Pike traduction Espagnol
1,110 traduction parallèle
Kaptan Pike tamamen sakattır.
El capitán Pike está inválido.
Ya da Kaptan Pike'ı oraya götürmekle?
¿ O llevando al capitán Pike?
Ve kumandanı ise, Kaptan Christopher Pike.
Y su comandante, el capitán Christopher Pike.
Kaptan Pike, sizin seferiniz sırasında bu türden kayıt kasetleri hazırlanmış mıydı?
Capitán Pike, ¿ se hizo alguna grabación de este tipo durante su viaje?
Ekranda her şeyi olduğu gibi izliyorsunuz, Kaptan Pike'ın Talos IV'de yaşadıkları.
En esa pantalla, como sucedió, la experiencia del capitán Pike en Talos IV.
Bu adam isyan ederek, geminizi çaldı ve Kaptan Pike'ı kaçırdı.
Este hombre se amotinó, robó su nave y secuestró a Pike.
Kaptan Pike, bu şartlar altında devam mı edeceğiz?
Capitán Pike, ¿ proseguimos bajo estas condiciones?
Ekranımızda, Kaptan Pike ve Enterprise'ın galaksideki yasak olan tek dünyaya yaptığı sefer.
En nuestro monitor, el viaje del capitán Pike y la Enterprise, al planeta prohibido de la galaxia.
Enterprise'ın Kaptanı Christopher Pike
Capitán Christopher Pike de la Enterprise.
Ve Kaptan Pike'ın hayatı.
Y la vida del capitán Pike.
Ve Kaptan Pike'ı zorla oraya götürme teşebbüsü suçlamasına?
¿ Y de haber intentado transportar al capitán Pike a ese planeta?
Ama işte 13 yıl öncesinin görüntüleri gözümüzün önündeydi Pike'ın gemiye komuta ettiği dönem.
Pero ante nosotros, tenemos las imágenes de hace 13 años de cuando Pike comandaba esta nave.
Kaptan Pike kayıptı, bilinmeyen bir amaç için tutsaktı.
El capitán Pike desapareció, prisionero por una razón desconocida.
Kariyerinle Kaptan Pike'ın hayatı.
Es su carrera y la vida del capitán Pike.
Gördüğünüz gibi, Kaptan Pike etkisiz hale getirilerek Taloslularca kaçırıldı.
Como ya han visto, los talosianos capturaron al capitán Pike.
Benim adım Christopher Pike.
Me llamo Christopher Pike.
Kaptan Pike'ı tutuyorlar.
Tienen al capitán Pike. Necesita ayuda.
Kaptan Pike çok harika sonuç çıkardı.
Una deducción brillante del capitán Pike.
Çünkü Pike'ın yorulduğunu biliyorlar.
Porque saben que Pike está fatigado.
Şimdi bir saat uzaklıktaki gezegenden, Kaptan Pike'ın oradaki tutsaklığının öyküsü.
Desde el planeta, del que ahora nos separa una hora de distancia, la historia del encierro del capitán Pike.
Talosianlılar, insan köleler yetiştirmek istiyorlardı, bunun için tutsak tuttukları bir kadınla Pike'ı cezbettiler.
Los talosianos, que planeaban reproducir esclavos humanos, le tentaron con la mujer que mantenían en cautiverio.
Kadın önüne değişik hallerde çıktı ve her defasında daha bir heyecanlıydı, sonunda Pike dayanamadı.
Mientras se le aparecía de formas cada vez más fascinantes, Pike empezó a debilitarse.
Kaptan Pike'ın yaşamının kalan bölümünü fiziksel olarak kısıtlanmadan aramızda geçirmesi bizi sevindirecektir.
El capitán Pike puede quedarse con nosotros el resto de su vida, libre de las restricciones de su cuerpo.
"Kaptan Pike'ın uzay keşfine yaptığı tarihi katkıyı göz önüne alarak, " Talos IV'le iletişim kurmayı yasaklayan Genel Karar 7 bu kez askıya alındı.
" En vista de la importancia histórica del capitán Pike en la exploración espacial, la orden general 7 se ha suspendido en esta ocasión.
Kaptan Pike'ı ışınlama odasına götürür müsün?
¿ Quiere llevar al capitán Pike a la sala del transportador?
Kaptan Pike'ın illüzyonu ve senin de gerçeğin var.
El capitán Pike tiene una ilusión y usted tiene la realidad.
Kaptan James Kirk, Kaptan Pike'ın öldürülmesi ile ISS Enterprise'ı komuta etmeyi başardı.
El capitán T. Kirk accedió a la comandancia de la ISS Enterprise después del asesinato del capitán Christopher Pike.
İneklere pike yapıp onları götürüyorlar.
Se tiran sobre las vacas y se las llevan.
Şansın varken neden Pike'ı öldürmedin?
¿ Por qué no mató a Pike cuanto tuvo la oportunidad?
Pike, iyi misin?
¿ Eres tú?
Pike'ı getirin ve zengin olun.
Atrapen a Pike y serán ricos.
Pike'ı yakalamak için 30 günün var. Yoksa Yuma'ya dönersin.
Tiene 30 días para traer a Pike o para volver a la cárcel.
Pike'ın gelmesi için 30 gün ya da Yuma'ya dönmek için 30 gün.
30 días para traer a Pike o 30 para volver a la prisión.
Pike, biliyorsun- -
Sabes que...
Pike ise bakır paraların rüyasını görüyordu.
¡ Y Pike soñaba con arandelas!
Pike ile beraber çalıştınız.
Ud. Anduvo con Pike.
Hadi Pike, gidelim.
Vamos, andando.
Pike kardeşin yardıma ihtiyacı var gibi görünüyor.
Parece que el hermano Pike necesita ayuda.
İnsan, Pike kardeşin ve ihtiyar Sykes'ın fişlerini toplayıp, başka bir oyun bulmalarının vakti geldi mi diye merak ediyor.
Al andar con Pike y Sykes pienso si no sería tiempo de juntar todo y cambiar de profesión.
Tamam mı, Pike? Tamam mı?
¿ Todo va bien?
Bence Pike ona vermek için silahları almayı deneyecek. Nasıl?
Pike tratará de conseguírselas.
Hadi, Pike!
¡ Vamos!
Pike ve Sykes'ın bizi izlemediklerini mi sanıyorsunuz?
¿ Crees que nos están mirando?
Hey Pike, şuna bi baksana.
Echa un vistazo a esto.
Lanet olsun! Pike seni kayanın dibinde bulmasaydı keşke.
Pike debe haberte hallado bajo una piedra.
Pike geliyor.
¡ Ahí viene Pike!
Pike, şimdikine ben gitmek istiyorum.
Quiero ser el siguiente.
Cehenneme postala, Pike!
¡ Dales con todo, Pike!
Pike, olamaz!
¡ No, Pike!
Bu Pike.
Es Pike.
Artık bir bok değilsin, öyle değil mi, Bay Pike?
Ahora no es tan importante, ¿ no?