English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ P ] / Paredes

Paredes traduction Espagnol

5,368 traduction parallèle
Sektörün duvarlarını yıkmalıyız.
Necesitamos tirar a bajo las paredes del sector.
O görüleri duvarlara kazımaya başladı.
Él comenzó a tallar esas visiones en las paredes.
Ve bu sefer gözümün önünden ayrılmıyorsun. Bu 4 duvara alış.
Y ahora, no quitaré mis ojos de ti, así que acostúmbrate a estas 4 paredes.
İyi ama duvarlar çöplerle kaplanmış. Çöp değil, Amerikana.
Pero las paredes están cubiertas con basura.
Tamam peki duvarlar nasıldı?
Muy bien, ¿ y las paredes? ¿ Puedes describirlas?
- Duvarların içinde.
- ¡ Está en las paredes!
Duvarlardan uzak durun.
Y lejos de las paredes.
Mermiler duvarları takip eder.
Las balas atraviesan las paredes.
Dışarıda düşmanımız kalmayacak belki ama bu beyaz duvarların arasında tehlike geziniyor.
Enemigos afuera tal vez pero el peligro acecha dentro de estas blancas paredes.
Kalbimizin ve beynimizin duvarlarında, tehlike bizi bekliyor.
En las paredes de nuestro corazón y cerebro, el peligro espera.
Sadece ben ve dört duvar var, Val.
Solo... Solo yo y las cuatro paredes, Val.
Google gözlükleri henüz duvardan geçmeni sağlamıyor.
Las gafas de Google todavía no permiten atraversar paredes.
Doğrusunu söylemek gerekirse Biyoloji notum 4.0 ama bu duvarlarda daha önce hiç görmediğim insan parçaları var.
Para ser honesta, soy excelente en Biología Avanzada y hay partes de la anatomía humana en estas paredes que nunca antes había visto.
Tatlım, bu davanın duruşması olmayacak.
Cariño, este caso nunca verá las paredes de un juzgado.
Sanki bu yeterince kötü değilmiş gibi, bir de benim adımı şakıdın.
Y por si eso no fuera suficiente, vienes aquí y... ensucias las paredes con mi nombre.
Duvarlar bir metre kalınlığında beton kapıysa çift levha çelikten oluşuyor.
Las paredes son de cemento, de 90 cm de grosor, y la puerta es de acero blindado.
Duvarlardaki yanma izleri hemen hemen aynı.
Las quemaduras de estas paredes son prácticamente idénticas.
Sesim duvarladan yankılanıyor.
Mi voz retumba en las paredes.
Yine de yatak odalarından birine yaratıcı ikizlerimiz bir hayli imza atmışlar.
Aunque hubo estos gemelos que consiguieron muy creativo con una de las paredes de la habitación.
Duvarlar da parlamaktadır.
Luego las paredes brillan.
Rutubet. Duvarlarda balçık varmış gibi mi?
Húmedas, ¿ algo tipo baba o algo en las paredes?
Ağlıyordu.
Creo que podríamos tener una rata muerta en las paredes.
Duke, daha geniş olması için birkaç duvarın yıkılmasını istiyoruz.
Duke, queremos tirar abajo algunas de esas paredes, conseguir un espacio abierto.
S.H.I.E.L.D. duvarları arasındaki her şeyi dikkatlice gözetler bu yüzden 60'ların sonunda, kameralardan ve fakültenin gözetleyen gözlerinden kaçmak için birkaç aday, kâğıt oynamak, fikir alışverişinde bulunmak falan için gizlice kazan dairesine inmeye başladı.
SHIELD mantiene bien vigilado todo lo que pasa dentro de sus paredes, asi que, a finales de los sesenta, para escapar de las camaras y los atentos ojos de la facultad, algunos cadetes empezaron a escabullirse al cuarto de calderas a jugar a las cartas, ya sabeis, intercambio de ideas.
Gitsem de kamaramda duvarları izleyip duracağım.
No me voy a sentar en mi camarote mirando las paredes.
Kapıya ulaşmak için duvara tırmanıyorum.
- Subir las paredes, obtener por encima de la puerta.
