Posada traduction Espagnol
1,209 traduction parallèle
Köy Hanı'nda o kadar zaman harcamamalıydık sanırım.
No deberíamos haber perdido tanto tiempo en aquélla posada.
Handa oda yokmuş.
No hay sitio en la posada.
Birkaç dakikaya varmış oluruz. Hancı yeni bir tür şarap üretmiş. Orası tam bir gurme cenneti.
Hay una posada cerca donde preparan unos asados para chuparse los dedos.
Şu duracağımız handa güzel bir vurgun yapacaktım da işte lanet han yerle bir olmuş!
Pensaba quitaros el dinero en la posada.
Boleslav'da bir hana gittim.
¡ En la posada de Boleslav quisieron asfixiarme!
Hana geri dönelim.
Volvamos a la posada.
Bir handa bir kızla epeyce vakit geçirdim, ve parayı ödeyemeyince, bütün kıyafetlerimi aldılar.
Me lo pasé demasiado bien con una camarera en la posada, y cuando no pude pagar, se llevaron toda mi ropa.
Karşılaştıkları yerde artık otelden görünmez olmuşlardı.
Cuando se encontraron ya no podían ser vistos desde la posada.
Bana yeni bir görev verebilmen için otele dönelim mi?
¿ Volvemos a la posada... para que me indiques allí mi nuevo recado?
- Otelden.
De la posada.
Köprü otelinde ahırlara bakardım. Böyle başladım.
Comencé como moza de establo en la Posada del Puente
Kalacak yer konusuna gelince... ilgililere buradan kovulduğumu haber vereceğim. Bana bir ev verdiklerinde ben sizden fazla sevineceğim buna.
En cuanto a su'techo', informaré al alcalde de que me han echado... de la posada y cuando tenga otro alojamiento podrá respirar tranquila,
Sayın kadastrocuya, Köprü Oteli.
Al Sr. agrimensor, en la Posada del Puente.
Neler olduğunu görünce beni azarladı.
Mi prometido estaba en la posada de los señores. Él ya me riñó al ver todo esto.
Beyler otelinden memnundun.
Vivías contenta en la Posada.
Dikkat etmedin mi, Köprü otelinde odamızdan bir türlü ayrılmadılar. İlişkimizi kıskançlıkla izliyorlardı.
¿ No notabas como... era imposible apartarlos de nuestra habitación en la Posada del Puente,... y como nos vigilaban celosamente?
Ama belki de annemle konuşabilirsin. Babam ertesi gün akşam vakti Beyler oteline gidecek.
Pero sí que podrás hablar con mi madre, pasado mañana irá mi padre a la posada de los señores.
Okulda oturup Beyler otelini gözlüyor.
Desde la escuela observaba la posada.
"Gao Sheng Hanı"
"Posada Gao Sheng"
YOSHIDA HANI
POSADA YOSHIDA
Seni handan attılar mı?
¿ Le echaron a patadas de la posada?
Köyde, Zum Wilden Hirsch adında bir han var.
En el pueblo hay una posada llamada Zum Wilden Hirsch.
Bütün bunları, Zum Wilden Hirsch'i ve odunluğu nereden biliyorsun?
¿ Cómo sabes lo de la posada y lo de la leñera?
Otuz ryo Yamashiro Han'ındaki Omino'ya gönderilecek. Doğru mu?
Treinta ryo para enviar a O-mine en la posada Yamashiro. ¿ Correcto?
Evet, Yamashiro'nun Evi.
Si, en la posada Yamashiro.
bu yakınlarda bizden başka han yoktur burada gecelerseniz iyi olur!
No hay ningún alojamiento en 15 o 20 Km. No encontrará ninguna posada más después de esta.
Hanımız temiz ve iyidir
Tenemos una posada limpia y agradable.
Ejder Beyi kılıcı almama yardım etti! ama geçen gece, handa... kılıç gene çalındı!
El Maestro del Pantano me ayudó a conseguir la espada pero anoche en la posada me la volvieron a robar.
Buradan yedi mil uzaklıkta bir han var.
A tres leguas de aquí hay una posada.
Hem de hanın jambonu!
¡ Pero si es el de la posada!
Sık sık pencerenin yanında duruyor, gözlerini kıra çeviriyor. ... ve sanki o zevk anında, bu doğa çocuğu, özgürlüğünü kaybetme düşüncesini atlatmak için, iki nimeti birleştiriyor gibi oluyor :
Se coloca junto a la ventana, con la mirada posada en el campo, como si este hijo de la naturaleza pretendiese reunir aquello que ha sobrevivido a la pérdida de su libertad :
- Sen... kalırsan hoş vakit geçirebiliriz?
¿ Y si... te llevo a una bonita posada esta noche?
- Handa kalmak göze alınacak gibi geğil Nanbu fief'in neresinde kalabilirim?
¿ Por casualidad conoces la posada donde están los vasallos de la prefectura de Nanbu?
Yargıç geceyi burada geçirecek. Konağa dönmek için geç oldu.
Bueno, el juez pernoctará aquí, ya es muy tarde para que retorne a la posada.
Her handa aynı koku var.
Huele igual en cada posada.
Yokachiba'daki ucuz bir handa.
En una posada barata en Yokachiba.
Kız kardeşi, Oya-e, bir handa çalışıyor.
Su hermana, Oya-e, trabaja en una posada.
Hanın adı ne?
¿ Cuál es el nombre de la posada?
O zaman benim handa kal.
Entonces quédate en mi posada.
Benim hanı bağışlayın lütfen.
Por favor respeta mi posada.
Handa temizlikçi olarak çalışıyor.
Ella trabaja como camarera en la posada.
Ama handaki o masör yanlış bir şey yapmadı.
Pero el masajista no hizo nada malo en la posada.
Ben düşündüm de buraya çok yakın, iyi bir lokanta biliyorum.
A propósito... Conozco una encantadora posada aquí cerca.
Yolumuza çıkan her şarapçıda 3 çömlek şarap içmeliyim
Durante el trayecto debo beber 3 cuencos de vino en cada posada.
Tatlı Ormanın kavşağındaki Hanı.. Jiang yönetir
La posada en el cruce del Bosque Encantador la rige Jiang.
Efendim, Karınızı şarap fıçısına batırıp çıkaran bir sarhoş var lokantada, çabuk olun
Maestro... Un borracho en la posada ha sumergido a vuestra esposa en una vasija de vino, apresuraos.
Çok yorgun ve handa dinleniyor.
Está demasiado cansado y descansa en la posada.
OTEL
Posada.
İşte geldik
- Hemos llegado a la posada.
Bana bak!
Sin embargo, lo que ha volado es esa condenada posada.
"Joushuu-ya hanı"
Haced saber a Toubei que he llegado. "Posada Joushuu-ya"