Programa traduction Espagnol
25,247 traduction parallèle
Peki... insanların televizyon dizilerinden ne kadar kazandığını bildiğiniz söylenebilir mi acaba?
Y es justo decir que está familiarizado con lo que las personas hacen en un programa de televisión
Ama... eğer onu kabul edersen koruyucu ebeveynlik başvurunun onay sürecini hızlandırır ve programa dahil olursun.
Pero si lo aceptas, impulsa tu aplicación de hogar adoptivo a autorizado y eres parte del programa
Ava tanık koruma programındaysa Barry, böyle bir şey yaşanmamalıydı.
Si Ava estaba en el programa de protección a testigos, Barry esto nunca debería haber sucedido.
Memur Simms'in üç tane kullan-at telefonu varmış ve birini birkaç kez Ava Jarris'i aramak için kullanmış. Kadın benim evlatlık çocuk Mark'la birlikte Tanık Koruma Programından kaçmadan önce.
el Alguacil Simms tenía 3 celulares desechables, y usó uno de ellos para llamar a Ava Jarvis varias veces antes de que ella se escapó del Programa de Protección de Testigos con mi chico de acogida, Mark.
İyi akşamlar. Son haberimizde Teselli Kadınları kurbanı Kim Haksun ninenin hikâyesini yayınlamıştık.
En el programa anterior, les contamos la historia de Kim Haksun, víctima de las Mujeres de Confort.
- Daha fazla bekleyemeyiz.
- Nuestro programa cambió.
İşbirliğinden kaçınmanız veya komiteden bilgi saklamanız halinde bu hastanenin ihtisas programından çıkarılmakla cezalandırılacaksınız.
Una falta de cooperación plena reteniendo información a este comité tendrá como resultado su destitución inmediata del programa de residentes.
Altı ay boyunca ihtisas programından uzaklaştırılacaksın.
Para ser clara, es una suspensión de seis meses del programa de residentes.
Şimdi düşüp ölsem daha iyi.
Será mejor que deje el programa ahora.
Grey-Sloan Memorial cerrahi programına katılıyor.
Va a unirse al programa del Grey-Sloan Memorial.
İhtisas programının başında olduğun için disiplin işlemini senin yapmanın daha iyi olacağını düşündüm.
Como jefe del programa de residencia me pareció que una acción disciplinaria sería más apropiada viniendo de usted.
Sen olmasaydın, dedektif olamazdım.
De acuerdo, esto es como un pésimo programa de juegos. Pero lo entiendo.
Buna, geniş çaplı sızıntıları izleme programı diyor.
Lo llama'Programa de Monitorización de Infiltración Extendida ".
Bağlantılarının içinde Doğu Almanya'daki Kitle İmha Silahları Programından birisi var ve uzmanlığı da radyoaktif silahlar.
Uno de sus contactos incluyeron un hombre en un programa de armas de destrucción masiva en el este de Alemania, y su especialidad era armamento radiactivo.
Kazanç büyük. Programa uyduğun sürece masamızda sana da yer var.
Es una mesa grande y hay lugar para usted siempre y cuando siga con el programa.
12 aşamalı lanet bir toplantıya gitmemi gerektirmeyen her ne ile güzel olursa artık.
De cualquier cosa que pueda darme una alegria que no implique un maldito programa de doce pasos.
Bu 2 kodsa tüm programın amacını ve işlevini resmen değiştiriyor.
Y esos dos KLOCs cambiaron por completo la funcionalidad y el propósito del programa completo.
Hayır, ağ boyutunu tespit edecek bir program yazdım.
No, yo creé un programa de recuperación para detectar el tamaño de la red.
MacMillan anti-virus yazılımının sizin bu programınızla bir alakası olduğunu mu düşünüyorsunuz?
¿ Pero es su contención que el software antivirus MacMillan es una variación del programa de recuperación?
Az önce programı kendinizin verdiğini söylediniz hediye miydi yoksa alışveriş miydi?
Cuando dice que le dio el programa en persona, ¿ Fue un regalo o una transacción?
Araştırdığımıza göre SwapMeet'in, bu işi bizim yapabilmek için daha fazla mesai harcamamız gereken bir programları var. Yalnız onlarsa bizim kullanıcı tabanımızın yanına bile yaklaşamıyorlar.
Y lo que encontramos fue que mientras SwapMeet tiene un programa funcional con el que nos tomaría un año o mas poder competir, lo que ellos no tienen es una base de usuarios ni cercana a la nuestra.
Ya çocuklar için bir kukla gösterisi, ya da Kuzey Kore propagandası.
Es o bien un programa de títeres para niños, o propaganda norcoreana.
Marcus Edgar ile pahalı bir kulüpte buluştu Ve virüs programını aldı.
Marcus se reunió Edgar en algún club de lujo para obtener el programa de gusano.
Tamam, eğer virüs programının bir kopyası hala buradaysa
Está bien, si todavía hay una copia del programa de gusano de aquí,
Hayley o virüs programını Kimin yazdığını bulabildi mi?
