Olmam traduction Espagnol
45,142 traduction parallèle
- Benim bir şey olmam gerekmez.
- No tengo que saber nada.
Scarlett olmamı istiyorsan, Scarlett olabilirim.
Puedo ser Scarlett, si quieres que sea Scarlett.
Korkunç eylemlerim için sorumlu olmam gerektiğini artık biliyorum.
"Ahora sé que debo ser responsable. Por mis acciones indecibles".
Haritaya göre nehire varmış olmamız gerek.
Según el mapa, vamos a llegar a un río.
Bu bok yığını kumarhaneye gelmemin tek sebebi, yaratıkları sonsuza kadar kilitli tutmak için kutsal bir emaneti arıyor olmam.
Solo vine a este horrible casino para hallar una reliquia que mantenga a ese monstruo encerrado por siempre.
Benim de pamuk şeker satışında olmam lâzım.
Debo ir al puesto de copos de algodón.
Hazır olmamız bir saati bulur.
Estaremos listos en una hora.
Olmamız gereken yerdeyiz.
Estamos donde se necesita estar.
Tekrar insan olmamız için aşık olmaları gerek ve kız odasında kalırsa nasıl aşık olabilirler?
Deben enamorarse si queremos ser humanos ¿ y cómo podrán si ella se queda en su cuarto?
Sanırım insan olmam sebebiyle.
Eso es probablemente porque soy humano.
Bir dakika susup ta konsantre olmamı sağlar mısın?
¿ Puedes callarte un minuto? ¿ Y déjame concentrarme?
Yüzemezsin, o kadar hızlı olmamıza rağmen buraya gelmemiz bir saatimizi aldı.
Tardamos una hora a no sé cuántos kilómetros por hora en llegar aquí.
Jorge'nin kesinlikle bir telefonu var, teslim olmamın tek yolu... yerini tespit edin ve öğlen ana meydana getirin.
Jorge sin duda alguna tiene móvil, así que sólo me entregaré si usted...
Dediğim gibi, teslim olmamın tek şartı Jorge'yi görmek.
Le dije que me entregaría, pero sólo si me deja ver a Jorge.
Elimde hiç bu kadar para olmamıştı.
Nunca he tenido tanto efectivo.
Hiç böyle hissetmemiştim. Hiç böyle duygularım olmamıştı.
Nunca me había sentido así.
Hiç bu kadar kötü durumda olmamıştım.
Pero nunca antes he estado tan jodido.
Pazartesiye bu parayı bulmuş olmam lazım ve nasıl bulacağımı bilmiyorum Gene.
No sé cómo, pero debo ganar todo ese dinero antes del lunes y... Estoy perdido, Gene.
Hiç kurban olmamıştım.
Nunca fui la víctima.
Ve bilinçli olmam benim için ihmalkâr olurdu.
Y sería negligente de mi parte no estar informado.
Sizin gibi bir federal başkanımız olmamıştı.
Nunca hemos tenido un presidente de la Fed como tú.
Sana engel olmamı söyledi.
Que no te lo permitiera.
Eyvah, inşallah suçiçeği olmamıştır.
Oh, Dios mío. Será mejor que no sea varicela.
Yeni giysiler hiçbirimize olmamıştı yine de giyip denedik.
A nadie le quedaba su ropa nueva, pero nos la probamos de todos modos.
Yaşananlar sizin anlattığınız şekilde olmamış olabilir.
No es solo como blanco y negro lo está describiendo.
beni operasyonlardan kıdemli başkan olmam için tuttun.
Eso es. Me contrató para ser vicepresidente.
Hiçbirbir şey olmamış gibi.
Como no sucedió nada.
- Hiç abim olmamıştı.
Nunca he tenido un hermano.
Götün teki olmamı ister misiniz?
¿ Quieres verme?
İşin komik tarafı ise, sizi bizim yaratmış olmamız.
La ironía es que te creamos.
Kimseye bir şey olmamış.
Dice que nadie fue herido. - Oh.
Babası şikâyetçi olmamış.
" Padre no hizo cargos.
İkna olmamış gibisin.
No parece muy convencida.
Ve B alanına girmeden önce beş ila on tane daha var. Hazır olmamız lazım.
Y otros cinco a diez antes de que estén en la zona B. Tenemos que estar listos.
Odadaki çoğu kişiden daha zeki olduğunu bilerek onca yıl boyunca geri planda, ağzın kapalı bir şekilde oturmak eminim kolay olmamıştır.
No debió ser fácil todos esos años, sentada atrás, manteniendo la boca cerrada sabiendo que era más inteligente que la mayoría de las personas en la habitación.
Küçük Rosie'ye göz kulak olmamız.
Cuidar de la pequeña Rosie.
Bende iğne olmam.
Yo no toco agujas.
- Konsantre olmamı söyleme bana.
No me digas que me concentre.
Benim daha farklı biri olmamı isterlerdi.
Les gustaría que yo... vistiera de manera diferente.
Onların istediği kişilerle arkadaş olmamı istiyorlardı.
Tener el tipo de amigos que quieren que tenga.
Sanırım dönüşemiyor olmamızın sebebi benim.
Creo que soy la razón por la que no podemos transformarnos.
Zordon'un bizden Güç Koruyucusu olmamızı istemesinin nedeni duvardan çıkabilmek içindi. Pekala.
De acuerdo...
- Sessiz olmamı mı istiyorsun? Beni susturmak zorundasın.
- Si quieres que me quede callado... tendrás que mostrarme cómo.
Key West öyle ama. Şu anda da elimde bir içkiyle orada olmam gerekiyor.
Cayo Hueso lo es y ahí es donde necesito estar ahora, con un trago en la mano.
Üç gün sonra orada olmamız gerekiyor.
¡ Debemos llegar en tres días!
Ağabeyi olmam hiçbir şeyi değiştirmiyor.
El hecho que sea mi hermano no cambia absolutamente nada.
Benim ağabeyi olmam hiçbir şeyi değiştirmiyor.
El hecho de que sea su hermano no cambia nada.
Kötü beslendim, çift böbrek yetmezliğim var ve dürüst olmam gerekirse haftalardır bulutlarda uçuyorum.
Desnutrido, fallo doble de riñón, y francamente, llevo semanas colocado.
- O zaman şikayetçi olmam gerekir.
- Tendría que presentar cargos. - Presente armas.
Kızarmalarınızı görmezden görüyorum, çünkü aynı tarafta olmamız gerek.
Les ahorro el sonrojo, porque estamos en el mismo bando.
Sanırım adamın rızası olmamış.
Veo que él no accedió.