Pasaport traduction Espagnol
1,471 traduction parallèle
Yaptığı pasaportların sahte olduğunu pasaport şubesi bile anlayamaz.
Él puede falsificar pasaportes. Ni la oficina de pasaportes podrá decir si es original o falso.
İyi tarafı, vizeye ihtiyacınız olmaması. Pasaport yetiyor.
Lo bueno es que no necesitas un visado, sólo necesitas el pasaporte...
Çok iyi. - Peki pasaport yapabilir misin?
Buen trabajo.
Pasaport mu dedin?
¿ Dijiste que era un pasaporte?
- Bay Anwar Ali, bize söyler misiniz eğer çantasında Rajesh Rathore adına düzenlenmiş bir pasaport bulduysanız otobüs biletlerinin Veer Pratap Singh adına ayrılmış olması nasıl mümkün olabilir?
Señor Anwar Ali, ¿ puede decirme, que si encontró en su bolso un pasaporte que lo identifica como Rajesh Rathore entonces, cómo es posible que el mismo boleto de este hombre fue reservado en nombre de Veer Pratap Singh?
Pasaport çıkartmak çocuk oyuncağı.
Es fácil conseguir uno.
Pasaport bilgisi yok.
Ningún pasaporte.
- Pasaport.
- Un pasaporte.
Pasaport işlerini hallettikten sonra, dışarıda iniş noktasının yakınında olacağız.
Estaremos esperándola cuando llegue.
Kazanmadığı milyonlarla ülkeden çıkmak isteyen biri sahte pasaport hazırlamış. Peki ama kim?
Alguien hizo un pasaporte falso para salir del país con los millones robados.
- Bu İngiltere pasaport bürosundan.
- Esto es de la oficina de pasaportes de Inglaterra
Başka bir pasaport kullandığını gördün mü?
Lo has visto usar alguna vez otro pasaporte?
O pasaport kimin adına?
Que nombre tiene en ese otro pasaporte?
Başka bir pasaport kullandığını gördün mü?
Viste si usaba otro pasaporte?
O pasaport kimin adına?
Cual es el nombre en ese pasaporte?
Pasaport istemiyorum.
No quiero un pasaporte.
Küçük bir limuzin servisi var ve ona bilet, sahte pasaport, kalacak yer ayarlar.
Tiene un servicio pequeño de limusinas... y le consigue boletos, pasaportes falsos, lugares donde quedarse.
Pasaport, vize, yabancı kayıt kartı veya Kaliforniya'da geçerli ehliyetinizi görebilir miyim?
¿ Podria mostrarme un pasaporte en regla, un permiso de residencia, o un carnet de conducir de California?
Bir sürü kredi kartı ve pasaport.
Una tonelada de tarjetas de crédito y pasaportes.
Kapımda vize ve pasaport müracaatı mı yazıyor?
¿ Es que pone Visados y Pasaportes en mi puerta?
Ve bende o adreste olacak isme ait kredi kartları, postalar, bir pasaport var.
Y tengo tarjetas de crédito, correo, un pasaporte con ese nombre, en esa dirección.
Pasaport?
¿ Pasaporte?
Pasaport ister misiniz?
Tengo un pasaporte.
Pasaport mu? Denetim noktası için mi?
¿ Pasaporte para el punto de control?
Evet, ama pasaportumda sorun çıkabilir Ne demek pasaport sorun çıkartır?
Le puedo pedir al tipo que me está haciendo el pasaporte.
Rusya'ya pasaport gerektiğini bilmeniz lazımdı.
Supuse que usted sabía que necesitaba un pasaporte para entrar en Rusia.
Pasaport ya da ehliyet daha iyi olur.
Preferentemente pasaporte o licencia de conductor.
Pasaport ve bilet lütfen.
Pasaje.
Pasaport olur mu?
Un pasaporte.
Neden herkes bana pasaport vermek istiyor?
Qué manía tenéis todas con el pasaporte.
Her neyse, ben pasaport istemiyorum.
Sea como sea, os podéis quedar el pasaporte.
Seni ülkeden çıkarabilirim. Sana pasaport alırım. İstersen yarın bunu halledebilirim.
Puedo sacarte del país, conseguirte un pasaporte mañana mismo.
Pasaport bürosu dörtte kapanıyor, biliyorsun. Yarın gidiyorum.
Cierran a las cuatro, sabes?
Pasaport, güneş yağı, bermuda şortlar, bikini var.
Tenemos pasaportes, protector solar, bermudas,... un biquini, ¿ ojalá sea de ella?
Sonra da, pasaport kontrolü için bekleyen uzun yolcu kuyruklarının ortasına el bombaları atıp, otomatik ateşe başladılar.
Luego arrojaron granadas a los que hacían cola... para pasar por inmigración y empezaron a disparar.
Elçilik? Pasaport?
¡ Constancia, pasaporte!
Sadece uçak bileti ve pasaport çalınmamış.
- Solo pasaje aéreo y pasaporte no.
Haplar, ehliyet, pasaport.
Pastillas, carné, pasaporte.
Pasaport ve gümrük bildirimi efendim.
- Pasaporte. - De acuerdo.
Polis olay yerinde şüpheliye ait bir pasaport buldu.
En la escena del crimen la policía encontró una foto con la cara de uno de los sospechosos.
Cennet için pasaport mu?
¿ El pasaporte para el paraíso?
Pasaport kontrole gidin. Bakacağım.
Vayan al control de pasaportes, mientras me pienso lo de las maletas.
Pasaport kontrole gidin.
Vayan al control de pasaportes.
Bu pasaport için. Şimdi.
Dame el dinero.
Ama karneyle pasaport alabiliriz, değil mi?
Pero se puede conseguir el pasaporte con la tarjeta de racionamiento... ¿ Y ahora qué?
Kendime yeni bir pasaport çıkarttırıyorum.
Conseguiré que un amigo nos haga los pasaportes
Ve bana pasaport yalanını söyleme tekrar.
Y no me creo la historia de los pasaportes
Pasaport mu?
¿ Pasaporte?
- Pasaport mu?
- ¿ Pasaporte?
- Sahte kimlik, pasaport, ehliyet.
Identificación falsa, pasaporte, carnet de conducir.
Büyük ihtimâlle pasaport kaynaklı.
Tinta ultravioleta impresa sobre lámina.