Oregon traduction Espagnol
1,140 traduction parallèle
Tanrım, burda tüm Oregon'dan eyaletinden daha fazla satıyorlar.
Se venden más aquí que en el estado de Oregón.
Gordon sanırım Bend, Oregon'a gidiyorsun.
Gordon, entiendo que está de paso a Bend Oregon.
Bend, Oregon'a gidiyorum.
Estoy de paso a Bend, Oregon.
Bend, Oregon'dan Gordon Cole konuşuyor.
Soy Gordon Cole, llamo desde Bend, Oregon.
Astoria'da, Oregon.
En Astoria, Oregon.
Onun Orgeon'da kullandığı adı hiç söyledi mi?
¿ Mencionó qué nombre usaba en Oregon?
Yarın Oregon'dan yağ pompası gönderecek biri var.
Uno de Oregón tiene una bomba que podría enviarnos manana.
Oregon patladı.
Oregón ha saltado en pedazos.
Oregon'daki adam ne kadar bekler?
? Cuánto tiempo esperará el tipo?
Bend, Oregon'daydım.
Fui a Bend, Oregon.
Sen yapsana, Oregon?
¿ Por qué no lo haces tú, Srta. Oregon?
Bob ve ben eve dönüyoruz, Oregon'a.
Bob y yo nos... vamos a casa... a Oregon.
Bob ve ben Oregon'a dönüyoruz.
Bob y yo nos vamos a Oregon.
Ben Oregon'luyum.
Vivo en Oregon.
Kahrolası Oregon demek istemiştim.
Pues al jodido Oregon.
Gresham, Oregon yarbay.
De Gresham, Oregon... coronel.
Baban, Gresham, Oregon'da ne iş yapıyor?
¿ A qué se dedica tu papi en Gresham, Oregon?
Oregon'lusun ve Baird'de burslusun.
Has venido desde Oregon becado para estudiar en Baird.
Charlie şimdi itiraf etmezsen ömrünün sonuna kadar Oregon'un bir kasabasındaki bir bakkal dükkanında raflara bisküvi paketi dizersin. Ölmeden önce de şu cümleyi söylersin... "İyi günler, yine bekleriz."
Si no hablas ahora... vas a terminar... no tan sólo almacenando galletas en una tienda en Oregon... sino que tus últimas palabras, antes de estirar la pata... serán : "Tenga buen día" y "Vuelva pronto".
Oregon'lu delikanlı gitti, yerine...
¿ Qué han hecho? ¿ Te quitaron lo que traías de Oregon?
Evet, Oregon'dan alınan bu ehliyet geçerli ve uygun müşterilerin Testarossa'yla test sürüşü yapmasına izin veririz.
Sí, la licencia es válida. Y a los clientes se les permite probar el Testarossa.
Oregon'dan gelemediler.
No pudieron venir hoy desde Oregon.
Bu askeri, kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırmış bir halde... Oregon'daki evine gönderdiğinizi söylüyorsunuz.
Ustedes creerán que solamente están mandando... a este soldado a su casa, con el rabo entre las patas.
Oregon Eyaletinde kokain kullanımı yasaktır.
El uso de cocaína es ilegal en el estado de Oregon.
Oregon'da asla kullanmadım.
Nunca la he usado en Oregon.
Ve sekiz numaralı kese kağıdı. Oregon Tepesi'ne öylece atılmış ve orada öylesine duruyor olabilir.
Una bolsa de papel de embalaje yace descartada en las colinas de Oregón, pareciendo vivir donde yace.
Yakında kış gelecek ve onlar Kolorado veya Oregon'a göç etmeye başlayacaklar.
Pronto llegará el Invierno, y emigrarán hacia Colorado o Oregon.
Oregon'lu kadın, yaş 21. Ölüm nedeni açıklanamıyor.
Una mujer de Oregón, de 21 años, muerta sin ninguna causa aparente.
Geleneksel yaklaşım. Bu Oregon'lu kadın. Sınıfındaki dördüncü insan.
Esta mujer de Oregón es la cuarta persona de su curso que muere en circunstancias misteriosas.
Oregon eyaletine gideceğiz.
Nos marchamos al estado de Oregón a las 8 : 00 horas.
Hem de Oregon'un sıcak bir yaz akşamında, Doktor Scully?
¿ Cómo muere congelado un chico de 20 en una cálida noche de verano en Oregón, Dra. Scully?
Oregon Raymond County'deki savcılıkla konuştum.
Hablé con la oficina del fiscal del distrito de Raymon, Oregón.
Bu akşam oregon eyaletinden bahsediyoruz.
Esta noche nos centramos en Oregon.
Tomrukçuluk endüstrisinin doğal yaşlı ormanı katletmeye devam ettiği ve bu sebeple tehlikede olan baykuşların tek sığınak yeri olan oregon'dan.
Donde la industria maderera sigue violando el crecimiento del bosque Del que depende el búho manchado en peligro de extinción.
Böbrekleri Boston'a, ciğeri Dallas'a ve korneaları da Oregon'a götürüldü.
Sus riñones fueron a Boston, su hígado a Dallas y sus córneas a Portland, Oregón.
Bu, Oregon Bölgesi'nden 256 hektar devlet arazisi talebi.
Es una concesión de 260 hectáreas en el Territorio de Oregón.
O para Oregon Topraklarında yeni bir başlangıç için birikimimiz.
No se equivocó. El dinero nos permitirá empezar de nuevo en el Territorio de Oregón.
- Oregon. Bir kere gitmiştim.
Estuve allí una vez.
Oregon'un daha farklı olacağını nereden biliyorsun?
¿ Qué te hace pensar que será distinto en Oregón?
Oregon'un toprakları geniştir.
Gran territorio, Oregón.
Ama bu güne kadar bekar bir bayanın toprak talebinde bulunduğunu görmedim. Oregon'da.
Pero nunca supe de una joven soltera con una concesión de tierras... en Oregón, en verdad.
Kaliforniya, Oregon ve neydi o yukarıdaki, onları kastettim?
Hablaba de California, Oregón y... ¿ Cuál es el otro?
Kanarya Adası çamı denilen ender bir ağaçtan, sadece Oregon'da yetişiyor.
Analizamos las fibras del papel y descubrimos que son de un pino que sólo crece en Oregon.
Baban seni Oregon'dan yılda iki kez ya arıyor, ya aramıyor.
Tu papá te llama desde Oregon quizás dos veces al año.
Baban Oregondan yılda belki iki kez arıyor.
Tu papá te llama desde Oregon quizás dos veces al año.
Bunun yerine 1947 yapımı klasik bir Glenn Ford filmi olan "Two Hundred Miles to Oregon" u önerdiler...
En su lugar sugieren una película de Glenn Ford de 1947 Two Hundred Miles to Oregon.
Washington'dan Oregon'a uzanan tüm bu sıradağlar hala son derece aktifler.
Toda esta cadena de montañas desde Washington hasta Oregón es activa.
Oregon, Bend'deki bir izleme merkezinden, elimize bu geçene kadar biz de öyle sanmıştık.
Eso pensamos hasta recibir esto de una estación de seguimiento en Oregón.
Aslına bakarsan, Oregon sınır kontrolünde durdum.
En verdad, acabé en el puesto de control fronterizo de Oregon.
Oregon şeftalileri. Yılda sadece iki hafta yenebiliyor.
Sí, los de Oregon que sólo están maduros dos semanas al año.
Oregon da ne dediğini duydun mu?
¿ Oíste lo que dijo?