English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ P ] / Paige

Paige traduction Espagnol

4,032 traduction parallèle
Seni sevdiğimi söylemeye çalışıyorum Paige.
Te estoy diciendo que te quiero, Paige.
Paige çok hasta!
¡ Paige está realmente enferma!
Paige gideceğiniz yeri biliyordur.
Paige sabrá dónde llevaros.
Çek elini kurt.
¡ Suéltame, lobo! ¿ Paige?
Paige bana bak.
Paige, mírame.
Hadi.
¡ Paige! Oye. Vamos.
Paige, bizi içeriye sokmak zorundasın.
Paige, tienes que llevarnos ahí dentro.
Paige'i sömestrda görebilmek için uçak bileti parası.
Para un billete de avión para ir a ver a Paige en el receso de primavera.
Tabi, aynı zamanda da her gün Paige ile aramdaki boşluk günden güne büyüyor.
De mientras, cada día que pasa, Paige y yo nos alejamos cada vez más.
Paige ve beni mi?
- ¿ De Paige y yo?
Paige.
Paige.
Ray Donovan, eşim Charlotte ve kızım Paige.
Ray Donovan, mi mujer Charlotte, y mi hija Paige.
Paige bunun bir düzmece olduğunu düşünüyor.
Paige cree que es una trampa elaborada.
Doğru olanı yaptın Paige.
Has hecho lo correcto, Paige.
Hayır! Sen Paige Finney'nin peşinde koşarken o burada bana yardım ediyordu.
No, solo ha estado aquí ayudándome mientras has estado por ahí persiguiendo a Paige Finney.
İyi akşamlar Doktor Paige.
Buenas noches, Dra. Paige.
Doktor Paige, elimizden geldiğince hızlı çalışıyoruz.
Dra. Paige, lo hacemos lo más rápido posible.
- Paige.
- Paige.
Ava Paige'i öldüreceğim.
Voy a asesinar a Ava Paige.
Paige biraz kafa dinlemek istiyordu hani.
Pensé que Paige te había pedido algo de espacio.
Git Paige'le ol. En azından birimizin Rosewood'daki son günü iyi geçsin.
Vete, debes estar con Paige, porque al menos una de nosotras se merece al menos un buen último día en Rosewood.
Paige gitmene gerek yok.
Paige, no tienes que irte.
Kalması gerekirdi.
Paige estaba equivocada. Debería haberse quedado.
Paige, sekiz numaralı masada iki tane daha el falı var.
Paige, necesito dos lecturas más en la mesa ocho.
Paige!
¡ Paige!
Teşekkürler, Paige.
Gracias, Paige.
- Paige'nin burada ne işi var?
¿ Qué está haciendo Paige aquí'
Paige'nin bir Jordache reklamında oynadığını biliyor muydun?
¿ Sabías que Paige salió en el anuncio de Jordache?
Ben Paige.
Soy Paige.
Paige, polis memuruyla tartışma.
Paige... No discutas con un policía.
- Çok üzgünüm, Paige.
Lo siento tanto, Paige. No lo estés.
Paige ile dikkatli gidin.
Tú y Paige manejen con cuidado.
- Paige, ne yapıyorsun?
Paige, ¿ qué estás haciendo?
- Paige rolüne çalışmak için öyle uğramıştı.
Paige vino para pretender estudiar sus líneas.
Çok aptal bir oyun, Paige.
Esta es una estúpida obra, Paige.
- O benim nişanlımdı, Paige.
Era mi prometida, Paige.
Merkez, sıradakinin Paige olmasını istiyor.
El Centro quiere que Paige sea la siguiente.
Paige, sen kafana takma.
Paige, no te preocupes.
- Paige, öyle bir şey yok...
- Paige, eso... No, eso es...
Bu işlerin sonunu kestirmek mümkün değil, zaten bu yüzden Paige'in bu işlere bulaşmasını hiç istemiyorum.
... y exactamente por eso no quiero que Paige - llegue a entrar nunca en esto.
Paige'le işimiz zor.
Las cosas son difíciles con Paige.
Şu Paige konusu. Öylece ortadan kalkmayacak.
Esto de Paige... no va a desaparecer sin más.
Ben de arabası bozuk Paige.
Yo soy... soy una averiada Paige.
Paige'yi arayacağım. - Tamam.
Iré a llamar a Paige.
Kimle çıktığım neden seni ilgilendiriyor, Paige?
¿ Por qué te importa con quién salgo, Paige?
Bekle, Paige.
Espera, Paige.
Ne söylediğinin farkında mısın?
Paige... escúchate.
Yapılması gerekeni yapıyorum Paige.
Hago lo que se tiene que hacer, Paige.
Paige'i gördün mü?
¿ Has visto a Paige?
- Paige'den.
- Es Paige.
Paige yanılmış.
¿ Sabes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]