English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ O ] / Oya

Oya traduction Espagnol

208 traduction parallèle
Bunu oya sunmazdınız, değil mi?
¿ Le importaría que se votase eso, senador?
Sizin ve sizin işinizin sonu, çünkü bizi ganimetten yoksun bırakırken oya sunulmuştu.
Es su última aventura... porque se sometió a votación mientras trataba de quitarnos nuestro botín.
Bize eski okuma, yazma, aritmetik ( OYA ) yöntemine dönmemiz gerektiğini söylüyor.
Deberíamos volver al antiguo sistema de las tres reglas.
OYA sadece akılda kalıcı bir sözden ibaret.
¿ Las tres reglas? Eso no es más que una frase.
Oya koyalım.
Hagamos una votación.
Burada topluluğuz, çoğunluk oya sahibiz.
Somos un colectivo.
Kız kardeşi, Oya-e, bir handa çalışıyor.
Su hermana, Oya-e, trabaja en una posada.
Oya-e, çiftçi Kyubei'nin kızı.
Oya-e, la hija del granjero Kyubei.
Oya-e mi?
¿ Te refieres a Oya-e?
Oya-e.
Oya-e.
Kör olabilirim ama Bayan Oya-e'nin, çok güzel bir insan olduğunu biliyorum...
Puedo ser ciego, pero sé que que tú, señorita Oya-e, eres una buena persona...
Oya-e!
¡ Oya-e!
Bayan Oya-e, kardeşinizin dönüşüne sevindim.
Señorita Oya-e, me alegro de que tu hermano haya vuelto.
Oya-e'nin başını dertten kurtarmak zorundayız.
Tenemos que sacar a Oya-e de esos problemas.
Tetsugoro'ya bu parayı ödemek zorundayım yoksa Oya-e fahişe olacak.
Tengo que pagar este dinero a Tetsugoro o si no, Oya-e será forzada a trabajar como prostituta.
Kendi hayatımla Oya-e'ninki dendiğinde bunları karşılaştıramam.
Cuando pienso en mi propia vida y en la vida de Oya-e no puedo compararlas.
Söz verdiğimiz gibi, Oya-e eve gidebilir.
Como prometí, Oya-e puede volver a casa.
Ama kızkardeşim Oya-e evine gitsin lütfen.
Pero por favor, deje que mi hermana vuelva a casa.
Ama benim aksime senin Oya-e gibi bir koruyucun var.
Pero a diferencia de mí tienes a una amable tutora en Oya-e.
600.000 oya değer.
Eso vale unos buenos 600.000 votos.
- Gelecek her oya ihtiyacımız var.
- Necesitamos cada voto que podamos obtener.
Çoğunluk sağlamak için üçüncü bir oya ihtiyacımız var.
Necesitamos el voto del desempate.
Çogunluk saglamak için üçüncü bir oya ihtiyacïmïz var.
Necesitamos el voto del desempate.
Onlara nasıl oya işi yapılacağını, bisküvi pişirmeyi öğretin.
Enséñeles cómo hacer encaje de aguja, hornear galletas?
Onu gerçekten kendi keyfim için yazdım sanırım. Bilirsiniz, bazı insanların oya işlemesi veya resim yapması gibi.
Supongo que lo escribí por placer propio ya sabe, así como otros bordan o pintan.
Bunu oya sunmadan önce şunu demeliyim. Bunun kayıtlarda net bir şekilde bulunmasını istiyorum. Bayan Childs.
Antes de votar, querría que constase claramente en el acta, Srta. Childs, el hecho de que las pruebas contra los Alfa Beta son irrefutables, y solicito que se les declare culpables.
Oya sunalım. Sizin de oy vermeye hakkınız var.
Vosotros tenéis derecho al voto.
Koç 68 oya karsı 45 oyla gidiyor.
El entrenador queda despedido por 68 votos a 45.
Evinde oturmuş oya işleyen bir büyükanne.
Una abuela sentada en su casa haciendo labor.
- Oya işinden konuşurlar.
Comparan labores.
Evet oya ihtiyacım var,... ama onu artık yapmıyorum.
Bueno, si, necesito los votos, Pero, um, ya no hago más eso.
Çocuklar, iyi ki geldiniz. Direkt oya sunuyorum.
Niños, me alegra que estén en casa porque vamos a hacer una votación.
Hebert'in tutuklanmasını oya sunalım! Lehinde olanlar?
Propongo el voto de Let por el arresto de Hébert. ¿ Todos a favor?
( etnik kökenler için aşalağıyıcı kelimer ) yid, heeb, zeeb, kike, mackie, dego, ginny, wop, ginzo, greaser, greaseball, spick, beaner, oya, tiger, PR, Mick, donkey, turkey, limey,
No se puede decir ni "judío", ni "narigudo", ni "usurero", ni "mockie"... Dago, "spaghetti", moro, ginzo, pelo grasiento, hispano... "chicharero", oi-ey, "tigre", Portorriqueño, "irlandesito"...
Oya kimin ihtiyacı var?
¿ Quién necesita una encuesta?
Ve Arnold ile konuştum site yasa yönetmeliğine göre sizi başa çıkılamaz davranışlarınız nedeniye atabilmek için 6 oya ihtiyaçları var.
Y he hablado con Arnold y dice que, de acuerdo con las reglas de la constitución del vecindario necesitan seis votos para echarlos por mal comportamiento.
- Morty Arnold sizi atmak için 6 oya ihtiyaç var diyor.
- Morty Arnold dice que necesitan seis votos para echarlos.
Efendim, Galler Prensi çoğunluk oya sahip.
El Príncipe de Gales tiene la mayoría- -
Bu son dakikalarda, Perşembe günkü oylama sonuçlarını duyuracağız. Yani, 422 evet oya karşılık 1 hayır oyu var..
Bien, este último minuto es para comunicarles el resultado de la votación del día jueves.
Komisyon sadece onu susturabilmek için yıllık 500 dolarlık bir ödemeyi oya sundular.
El comité encargado aprobó un pago anual de $ 500 sólo para hacerlo callar.
O 3 oya ihtiyacımız olmayacak.
No vamos a precisar de 3 votos.
Sayın Başkan, bu sabah itibariyle Sydney'nin tek bir oya ihtiyacı vardı.
A partir de esta mañana, Sydney sólo necesitaba de 1 voto.
Yeteri kadar oya sahip olan her pislik o koltuğa oturabilir.
Cualquier mierda puede serlo si tiene votos suficientes.
Parayı Banka'dan çektikten altı ay sonra Jackson Senato'da 26 oya karşı 20 oyla resmi olarak kınanmıştı.
El banco amenazó con retirar los pagos al congreso, dejando a los políticos sin soporte "financiero".
En kısa sürede sana katılmak konusunu oya sunduk.
Votamos unirnos a su flota.
Oya gerek yok çünkü hediye "duşu" olmayacak.
No hay votos porque no hay fiesta.
Evet derlerse oya sunarız.
Si dicen que sí, ustedes votarán.
Bunu oya koyalım.
Votemos.
- Oya koyalım.
- Votemos.
Bize birçok oya mal oldun.
¿ Sabes cuántos votos nos costaste?
Ondört oya ihtiyacım vardı.
Necesitaba catorce votos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]