English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ P ] / Planlar

Planlar traduction Espagnol

12,326 traduction parallèle
Birileri planlarımı çalmış ve kendileri için kullanmış.
Alguien robó mis planos y los usaron.
Çalınan planlarım yüzünden hayatımın geri kalanını hapiste geçirmeyeceğimden emin olmak istedim.
Quería asegurarme que no iba a pasar el resto de mi vida en prisión por mis planes robados.
Planlar değişti.
Cambio de planes.
Ne yazık ki senin için başka planlarım var.
Es una lástima que tenga otros planes para ti.
Hayır, bu harika ama planlarım var.
No, es genial, pero tengo planes.
Evrenin bizim için büyük planları var, kardeşim.
El universo tiene grandes planes para nosotros, hermano.
Tabii eğer rastgele ilerlemek planlarının parçası değilse.
Sí, a menos que el azar forme parte de su plan.
Belki de planlarını değiştirmişlerdir.
Igual cambiaron su plan.
Şimdi döndükleri gibi, planları büyük ölçüde tedavi üretmek.
Ahora, una vez que regresen casa, los planes están en marcha a, sintetizar la cura en una escala masiva.
İnsanlar planları bozmak için yaparlar
La gente no se hacen planes sólo para romperlas.
Ama bir şekilde senin patron olma planlarına dahil oldum.
Pero creo que me entrometí en tu plan para ser el jefe.
Tabii... o zaman büyük planların var, ha?
Sí... Supongo que tienes grandes planes, ¿ no?
- Kat planlarına ihtiyacım var Christine.
Necesito un plano de la planta, Christine.
Buradakilerden hangisi planlarımızla ilgili o koca ağzını açtı?
¿ Quien abrió aquí su boca grande sobre nuestros planes?
Gemi hâlâ Nighthawk'ın planlarıyla ilgili sırları saklıyor olabilir.
Esta nave todavía podría tener los secretos para los planes de Nighthawk.
Ben hâlâ gerçek planlarının bu olduğunu sanmıyorum.
Sigo sin creer que este sea su verdadero plan.
Başından beri planları gemilerini oradan çıkarmaktı.
Su plan desde el principio era elevar su nave.
Nighthawk'ın planlarından gına geldi.
Ya he tenido suficiente de los planes de Nighthawk.
Şimdi de Falcon'un planlarından birinin zamanı geldi.
Es tiempo de uno de Falcon.
Ya tüm planların?
¿ Y qué pasa con todos tus planes?
Yaptıklarını, alışveriş yerlerini, telefon numaralarını, tatil planlarını Isabella'nın Finlandiya gideceğini, Otel Gloria'da kaldığını her şeyi öğrenmiş.
Los hábitos que tenían... donde hacían sus compras, números de móviles, planes de vacaciones... que Isabella iba a Finlandia, que estaba en el Hotel Gloria, todo.
Düğün planlarımızı neşeli hale getirmenin yollarını düşünmek.
Vete pensando modos para mejorar todos los eventos de nuestra boda.
Başkomutanınızla telefonda görüşüp somut planlar yapmaya başlamayı çok isterim.
Me encantaría hablar por teléfono con su jefe militar y empezar a diseñar algunos planes concretos.
O zamana kadar lütfen planlarımızı geliştir.
Mientras tanto, por favor, perfecciona nuestros planes.
Sizin için Ma'an'ı geri alma planları yapıyorduk.
He estado haciendo planes para que recupere Ma'an.
Planları değiştirmemiz gerekiyor demek mi bu?
¿ Eso significa que tenemos que cambiar de planes?
Planlar!
Los planos.
Acil yardımına ihtiyacınız olduğunu söylediğiniz için müvekkilim bu akşamki planlarını yarıda kesti.
Mi cliente interrumpió su noche porque necesitaban su ayuda inmediata.
Onu buraya getirmeliyiz. Yeni yeri üstünde çoktan planlarını yapmış bile, Bistro 6.
Ya ha reservado en ese sitio nuevo, Bistro 6.
Savaş planların hazır zaten.
Ya tienes tus planes de batalla.
Mermiler uçuşmaya başlayınca planlar değişir başkanım.
Los planes cambian, Sr. Presidente, una vez que empiezan a volar las balas.
Planlarını öğrenmek istiyorum. Asimayı halifelikten nasıl koruyacağımız hakkında
Quiero oír sus planes para defender Asima del Califato.
Ma'an a hareket etmek için planlar yapıyorlar. Şehri geri almak için.
Están haciendo planes para entrar en Ma'an, para recuperar la ciudad.
Planlar değişti.
Los planes cambian.
Sen Karanlık Olan iken, planlarını açıklıyor muydun ki?
Cuando eras el Sr. Oscuro, ¿ dabas a conocer tu planes?
Planlarım her daim gizliydi ama sebeplerim değildi.
Mis planes siempre fueron ocultos... pero mis razones no.
Planları bu.
Ese es su plan.
Herkes içten içe hayatlarının nasıl olacağını bildiğini düşünür ama kimse beğensin ya da beğenmesin asıl hayatın kendileri için planları olduğunu düşünmez.
Todo el mundo se imagina en secreto que han resuelto cómo serán sus vidas, pero lo que nadie considera es que la vida tiene sus propios planes para ti, te gusten o no.
General Howe'un savaş planları.
Los planes de batalla del general Howe.
Emeklilik planlarını yapıyordu ve milyonlarca dolar para kaçırdı.
Ahora va a malversar los planes de pensiones de los empleados del condado y a robar millones.
Görünüşe göre Lucien'ın Camille için bazı planları var.
Parece que Lucien tiene intenciones para Camille.
Dünyayı değiştirecek planları olan o başbelası, üstün başarılı çocuktum.
Era intimidante y dura, y tenía grandes planes para cambiar el mundo.
Ama talihin başka planları vardı.
Pero la suerte tenía otros planes.
Cidden, eğer bu planları iptal edebilecek olsam, ederdim.
De verdad, si pudiera cancelar esos planes, lo haría.
Bazı planlarım var. Endişeleri bir kenara bırak da uyumama yardım et.
Tengo planes... así que deja tus preocupaciones a un lado, y ayúdame a dormir.
Rebekah'ın bedenini bulmayı umduğunu biliyorum ama benim başka planlarım var.
Sé que esperabas encontrar el cuerpo de Rebekah, pero tengo otros planes.
Tamam Louis, özür dilerim. Planlarını bozmaya çalışmıyorum ama Jack öğrendiği zaman, senden sonsuza dek nefret edecek.
No intento aguarte la fiesta, pero cuando Jack lo averigüe, te odiará para siempre.
Buluşup darbecilik planlarını tartıştığınız generali biz öldürmedik.
No matamos al general con el que no te viste para discutir el golpe que no estabas planeando.
Suriye ile ilgili planlarımızla birlikte havaya uçtu o uçak.
Se estrella y arde, sumado a nuestros planes para Siria.
Bu kafir saldırı planlarımızı duydu.
Este infiel oyó los planes de nuestro ataque.
Neymiş o planlar?
¿ Qué planes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]