Hayley era capaz de identificar que ha creado dicho programa de gusano?
O bilgisayar virüsü İran'ın nükleer programını onlarca yıl geriye götürmüştü.
Ese virus informático establecer el programa nuclear iraní retroceso de décadas.
Üçüncü çeyreğin personel bütçesine bakıyordum da Waze için yapacağım program için sana birkaç günlük bir iş teklif ediyorum.
Escucha, estaba mirando mi presupuesto para personal del tercer trimestre y quisiera ofrecerte unos días en un programa que estoy haciendo para Waze.
İnsan öyle düşünüyor ama değil, program sadece kırmızı ışıkta ve trafik varken yayınlanacak.
Parece que sí, pero no, el programa solo se oye en paradas en los semáforos y en la circulación.
İş teklifi aldım, Doug Benson'ın yeni programı için yazacağım.
Me han ofrecido un trabajo, escribir para el nuevo programa de Doug Benson.
Bir televizyon dizisinde komedi yazarlığı işi mi aldın yani?
¿ Tienes trabajo como guionista cómico de un programa de televisión?
Tiyatronun tekinde sahneye çıktığında suyunu ben götürürdüm mesela.
Cuando hacía su programa en el teatro, le llevaba agua.
"The Price Is Right" ı yıkıp geçmemden sonra Amerika ya da Meksika'daki hiçbir yarışma beni kabul etmez ki bu arada en sağlam yarışma da odur.
Sin la demostración del juego en los EE.UU. o México me tendrá desde que aplasté en el precio es correcto, la cual, por cierto, es el único programa con integridad.
"Ters gitmek" demişken bir oyun programından son ret mektubumu da aldım.
Hablando de "ido mal" Acabo de recibir mi carta de rechazo final a partir de un programa de juegos.
Planlarına uymayan Wesenleri kontrol edebilmek için.
Para controlar a los Wesen que no están de acuerdo con el programa.
Bu platoda çekilen uzun soluklu ve başarılı TV şovunun adı da...
En este escenario es donde filmaron el popular programa de televisión
Sizin gece kuşağı şovunuzda bu inanılmaz canavar filmlerine yer verirdiniz. Ama yalnızca alay edip, sözlerini kesmek için.
Tu programa nocturno pasa grandiosas películas de monstruos, y tú las interrumpes sólo para burlarte de ellas.
4 - H kulübündeyken benim buzağıma da aynısı olmuştu.
Lo mismo le pasó a mi ternero en el programa 4-H.
Oldukça sofistike bir program kullanmış saklanırken, Coalport denen bir köyde bulduk ama izini.
Ha usado un programa muy sofisticado para esconder su posición, pero hemos sido capaces de encontrarle en una ciudad llamada Coalport.
Ayrıca, eğer lisansımı geri alabileceksem, onaylı bir tedavi programına da katılabilirim.
Por lo tanto, estoy de acuerdo en ingresar a un programa aprobado de tratamiento si así logro que mi licencia vuelva a ser restituida.
- Bir program tarafından beslendiğini?
- Y parte de... ¿ Siendo alimentado por el programa?
İç çamaşırımla otururken mısır gevreği yiyip köpek yarışması izliyorum.
Estoy en calzoncillos comiendo cereales viendo un programa de perros.
Başkan'ın programı eleştiriliyor. Ama tramvayı açan ve metroyu uzatan kim?
Hay críticas al programa del alcalde, pero ¿ quién creó el tren y extendió el metro?
Bugün çok neşelendirici bir gösterimiz var.
Hoy tenemos un programa muy inspirador.
# Gösterimiz neredeyse bitti #
* Nuestro programa casi ha terminado *
Bağış unsurlu geleneksel bir burs programı bu.
Es un programa de becas tradicional con un componente caritativo.
Yok, sadece komşu kolaçan etme programını uyguluyordum.
No, estoy solo, ya sabes, sólo estoy aquí, uh, haciendo mi programa de vigilancia vecinal.
Kelly'yi bir sabah programında yeni balıkçısından bahsederken görmüştüm.
Vi a Kelly vendiendo ese nuevo sitio de pescado en un programa de entrevistas matutino.
Beni füzeyi yeniden yönlendirmekten alıkoyacak kalıcı bir engelleme programı yazıyorlar.
Están creación de un programa de bloqueo permanente que me parará redirigir el misil,
Resmi müzakere takviminin dışında Sovyetlerle mi görüşüyorsunuz?
¿ Reunirse con un soviético fuera del programa oficial de negociación?
.. kullandığı bir algoritmaya sıkıştırdım.
Programa Aprensión de Criminales Violentos usa para rastrear asesinos en serie.
Toby, Happy'nin telefonuna izleme yazılımı koyduktan sonra bu kişiler araba ve cep telefonlarındaki GPS'leri engellediler.
Después de que Toby pusiera el programa de rastreo en el celular de Happy, estos chicos bloquearon el GPS de sus autos y celulares.