English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ P ] / Poison

Poison traduction Espagnol

93 traduction parallèle
Senin söylediğin kazlar, eğer düzeltmemi bağışlarsan, Poison Paul.
Perdón por corregirte, pero querrás decir gallinas, Poison Paul.
Ya... les, oh, d'oeuvres, ee, gateau au poivres, terrine et fillet lamb et poison au ee, poi, poi...
Jueves - Se dice "poisson".
Dior'dan Poison.
Es el Poison de Dior.
Poison Ivy Kid.
Poison Ivy Kid.
Hayaletler yokoldular... ve ben Poison Ivy Kid i bulamadim, yada Letitia de Malreich i, yada Begum hazinesinin varisini.
Los fantasmas habían desaparecido... y yo no había encontrado a Poison Ivy Kid, ni a Leticia de Malreich, ni a la heredera de los millones de Begum.
- Poison, Motley Crue, Aerosmith!
- Poison, Motley Crue, Aerosmith.
- Poison.
- "Veneno".
Zehirli Sarmaşık.
Poison Ivy.
Eski suçlarımı kim tekrarlıyor bilmiyorum ama sizi temin ederim beyler, Zehirli Sarmaşık öldü.
No se quién está duplicando mis viejos crímenes, pero les aseguro, caballeros, Poison Ivy está muerta.
- Sarmaşık gerçekten değişmiş olabilir mi?
¿ Podría Poison Ivy haberse rehabilitado?
Düğünümüzde çalması için Poison'ı mı getirdin?
¿ Veneno tocará en nuestra boda?
Poison taklit grubu.
un tributo afectuoso para Veneno.
# Öyle ya da böyle, gider elbet bir şeyler tersine # # Barbarlar, haydutlar, zehirli sarmaşıklar bataklıklar # # Yamyamlar, yılanlar ve belâlar #
* De una forma u otra, algo va a salir mal, te lo juro. * * rufianes, matones, Poison Ivy, arenas movedizas. * * caníbales, y serpientes, la plaga. *
Adı Durban Poison, dostum.
Es veneno Durban.
Dr. Kelso, ve ayrıca Poison'ın "Talk Dirty to Me" şarkısını, her gün bir kez dinlemek istiyor.
Dr Kelso, también quiere escuchar "Háblame sucio" de Poison una vez al día.
Poison.
Poison.
Mais "Tout cela ne vaut pas le poison qui decoule..."
" Más todo eso no vale el veneno que derramé...
* Soluduğumuz havada, zehir bulunmakta *
Poison in the very air we breathe
# The poison sank and it paralyzed my will ( Zehir girdi ve felç etti irademi ) #
# # El veneno se hundió # # # # Y me paralizó la voluntad # #
Kesinlikle! ' Poison'la fotoğraflar için konuşuyorduk.
Yo me reuní con Poison, como fotógrafo en esa época, y me mostraban Vogue, Elle, Cosmo y me decían :
Bu'karıları'düzmek isteyen herifler bile vardı...
Y había tipos por ahí que querían acostarse con las chicas de Poison.
Poison süperdi.
¡ Poison era lo más! ¡ Sí que lo eran, sí que lo eran!
Aman Tanrım, şu Zehirli Sarmaşık 3'teki kız, Jaime Pressly.
Oh, ¡ mi Dios! , esa es la chica de Poison Ivy 3, Jaime Pressly.
Zehir senin hobin, değil mi?
Poison es tu deporte? ¿ No es así?
~ Soluduğumuz havada, zehir bulunmakta ~
* Poison in the very air we breathe *
- Zehir.
- Banda equivocada. - Poison.
- Evet, zehir.
- Sí. Poison.
Sugar ve Spice. Ve Poison Lenny.
Azucar y Pimienta y Lenny Venenoso
Aynı zamanda menajeri olan annesi, "Pembe Zehri" çekmesini istiyor.
Su agente, quien es tambien su madre, quiere que haga Pink Poison ( Veneno Rosa )
Kimsenin bilmediği, "Poison" adlı bir parfümü vardı.
Había perfume llamado "Veneno" que nadie más sabía.
Bunu seviyorum. Tıpkı patlamaya hazır Poison klibi gibi.
Me fascina, es como un video de Poison que está por salir.
# Zehri fark edebilseydim #
And recognise the poison
Ya da her kovboyun hüzünlü şarkılar söylemesi gibi.
Como cada cowboy canta una triste canción. ¿ Poison?
Poison mı? Yazılmış olan onca şarkı sözü arasından, Poison'ın "her gülün dikeni vardır" şarkısıyla mı devam edeceksin?
¿ De todas las canciones escritas tuviste que elegir "Todas las rosas tienen espinas" de Poison?
* * it's a jungle out there * * poison in the very air we breathe * * do you know what's in the water that you drink?
* * Hay una jungla ahí fuera * * Veneno en cada bocanada que respiramos *
Bende Posion'ın yeni kaseti var.
Tengo el nuevo de Poison.
Bu gece Poison var.
Poison toca esta noche.
Bence hemen Poison'u izlemeye gitmeliyiz.
Creo que deberíamos ir a ver a Poison ahora.
- Poison.
- Poison.
- Şu grup. Poison.
- La banda.
Poison hayranı mı? Tanrım hayır.
¿ De fanática de Poison?
Bunlar zehirli sarmaşık olmasa bari.
Espero que no sea Poison Ivy.
Pistimizde biraz zehir var.
Y algo de Poison en nuestra pista
Zehrin aslında bir Nascar'ı vardı, değil mi?
Poison tiene un Nascar realmente ¿ no?
Alice'siz bir "Gotik" hareketi olamayacağını kabul etmelisin. Trent Reznor, Marilyn Manson, hatta o boktan "hafif rock" yapan "Poison" veya "Bon Jovi" olmazdı. Çünkü, o, yalnızca ölüm temalı bakış açısını, rock ile tanıştırmadı, aynı zamanda "Only women bleed" denen küçük bir şarkıyla "power balad" ı icat etti.
Tú aceptas que no existiría un movimiento godo sin Alice no existiría Trent Reznor, Marilyn Manson ni siquiera la mierda de Poison o Bon Jovi porque no sólo introdujo el teatro de la muerte en el rock sino que además inventó la balada metalera con una pequeña canción llamada :
Poison, Possessed.
Poison... Possessed...
Count Vertigo, The Joker, Poison Ivy, Ultra-Humanite,
Conde Vertigo, el Joker, Hiedra Venenosa, Ultra-Humanite,
Bugün Dior'da hediye dağıtılıyor. Dior'dan eşantiyon Poison, hanımlar.
Prueben el Poison de Dior, señoritas.
Poison grubuyuz.
Somos Veneno.
İyi seyirler...
Es una jungla ahí fuera. Poison in the very air we breathe. Hay veneno en el aire que respiramos.
* Zehirli soluduğumuz hava *
It's a jungle out there Poison in the very air we breathe

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]