Bu evin dışında tek bir insan evladına daha söylemek yok anladın mı?
NO QUIERO NI UN ALMA FUERA DE LAS PAREDES DE ESTA CASA, ¿ ENTENDIDO?
Market alışverişinde, bir şeyleri tamir etmede duvardan bir şeyler sökmede yardımcı olabilirim.
Puedo ayudar en la casa, hacer las compras, construir cosas, arrancar cosas de las paredes si es necesario.
Gibiçocuk banaduvar sürücüler kadar, Ben Bacağını doğrama gibi hissetmiyorum.
Por mucho que el chico me haga subirme por las paredes, no tengo ganas de cortarle la pierna.
Onu ele geçirin. " söylemlerinin altına imzanı attın.
"Tenéis al topo entre vuestras paredes. Dad con él".
Duvarda kan.
Sangre en las paredes.
# Bu şehrin duvarlarını #
Esas paredes de ciudad
Ve şu an bu duvarların arkasında.
Y está detrás de esas paredes.
Duvarlar çok ince. Haklısın.
Las paredes aquí son tan delgadas.
Duvarları yeniden boyayacaksın.
Vas a volver a pintar las paredes.
Cidden diyorum, istersen bugün spor salonuna git o raflara bir göz at, benim başarılarımı göreceksin.
Tres años el mejor corredor. Tío, en serio, si vas a ese gimnasio y miras en las paredes verás que todos mis récords siguen allí.
Duvara ve tavana kan sıçramış.
Había sangre salpicada por las paredes, el techo...
Ağaçlara, duvarlara tırmanır. Nerede olursan ol sana ulaşır.
Puede trepar árboles, paredes, y atraparte donde sea que estés.
Bana söylemek istemiyorsun demek. Ne olduysa artık dışarıda kaldı.
No quieres contármelo, pero, de todos modos, es algo que queda fuera de estas paredes.
Ele avuca sığmıyordun. Unuttun mu?
Y también estabas rebotando por las paredes, ¿ recuerdas?
Lütfen ama, onun yaşlarındayken ben de ele avuca sığmazdım.
Es decir, vamos, yo rebotaba por las paredes cuando tenía su edad.
- Duvarlar sağlam tuğladan kasa ise sağlam çelikten yapılmıştır.
Las paredes son de ladrillo macizo, - Y la bóveda es de acero sólido.
Duvarlar çok kalın. Yani zamanlamamızın mükemmel olması gerekiyor.
Las paredes son muy gruesas, así que todo tendrá que ser perfectamente sincronizado.
Duvarlara yakın durup kameralardan kaçmaya çalışıyor.
Va pegado a las paredes. Lejos de las cámaras.
Penisin girebilmesi için vajina duvarlarının terleyerek hazırlanma şekli ve birleşme kısmı.
La forma en la que el sudor se acumula para preparar las paredes vaginales para la inserción del pene... y el empujón.
Cihaz ve vajina duvarı arasındaki sürtünme ısıyı gitgide arttıracaktır.
Bueno... la fricción entre el aparato y las paredes vaginales debería... incrementar gradualmente la temperatura.
Her zaman çalardı.
Las paredes aquí son de papel.
- Çekil yolumdan. Eğer bu sığınağa gelirlerse, Vega'nın bütün liderleri bu duvarların arasında.
Si este bunker es penetrado, todos los líderes de Vega están entre estas paredes.
Duvarlara çarpıp, bazen yarı ölü yere düşerler.
Chocan con las paredes y con frecuencia caen casi muertos.
Büyük Kanyon duvarlarındaki kayaç tabakalarının çoğu Dünya'nın bu kısmının deniz olduğu zamanlardan kalma iyi durumda damarlar olarak korunmuş tortullardan oluşur.
La mayoría de las capas rocosas en las paredes del Gran Cañón están hechas de sedimentos depositados como granos finos en una época en la que esta parte del mundo era un mar.
Duvarlar... Onu duvarlara yaklaştır. .
¡ Las paredes, empújale hacia las paredes! ¡ La bolsa! No la abras hasta que no estés en casa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]