Oyunlar traduction Espagnol
7,417 traduction parallèle
Ayrıca kimsenin oyunları kazanamadığını söylüyorlar.
Y dicen que nadie resulta ganador en los Juegos.
O kadar yıldan sonra biraz can sıkıcı olabiliyor ama bundan çok daha kötü oyunlar var.
Es un poco tedioso después de tantos años, pero... hay juegos mucho peores que jugar.
Senin salak oyunların için zamanım yok!
No tengo tiempo para sus juegos estúpidos de mierda!
Video oyunları, diziler, kitaplar, filmler olarak keyif malzemesi yaptılar.
Puede disfrutarse en videojuegos, programas de T.V., libros, películas.
Oyunlar oynanırken, yazar durdurup seyiriciye... ne görmek istediklerini sormaz.
No detienen las obras para que el escritor pregunte que escena quieren ver.
- Oyunlar ve balonlar.
- Y juegos y globos.
Beyzbol oyunlarına gitmeye devam et.
Sigue asistiendo a esos juegos de baseball.
Geleneksel "Dünya Arcade Video Oyunları" yarışmasına hoşgeldiniz! Kesinlikle bana uyuyor.
Es bárbaro.
Demek istediğim geçmişte video oyunlarında çok iyidin. Ama bu şimdilerde pek bir işe yaramıyor.
Eras increíble para los juegos de vídeo, pero ya no sirve de nada.
Atari salonun da oynadığın oyunlar evin dışına da çıkmış olursun hem.
Juegos en una sala de juegos en un edificio fuera de la casa.
Video oyunları.
De los videojuegos.
Brenner, hatırlıyor musun? Biz çocukken video oyunları şampiyonasında oyun oynadığımızı?
¿ Brenner, te acuerdas que de niños competimos en el campeonato de juegos?
Peki oradaki kasedi hatırlıyor musun? Oyunların ve olayların kaydedildiği.
¿ Te recuerdas de una cinta del evento...?
Bazı dünya dışı varlıkların o kasedi bulduğuna dair kanıtlarım var bulduktan sonra bize oyunların gerçeğini gönderip saldırdılar.
Creo que una fuerza de vida extraterrestre encontró esa cinta y ha enviado versiones reales de lo que vieron a atacarnos.
Tıpkı eski video oyunları gibi, Chewie Bay Başkan.
Es como en los juegos de antaño, Chewie Sr. Presidente.
Çocukken arcade oyunlarında şansımı denemiştim.
Tuve mi oportunidad de niño en las salas de juegos.
Konuşuruz, hikayeler anlatırız, oyunlar oynarız.
Hablamos, contamos cuentos, jugamos juegos.
Oyunlar başlasın.
¡ La cacería comienza!
Sen ve şu oyunların.
¡ Tú y tus juegos!
Oyunları ne kadar sevdiğini de biliyorum.
Sé lo mucho que adoras los juegos.
- Burada kitaplar, oyunlar...
Hay libros y juegos y...
Bu oyunlar sence de aptalca değil mi?
¿ No te parece que estos juegos son un poco estúpidos?
Tabii ki, sen o güzel oyunları oynadığımız parti kızısın.
Por supuesto, usted es la chica de fiesta / i - Teníamos todos esos agradables juegos con.
Fenerim çalışmadan nasıl fener oyunları oynayacağım ben?
¿ Cómo se supone que voy a jugar juegos de linterna si mi linterna no funciona?
Siz çocuklarla beni fener oyunları oynamaya davet ettiğin için sağ ol.
Gracias por invitarme a jugar juegos linterna con ustedes.
Evet, hep sizinle fener oyunları oynamak istemişimdir.
Sí, siempre he querido jugar a juegos de linterna con ustedes.
Bu tür oyunların telif yapısı finansal istikrar için belirli düzeyde olmalı.
La estructura de derechos de tales juegos debe permitirte un cierto nivel de estabilidad financiera.
Eğlence oyunlarındaki başarısından gurur duyuyor.
Está orgullosa de su logro en el campo de los juegos de entretenimiento.
Yol boyunca bildiğim haftalık ev oyunlarına gireceğiz.
Todo lo largo del camino. Causa Lo sé que algunos partidos en casa semanales.
Hala küçük çocuklar gibi giyiniyor ve video oyunları oynuyorlar.
Aún se visten como niños. Siguen jugando videojuegos.
Oyunlar harika oldu.
Han mejorado mucho.
Şimdi curling en iyi ve en sofistike takım oyunlarından biri.
Es uno de los mejores y más sofisticados juegos de equipo que existen.
Her yerde iskambil oyunları var.
Juegos de naipes en todas partes.
Oyunları birazdan son bulacak.
La función será corta.
Video oyunlarında doğuştan yetenekliyim.
Soy bueno para los juegos.
Oyunlar başlasın!
¡ Muy bien!
Gay oyunlarına...
Ya sabes, el juego gay...
Bu arada, gay oyunlarını kesin kazanırsın.
A propósito, el juego gay es un juego que puedes ganar.
Ne tür oyunlar oynarsınız?
¿ Con qué clase de juegos te entretienes?
Anlamaya çalıştığım şey, bu oyunlar oynanırken bir yetişkin ile bir çocuk arasında geçebilecek herhangi bir uygunsuz davranış veya ilişki olup olmadığı.
Lo que estoy tratando de averiguar es si estos juegos... podrían incluir comportamiento indecente... o algo que pudiera ser considerado como interacción inadecuada... entre un adulto y un niño.
Ben de ona kişisel ilgi alanlarımla alâkalı oyunları tavsiye ediyorum.
Así que estuve sugiriendo juegos... que están más cerca de mis intereses personales.
Anladım. Savaş oyunları oynuyorsunuz yani? Evet.
Ya veo. ¿ Así que usted estuvo jugando juegos de guerra?
Benimle oyunlar oynarsınız
# Los juegos que juegan conmigo #
Tamam, pekala. Size iyi oyunlar.
Bueno, buena suerte con tu pito.
Oyunları parçalar.
Destruir nuestros videojuegos.
Das Sound Machine'i kendi oyunlarında yenemeyeceğimiz belli.
No le vamos a ganar a DMS imitándolos.
Brooke, harika oyunlar biliyorsun değil mi?
Tú conoces las grandes obras de teatro.
Büyük oyunlar, büyük kazançlar.
Mayores apuestas, mayores ganancias.
Çocukken bayağı sert oyunlar oynardık. Dayak yemek nasıldır bilir.
Utilizamos jugar bastante duro cuando éramos niños, así que... él sabe cómo tomar una paliza.
Avuç içi bilgisayar ve harita gibi. - Bütün Açlık Oyunları'nı okudum.
leo la mano... leo mapas, he leído todos " Los juegos del Hambre...
DSM'i kendi oyunlarıyla yeneceğiz.
- Sí.