English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ O ] / Otro

Otro traduction Espagnol

156,377 traduction parallèle
Başka acı semptomları var mı?
¿ Tienes algún otro síntoma de dolor?
Başka bir zombi çocuğun kafasına kurşun sıkmasını mı bekleyeceğiz?
¿ Esperamos a que le meta una bala en la cabeza a otro niño zombi?
Bir başka anonim Snapchat.
Otro Snapchat anónimo.
Yeni biri olduğumda bana birbirimiz için ne anlama geldiğimizi hatırlatır mısın?
Cuando sea el nuevo yo, sigue recordándome lo que significábamos el uno para el otro.
Bana tek gereken, rakibimden bir oy fazla almak.
Y solo necesito un voto más que el otro.
- sermayen yok.
- ni político ni de otro tipo.
Bacaklarımızı birbirine dolardık.
Abrazando al otro con las piernas.
Lily çalışma odasında oynuyor.
Lily está jugando en el otro cuarto.
- Gerçek ayrı mesele.
La verdad es otro asunto.
Alfred başka bir Saksonya krala denmesine asla izin vermez.
Alfred nunca permitirá que otro sajón sea llamado rey.
Uhtred başka yerde bulunmamız gerek.
Uhtred, se nos necesita en otro lado.
Lunden, Winchester değil ama buradaki bir yıl başka yerlerdeki on yıla değer.
Lunden no es Winchester, pero un año aquí vale por diez que en cualquier otro lado.
Başka bir rahibe mi gideyim Peder?
¿ Voy con otro sacerdote, padre?
Şunu bil ki başka bir adama yanaştıysan Tanrı kalçanı çürütüp karnını şişirecek. Amin.
Sepa esto, si ha ido al lado de otro hombre, el Señor hará que su muslo se pudra y que su vientre se inflame.
- Başka bir yolu olmalı.
Tiene que haber otro modo.
Keşke başkasının kurallarına göre oynamaya çalışmak yerine önsezimi dinleseydim.
Solo desearía haber escuchado a mi instinto en vez de intentar jugar siguiendo las reglas de otro.
Ama şimdi duvarın öte tarafındaki afyonlar için baronun biriyle yerimi takas etmem.
Pero ahora, no intercambiaría el lugar con un Barón ni por todo el opio del otro lado del muro.
Bir sıçan gibi burada saklanmış başka bir adamın kadını ve çocuğuyla evcilik oynuyor gibi yapıyorsun.
Escondido como una rata fingiendo jugar las casitas con la mujer y el hijo de otro hombre.
Sizi duvarın diğer tarafına götürecek bilet işte şu.
ahí está vuestro billete de salida al otro lado del muro.
Onu çok yakından vurdum ve kafası... yere düştü.
Todo lo que tenemos es un conductor de escolta muerto, y otro que todo el mundo piensa que está loco. ¿ Pero tú crees otra cosa? Soy el única que ve otra posibilidad.
Ş ž u an başkana suikast girişimde aktif bir soruşturma yürütülüyor.
Un chofer de escolta fue muerto, y el otro peleó ahí.
Diski çıkarıp ve mahzene geri dönebilir misin?
Otro guardián.
Senin kararın, ama kayıtlara geçsin ben karşı fikirde tavsiye verdim.
¿ Entonces, Banneker trabajó con los fundadores después de todo? Una historia para otro día.
İşte burada, diğer tarafta.
Justo por el otro lado.
Yürüyecek kadar büyüdüğümden beri bir barondan diğerine takas edilip durdum.
He pasado de un Barón a otro desde que tuve edad suficiente para caminar.
Sana başka çocuk buluruz.
Bien, te conseguiremos otro.
O zaman ona dersini vermek için başka bir yol bul.
Entonces, encuentra otro modo de hacérsela aprender.
- Diğer yol daha kısa değil mi?
¿ No era el otro camino más rápido?
Nasıl olacak, dışarıya çıkacağız ve başka birini mi yakalayacağız?
¿ Entonces qué? ¿ Salimos ahí fuera a cazar a otro?
Diğer bütün kilitler gibi bay yeşil.
Como cualquier otro cerrojo, Sr. Green.
Güzel fikir, bırak da dünyayı bir kez de başkası kurtarsın.
Deja que otro salve el mundo por una vez.
Orada olduğuna sevinen bir başka ilk dönem vekiliydin.
Otro novato feliz de estar ahí.
- Başkan'ın, İmar ve İskân Bakanlığı için tereddütleri olduğundan mesaiye kalacağını söylediğin zamanki gibi mi?
- ¿ Como cuando el otro día dijiste que trabajarías hasta tarde porque el Presidente dudaba de un Secretario?
Tom, daha geçen gün kendin söyledin, hiç kimseye güvenemeyiz.
- No puedes. Tom, tú mismo dijiste el otro día que no podemos confiar en nadie.
Sonuçta MacLeish'in başkan yardımcılığını senden daha çok isteyen kimse yoktu.
Después de todo, fuiste tú quien apoyó a MacLeish para vicepresidente más que ningún otro.
Kürsünün diğer tarafında olmak hoşuma gitti.
Estoy disfrutando estar al otro lado del podio por una vez.
Ama bu işin içinde olan herkesin çıkarı dâhilinde, dokuzuncu koltuk için başka bir isim bulsanız olmaz mı?
¿ sería mucho pedirle que propusiera otro nombre para ese noveno sillón?
Evet, zekice bir hamle. Kendini Bowman karşısında ılımlı bir alternatif olarak göstermek.
Sí, otro movimiento inteligente, establecerte como una alternativa moderada a Bowman, pero esto no se trata de política.
KIRKMAN SUİKAST DENEMESİNDE TUTUKLANANLAR İKİNCİ BİR SİLAH MI ATEŞLENDİ?
¿ HUBO OTRO TIRADOR? LOZANO NO TENÍA LA HABILIDAD DE HACER UN DISPARO ASÍ
Bu zahmetleri için bir de Pulitzer alacaklar.
Sí, y posiblemente recoger otro Pulitzer por sus problemas.
Başka bir pozisyon buluruz.
Pero encontraremos otro puesto para ti.
Başka bir konu.
Otro caso.
Çıkış tabelası var ve bir tane de "Güney Avlu Merdivenleri" yazan tabela.
Hay uno de salida y luego otro que dice :
Biz birbirimizi koruruz.
Nos protegemos el uno al otro.
Belki de başka bir köstebek var?
¿ Tal vez, hay otro topo?
Birbirimize karşı hislerimiz var. Tabii ki olacak ama...
Mira, tenemos sentimientos el uno por el otro, por supuesto que sí, pero...
Formül, hangi noktada lityumun, gidip başka bir ülkeyi işgal edip lityumunu almaktan daha pahalı olduğunu belirlemek için ayarlanmıştı.
La fórmula ha sido modificada para determinar el instante en el que el litio se haga tan caro que sea más eficiente el coste de, bueno, invadir otro país y coger el suyo.
Batıya doğru 30 adım.
Hoy es utilizado como para bendecir. Hay otro aquí. Fueron hechos hace siglos.
Sanmam.
¿ Otro atentado?
Bırak, başkası halletsin.
Deja que otro arregle el problema.
Sunacağınız yeni bir isim mi var?
Supongo que tienen otro nombre que proponer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]