English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ O ] / Ortalığı

Ortalığı traduction Espagnol

4,653 traduction parallèle
Ben daima ortalığı batırırım.
Yo siempre la cago.
Bu gece ortalığı fena batırdım.
¡ Esta noche la cagué a lo grande!
Biliyorum, ortalığı biraz dağıttım.
Lo sé, como que... Lo sé. Hice un desastre.
Baba, ezdim geçtim ortalığı. Kalabalığı duymadın mı?
Papá, fue todo un maldito éxito.
Resmen ortalığın amına koymuşsun.
Sin duda has mejorado.
Ana, neden ortalığı temizlemedin?
Ana, ¿ por qué no limpiaste?
Planet Hollywood'ta ortalığı kasıp kavuruyorlar..
Están empezando a construir en Planet Hollywood.
- Amına koyacağız ortalığın.
Bien. Vamos a hacerlos putos pedazos.
Biraz ejderha kokacaktır fakat kadınlar ortalığı temizler.
Tal vez huela a dragón, pero las mujeres pueden limpiarlo.
Neden kiliseye gideceğine tapınağa gittin? Ortalığı karıştırmak mı istiyorsun?
Se ha equivocado y ha ido a un templo en vez de una iglesia.
Direksiyon başında ortalığı dağıtırmış.
Solía correr en los circuitos locales.
Bu sabah otobüs durağında bile kopardık ortalığı.
Incluso nos dieron en un break-off en la parada del autobus esta mañana.
Brick, ortalığı aydınlatmanı istiyorum.
Brick, quiero luz de día. Colina norte.
Sonra ara ve ortalığı karıştır.
Entonces usted llama, y se eleva el infierno.
Ortalığın amına koyulmuş resmen.
Puta tormenta de mierda aquí.
Şimdi izin verirseniz hala bir mutfağım varken ortalığı temizleyeceğim.
Por favor, disculpen, pero iré a limpiar la cocina mientras aún tenga una cocina para limpiar.
İşe yaramazsa ortalığı kızıştırabiliriz.
Si no funciona, siempre podemos intensificarlo.
Ben, ben ortalığı yıkıyordum.
Estoy-estoy mierda destruir.
Ortalığı temizle.
Límpialo después.
Ortalığı karıştırdınız.
Tú has desatado una tormenta.
Ortalığı yıkmak için gerekeni yapacağını biliyordum.
Supe que tenías lo necesario para convertirte en un éxito.
Bu kızın ortalığı sallayacağını biliyordum.
Sabía que esta chica mataría.
Ortalığı birbirine kattığın için Shinozaki ve adamlarını suçlama planımız suya düştü.
Porque hiciste un desastre en la escena... el plan de culpar a Shinozaki y sus hombres, fracasó.
Kinsley'de ortalığı kasıp kavuruyorum.
Lo estoy haciendo de puta madre en Kinsley.
Neden ortalığı karıştırasın?
¿ Por qué mover el bote?
Babam burada yaşadığı zamanlar, ortalığı bok götürüyordu.
Cuando mi padre vivía aquí, este lugar era un desastre.
Sen ortalığı düzenleyeceksin. Ben uyumaya gidiyorum. Yarın da bu konuşmayı nihayete vardırırız.
Tú limpias, yo me voy a dormir y terminaremos esta conversación mañana.
- Yıkalım ortalığı!
Vamos a limpiar todo.
Ortalığı epey kötü karıştırdın.
¿ recuerdas esto? Hiciste un gran maldito desorden.
Siz herkesi buraya topladınız, ben de ortalığı toplarım.
Ustedes trajeron a todos, yo limpio.
Etrafta yürüyüp, ortalığı biraz ortalığı karıştıracağım.
Voy a caminar por la sala para animar las cosas.
Uh, ortalığı sallamaya hazır mısın?
Uh, ¿ estás listo para el rock?
Yarın gelirsin, otururuz, resmi bir toplantı olur. Böylece programın hakkında her şeyi öğreniriz. Ortalığı yıkacağına eminim.
¿ Quieres venir mañana, nos sentaremos, tenemos una reunión oficial, y podemos escuchar todo acerca de este espectáculo tuyo.
Ortalığı dağıtabilirler.
Podrían esparcirse.
Çıldırıp banyoda ortalığı birbirine katan kadına ne oldu?
¿ Qué pasó con la mujer que flipó y cayó dentro de la ducha?
- Ne oldu ya? - Babam gene ortalığı karıştırdı. Birinci mevkiye oturmak istedi.
El viejo ha montado un escándalo porque no lo han subido de clase.
Neden? Ortalığı daha da mahvetmeden önce aklımı kullandığım için mi?
¿ Por usar mi cabeza antes que empeorar todo este lío?
Ortalığı kasıp kavurmam lazım.
Tengo que estar funcionando a toda máquina.
Neyse ki ben şanslıyım, bütün gün telefonlara bakacağım için..... ortalığı kasıp kavurmama gerek yok.
Bueno, por suerte. Yo no tengo que funcionar a toda máquina para contestar el teléfono todo el día.
İnternette ortalığın amına koymuşsun.
Estuviste como un puto loco en Internet.
Ortalığı birbirine kattın.
Organizaste un buen lío.
Orada ortalığı yıkacaksın.
Los vas a matar hoy.
Ortalığı sen mi batırdın?
¿ Tú hiciste todo este desastre?
Ortalığı batırdım.
La cagué
Ve ben yoldayken, Ortalığı biraz dumana boğman.... gerek.
Y mientras estoy de camino, vas a tener que hacer... -... una pequeña "preparación".
Öyleyse anlaşıldığı üzere Dino Dino bambino çok uzun bir süre ortalıkta gözükmeyecek.
Parece que Dino, Dino Bambino, se irá por un largo tiempo.
- Ortalığı yıktık!
- La pegamos.
- Ortalığı yıkıp geçecek. - Anlamama yardım etsene.
Ayúdame con esto.
Polise yalan söylemeyeceğim, ortalıklarda muhabbet tellallığı - yapmaya o lanet pelerininle devam edebilirsin.
No voy a mentirle a la policía, para que vayas a ocultarte... a una puta cueva por el resto de tu vida.
Yıkın ortalığı!
A romperla.
Eğer herkes senden şüpheleniyorsa Hamund ortalıktan nasıl kaybolursa kaybolsun, senin yaptığını sanmazlar mı?
Si los hombres ya sospechan de ti, ¿ qué nos dice que no sospecharán sin importar cómo Hamund desapareciera?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]