Oturmak istemiyorum traduction Espagnol
210 traduction parallèle
- Oturmak istemiyorum.
- No me apetece sentarme.
Oturmak istemiyorum.
No quiero sentarme.
Oturmak istemiyorum, muhafızını çekmeni istiyorum!
¡ No quiero sentarme! ¡ Quiero que ordene apartarse a los guardias!
- Oraya oturmak istemiyorum.
- No quiero sentarme ahí.
- Oturmak istemiyorum.
- No quiero sentarme.
Hayır, oturmak istemiyorum, ne de...
- Bueno, ya me siento. - Soy el sargento Green.
Burada oturmak istemiyorum!
No quiero estar aquí!
Arkada oturmak istemiyorum!
No quiero estar sentada aquí!
Öylece başıboş oturmak istemiyorum.
No quiero acabar sentado sin hacer nada.
- Oturmak istemiyorum!
- ¡ No quiero sentarme!
- Biraz oturmak ister misin? - Hayır, oturmak istemiyorum.
- ¿ Quieres sentarte?
- Oturmak istemiyorum.
- No me apetece.
Sadece tek başına belanın üstüne oturmak istemiyorum.
No me arriesgaré yo solo.
Tüm bu süre boyunca Snorri'nin yanında oturmak istemiyorum.
No me sentaré tanto tiempo detrás de Snorri.
Oturmak istemiyorum!
No tengo ganas de sentarme!
Burada oturmak istemiyorum.
No quiero quedarme sentada.
Bütün gece burada oturmak istemiyorum.
No quiero estar aquí toda la noche.
Peg. beni tatlı dille ikna etmeye istediğin kadar çabala. Bir avuç işçi tulumlu fetus taşıyıcısı arasında oturmak istemiyorum.
Peg, me puede engatusar todo lo que quieras pero no me voy a sentar en medio de un grupo de fetos.
Güneş batana kadar burada oturmak istemiyorum.
No quiero estar aquí sentado hasta que se ponga el sol.
- Buraya oturmak istemiyorum.
- No quiero sentarme ahí.
- Hayır, oturmak istemiyorum.
- No. No quiero sentarme.
- Oturmak istemiyorum.
- No quiero. ¡ Siéntate!
Oturmak istemiyorum.
No quiero sentarme ahí.
Haydi, birşeyler yapalım. Burada oturmak istemiyorum.
- No me quiero quedar aquí.
ama orada tek başıma çıplak oturmak istemiyorum.
No quiero estar allí desnudo y solo.
Oturmak istemiyorum. Açılış biletlerimle sorunu çözmüş.
El aclaró bien las cosas con mis boletos del Día Inaugural.
- Onun yanına oturmak istemiyorum.
- No quiero ir a su lado, papi.
- Onun yanına oturmak istemiyorum.
- No quiero ir a su lado, mami.
Anne burada oturmak istemiyorum.
- No quiero vivir aquí, mamá.
Ben avukatımın yanındaki koltuğa oturmak istemiyorum.
No quiero sentarme junto a mi abogado.
Onun yanında oturmak istemiyorum.
iNo quiero sentarme a su lado!
Ben buraya oturmak istemiyorum.
No quiero sentarme aquí.
Burada oturmak istemiyorum.
No quiero estar aquí fuera.
Üşüdüm ve... Burada oturmak istemiyorum.
Tengo frío y... no quiero estar aquí.
Çünkü konuşmayacaksan, burada daha fazla oturmak istemiyorum.
Porque si no, ya no quiero sentarme más aquí.
Ortaya oturmak istemiyorum.
No quiero el medio.
Bütün yaz yaptığımız gibi hiçbirşey yapmadan oturmak istemiyorum.
Ya no me quedaré sin hacer nada.
Ve belki de ben her gece yalnız başıma evde oturmak istemiyorum.
Y tal vez no quiero a sentarma sola en casa todas las noches.
Burada.. Burada oturmak istemiyorum.
No quiero sentarme aquí.
Bu kadının yanına oturmak istemiyorum.
No quiero sentarme al lado de la señora.
Oturmak istemiyorum. Ayakta durmak istiyorum.
No quiero, prefiero estar parado.
Gel, otur. - Oturmak istemiyorum.
No quiero sentarme.
Çünkü hayatım boyunca Mc, peynir ve makarna yiyip oturmak istemiyorum.
Porque no quiero vivir de macarrones y fideos.
Ben burada bu yolun kıyısında sadece oturmak istiyorum, ve Amerikanın başkanı falan da olmak istemiyorum.
Yo no necesito tanto poder. Puedo sentarme aquí mismo y ser feliz sin necesidad alguna de ser presidente.
Onun yanında oturmak istemiyorum.
No iré a su lado así.
Burada oturmak istemiyorum, anne.
No quiero sentarme aquí, Ma.
Miles, şu anda seninle aynı masada oturmak bile istemiyorum.
Ahora mismo ni siquiera quiero estar aquí sentada contigo.
- Oturmak da istemiyorum.
- No quiero sentarme.
- Oturmak veya kahve istemiyorum.
- No quiero ni un café ni sentarme.
Oturmak istemiyorum.
Sólo...
- Ben oturmak istemiyorum!
- No quiero sentarme!