English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ P ] / Portakal

Portakal traduction Espagnol

2,739 traduction parallèle
Ben ispanyol omleti yanında da kepeli bir tost istiyorum... ve bir bardak taze sıkılmış portakal suyu, lütfen.
Tomaré una tortilla española con un poco de pan integral tostado y un vaso de naranja recién exprimido, por favor.
Portakal.
Orange.
Portakal suyu alayım.
Tomaré zumo.
Portakal suyu.
Jugo de naranja.
- Portakal suyu getirdim.
- Jugo de naranja.
Ajan portakal, o şeyi yere bırakır mısın?
Agente Naranja, ¿ quiere bajar eso?
Portakal.
Naranja.
Ailemde hiç kimsede portakal suyu yoktur.
Nadie en mi familia ha tomado jugo de naranja.
Bekle... 3 greyfurt ve 5 portakal.
Espera, sí. 3 pomelos y 5 naranjas.
Portakal, elma, gördün mü?
Naranjas, manzanas. ¿ Ves?
Portakal ister misin, Tom?
¿ Naranja, Tom? ¿ Eh?
Portakal.
¿ Naranja?
Onlara portakal kasaları yerine sigara kutuları koymalarını ben söyledim
Yo fui el que les dijo que usaran cajas de tabaco en vez de cajas de naranjas.
Portakal...
Naranjas.
Onunla tanışıp iş verdiğimde yol kenarında portakal satıyordu.
Cuando lo conocí y dijo su trabajo, estaba en un lado de la carretera vendiendo naranjas.
Gerçekten mi? Yani biz..... yol kenarında portakal satan o adamlar gibi miyiz?
¿ Entonces somos como esa gente que vende naranjas al costado del camino?
Bu sabah, portakal suyu içişime sinirlendi.
Esta mañana se enfadó conmigo Sobre la forma en que bebí mi zumo de naranja.
- Evet bir portakal.
- Oh si, una naranja.
Anılarım biraz puslu çok fazla dışarıda kalmış bir portakal gibi ama yine de geri dönüş yolumu bulabilirim.
Mis recuerdos están un poco borrosos pero aún puedo encontrar el camino de regreso.
Bana bir portakal tulumu veriyorlar mı ya da kendiminki mi almak zorundayım.
El chándal anaranjado me lo dan ellos, ¿ o tengo que llevármelo de casa?
Şu Henry hakkında haklıymışsın, bu yüzden düşündüm ki, hacmi artırıp, araya biraz daha portakal sıkıştırmalıyız.
Bastante malos, pero tienes razón sobre ese Henry, así que creo que tenemos que inflar el volumen, exprimiendo unas cuantas naranjas más.
Sanırım yok. Bilmiyorum kaç tane limon ve portakal ortalığa yayıldı.
Alomejor no lo hago.
Kızı Rachel bir portakal kasabasında hakim olmuş,
Su hija Rachel es la abogada de oficio del Condado de Orange,
Portakal suyu ve kedi boku. Ot için bunlar!
Zumo de naranja y mierda de gato es para los porros.
Tabi ki, votka ve portakal suyu.
Diamine, si, es vodka y zumo de naranja
Ve sıcak portakal suyu, ilginçtir ama muhteşem.
Y el zumo de naranja caliente, extrañamente delicioso.
- Ama Cooper'a mısır gevreği almıştım... Bak, Paige için de portakal suyu..
Luc se está instalando así que das a toda la casa una nueva mano de pintura para un nuevo comienzo.
Portakal suyu bunun içinde.
Jugo de naranja... hay acá.
Portakal.
- Naranja.
Kafa bulduran portakal suyu vardır.
Tiene jugo de naranja que me transporta.
- Bira ve portakal suyu güzelim.
- Es cerveza con jugo de naranja.
Beş tane omlet, iki kola, üç de portakal suyu.
Cinco bocadillos de tortilla, dos Coca-Colas y tres Fantas de naranja.
İki kola, iki portakal suyu, bir de limonata.
Dos Coca-Colas, dos Fantas de naranja y una de limón.
Bir sosisli dört omlet, iki portakal suyu, bir de limonata.
Uno de chorizo, cuatro de tortilla, dos Fantas de naranja y una de limón.
Sana çilek, şeftali ve portakal getirdim.
Tengo fresas, melocotones, naranjas para tí..
Kışın portakal mı?
Naranjas en el Invierno.
Portakal suyu ister misin?
¿ Quieres jugo de naranja?
Portakal suyu mu?
¿ Jugo de naranja?
Portakal suyu.
Jugo de naranja. Totalmente.
- yagin icinde bogulmak, kicini yaymak ve kahvaltita portakal suyu.
- Ahogarme en aceites, piscinas abarrotadas y jugo de zanahoria para desayunar.
Donmuş portakal suyu falan filan.
Ya sabes, jugo de naranja helado y otras cosas.
Portakal dilimlemek için yapıldı.
Hecha de una lata de pedazos de naranja dietética.
Portakal rengi.
- ¡ Naranja!
Portakal suyum var, su...
Tengo zumo de naranja, agua...
Portakal suyu, eoceneler, Arbuckle, masanin üzerinde nadir bir tarantula...
¿ Craig? ... zumo de naranja, eocenos de Arbuckle, tarántula poco hecha a la mesa.
Buyurun, portakal dilimleri. - Al bakalım.
Ok, rodajas de naranja
Biraz portakal ister misin?
¿ Quieres jugo de naranja?
Brad gibi sadece Lip Smacker'ın portakal tadı olanı kullanıyorum.
Solo uso de sabor naranja. El mismo que Brad.
Bu sabah portakal suyu yok mu?
¿ No hay zumo de naranja esta mañana?
Bir Soy Latte, bir portakal suyu, iki yoğurt.
Una leche de soja, un jugo de naranja, dos yogures.
Portakal suyu falan götürürüz.
Comprar jugo de naranja e ir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]