Olmazdı traduction Espagnol
10,393 traduction parallèle
Cardiff Elektrik olmasaydı İsyan da olmazdı.
Si no fuera por Cardiff Electric, no hubiera habido Mutiny, y...
- Daha büyük penisin sakıncası olmazdı.
Un pene más grande no habría estado de más. Y sin duda mis pies están iguales, Lana.
- Bunun önemi olmazdı. Çünkü Bay Archer seni kendi kemiklerinle beslerdi.
¡ El Sr. Archer te daría de comer tus huesos!
- Bu, Amerika'da olmazdı.
Sí, y sucede todo el tiempo.
Başlasan bile senden bir halt olmazdı.
No fuiste bueno para nada aunque empezaste la pelea.
- Senden bir halt olmazdı!
- ¡ No valiste una mierda!
İsteklerin karşısında çok utangaçsın Alex. Ama belli ki istediğin şeyler var yoksa burada olmazdın.
Eres reservado sobre tus aspiraciones, pero existen, o no estaríamos aquí.
Alan, abin sabah kahvesini kaçırdıysa keyifli olmazdı.
- Alan, tu hermano no era muy agradable si su café de la mañana.
Ama anlamı olmazdı.
Pero no significaría nada.
Bunu yapabilecek olsaydın burada geri gelmeye çalışıyor olmazdın.
Y si pudieras hacerlo, no estarías aquí pidiendo volver.
- Öyle olsa çok zaman gerekirdi ve amacına uygun olmazdı.
Eso habría llevado más tiempo y probablemente no habría servido a su propósito.
O ekin çemberleri olmasaydı, bunların hiçbiri olmazdı.
Es decir, sin esos círculos en tus campos nada de esto habría pasado.
Sana inanıyorum yoksa burada olmazdın ama bazı şüphelerin olmalı.
Creo que usted, o usted no estaría aquí, pero hay que tener un poco de duda.
Tüm yetki bende olsaydı o adamın hatırı için veremeyeceğim bir şey olmazdı.
No hay nada que no hiciera por el bienestar de ese hombre. Si solo fuera de mi competencia.
Vay anasını be Doktor Dave, yerinde olsam o kadar emin olmazdım.
Bueno, yo, doctor Dave, Yo no estaría tan seguro.
Onlar olmasaydı burada olmazdık Kono.
No estaríamos aquí de no ser por ellos, Kono.
Zavallı küçük bir kız gibi ağlayıp ne yapacağım ben diye burada oturuyor olmazdım.
No me sentaría aquí, A llorar como una niña patética, no lo haría,
Çeneni kapatsaydın bilgiye ihtiyacım olmazdı Ronnie.
No necesitaría que me avisaras... si te hubieras callado la boca, Ronnie.
Yılın en soğuk gecesi olmasaydı bir şey olmazdı dediler.
Nos dijeron que habría estado bien Si no hubiera sido una de las noches más frías del año.
Buna bu kadar emin olmazdım ben. Olamaz.
No estaría tan seguro acerca de eso.
Eğer annen yatağımda olduğunu bilseydi, pek memnun olmazdı.
Si tu madre supiera que estás en mi cama no estaría feliz.
Ruslar ilk baştaki anlaşmamıza uysaydı bunların hiçbirisi olmazdı.
Esto nunca habría sucedido si los rusos hubieran respetado nuestro acuerdo.
Kafasını düzgün görseydim, ona asla oda kiralamış olmazdım.
Nunca le hubiera rentado un cuarto a ella... si la hubiera visto apropiadamente.
- Yapsaydım, yaptığım o olmazdı.
Bueno, no te haría llorar si no te quisiera.
Bunu bilmeseydim annen olmazdım, değil mi?
Lo sé. Si no supiera eso, no sería una madre, ¿ verdad?
Hiç bu kadar dikkatli olmazdın, değil mi?
Nunca se es demasiado cuidadoso, ¿ verdad?
O Avustralyalı kız çığlık atmasaydı deliksiz uyur ve haberin bile olmazdı.
Si esa pájara australiana no hubiera gritado, habrías estado durmiendo y no te habrías enterado.
Bu sabah zamanında gelseydin insanlar tavan çöktüğü zaman etrafta olmazdı.
Si hubieras llegado a horario... habría habido menos gente cuando se cayó el techo.
Beni o aptal ıslah okuluna göndermeye zorlamasaydın daha en başta burada olmazdık.
Si no me hubieras forzado a ir a ese estúpido reformatorio, entonces no hubiéramos estado aquí en primer lugar.
Bizi kurtaracağına inanmasaydım şu anda burada olmazdın.
No estarías aquí si no creyera que puedes salvarnos.
Ama flaş belleğinde bulduğum parlak fikrin için sana teşekkür etmezsem olmazdı.
Pero sería una negligente si no te diera las gracias por esa brillante idea que encontré en esa unidad flash tuya.
Doğru olmasaydı olmazdı.
* No es verdad si no fuera verdad *
Hayır muhbirlerin adam öldürmeyle işi olmazdı.
Los soplones no se involucran en los asesinatos.
Biraz nem fena olmazdı.
Ojalá tuviéramos un poco de humedad.
Bunun anlamı olmazdı.
No tenía sentido.
Haberim olmazdı gittiklerinden.
Quiero decir, ni lo noté.
Hazır aklıma gelmişken bir özür fena olmazdı.
Salud. Aunque, ahora que lo pienso, una disculpa estaría bien.
Ama bazı günler... hakkında düşünmemeyi yeğlerim. Tabi ki, eğer yapabilseydim, en başta burada olmazdım. Biliyor musun?
Pero algunos días... algunos días preferiría no pensar en ello. ¿ Sabes?
Romantik casuslara güven olmazdı.
Los románticos se convierten en espías poco fiables.
İyi olmazdı çünkü.
Porque no sería bueno.
Eğer şanslı olsaydım, gidiyor olmazdım.
Si tuviera suerte, no tendría que irme.
Bize yalan söylemeseydin olmazdık.
Si no nos hubieras mentido, no tendríamos que hacerlo.
Tuba çalan maymun görmüş olsaydın sürpriz olmazdı.
Si viste un mono tocando una tuba, no me hubiera sorprendido.
Olmazdı N'- t Dante Kane istiyorum Onun küçük oyuncak arıyor gelmek.
No querría Dante Kane para venir a buscar a su pequeño juguete.
Aslında apos için olmazdı t zihni.
En realidad, no me importaría.
Ve ben, ben apos için olmazdı bilmek istiyorum ; t var Buna dışında size kardeşçe birilerini uzattı.
Y quiero que sepas, que no tendría acercado a vosotros, sino que era alguien en la hermandad.
Ölümüm meleklerden olmasaydı, o zaman da Claire Reisen diye biri olmazdı. Claire, bugün misafir beklemiyordum.
Si los ángeles no fueron mi muerte, entonces Claire Riesen sin duda no lo será.
- Buna bu kadar emin olmazdım ben.
No estaría tan seguro acerca de eso.
Bu etik olmazdı.
No sería ético.
Yoksa konuşuyor olmazdık.
- Vino con una buena referencia.
- Caroline hemfikir olmazdı.
Carolyn no estaría de acuerdo contigo.