser inteligente.
Ölüyor olmak.
Morir.
Babam da deniz piyadesi olmak istiyordu ama tırsağıntekiydi.
Mi papá quería ser marine, pero era un cobarde.
Hiç durmadan sürekli kafa siken, şirret bir cadı olmak zorunda mısın?
¿ Por qué carajo eres una desgraciada de tiempo completo, las 24 horas del día?
Federal ajan olmak istediğimde aklımdaki bu değildi sadece.
Es que... Esto no es lo que imaginé cuando decidí ser agente federal.
Ben de işimden olmak istemediğime göre rica etsem siktir olup önümden çekilir misin?
Y como me interesa conservar mi empleo, ¿ qué tal si ahora te quitas de mi camino, carajo?
Kimse solucan maması olmak istemez.
Nadie desea que lo coman los gusanos.
Mike Fleming olmak istemiyorum.
No quiero ser Mike Fleming.
Diyorum ki belki Sosyal Hizmetler'i arayıp veliniz olmak için başvurabilirim.
Estuve pensando que podría llamar a Asistencia Social para que me dejen ser tu tutora.
Kendine yardım etmene yardımcı olmak için buradayım.
Estoy aquí para ayudarte.
Burada olmak için bir gerekçeye ihtiyacın var.
Necesitas un motivo para estar aquí, ¿ sí?
Burada hiç bulunmamış olmak istersen, o şekilde göstermeye çalışırım ama burada olursan seni bir kahraman yapabilirim.
Si no estuviste aquí, puedo intentar que salga bien pero si estuviste te puedo convertir en héroe.
Konsantre olmak için çok heyecanlıyım.
Estoy muy emocionado para concentrarme.
Sadece özgür olmak istiyorum.
Solo quiero ser libre.
Yani bir niffin olmalıyım, yine de bir niffin olmak istemiyor musun?
Entonces tengo que ser un niffin, ¿ pero no puedo hacer de niffin?
Üzgünüm, size yardımcı olmaya çalışan tek kişiyle olmak tam bir eziyet.
Siento que sea una tortura estar con la persona que está intentando ayudarte.
Alarmlar ve servisler düştükten sonra, on dakikanız var demektir. Alt katta olmak, silahlı muhafızları atlamak ve doğru on basamaklı yere girmek.
Una vez que tanto las alarmas como las barreras caen, tenemos diez minutos para bajar, pasar los guardias armados y meter correctamente la combinación de diez dígitos.
"Evet, komünisttim, eskiden öyle olmak suç değil" de.
Di, "sí, fui comunista". No es ilegal haberlo sido.
Tedbirli olmak daha iyi.
Es mejor estar seguros.
Sıradaki sen olmak ister misin? You want to be next?
¿ Quieres ser el siguiente?
Başta hedefim yerleşik bir adam olmak değildi.
Nunca quise ser un hombre establecido.