Psikopat traduction Espagnol
3,116 traduction parallèle
Adam psikopat.
Es un psicópata.
İnternet üzerinden anonim olarak psikopat hikâyeleri değiştirdikleri bir siteye üyeymiş.
Resulta que él era parte de una comunidad en línea que intercambia historias psicópatas mientras se mantienen anónimas.
Bu adam psikopat kelimesine yepyeni bir anlam kazandırıyor.
Ese tipo da un nuevo sentido a la palabra "psicótico".
Ölüm, yeniden doğum vesairelerinden bahseden bir psikopat.
Un psicópata gritando sobre la muerte, el renacer y todo eso...
Büyük baban psikopat değil.
Tu abuelo no es un psicópata.
Sonra rezil bir öğrenci oldu, psikopat müzik bölümü öğrencisi oldu,
Luego se convirtió en un estudiante caído en desgracia, Gran música psicopática,
Hâlâ sana "psikopat kız" diyorlar.
Todavía te llaman "zorra psicópata".
Hepiniz bir avuç psikopat olduğunuza göre eleman eksikliği yaşayacağımızı sanmıyorum.
Ustedes son un grupo de psicópatas así que dudo que tengamos que subcontratar a alguien.
Çok sakindi, soğukkanlı bir psikopat olabilir.
Si estaba tan calmado, debe ser un psicópata.
Adamın psikopat olduğu aşikar.
Es bastante obvio que el tío es un psicópata.
Müvekkiliniz, karısını öldürmekten suçlu bulunmayan şanslı bir psikopat.
Su cliente es un psicópata suertudo al que no condenaron por matar a su esposa.
Psikopat!
Es broma.
- Moreno mu? Psikopatın tekidir o.
Es un psicópata.
Psikopatın tekiydi.
El tío era un psicópata.
O yaşlı bir adam, lanet psikopat.
Es un anciano, jodido psicópata.
Bu demektir ki yakalaman gereken psikopat bir katil var.
Eso significa que debes ir a atrapar a un asesino psicópata.
Bu psikopatın mesajının kişisel olduğu belli.
Este mensaje del psicópata claramente es personal.
Hiçbirimiz daha önceden gerçek bir psikopat görmemiştik...
Ninguno de nosotros ha visto a un verdadero psicópata antes, así que...
"Psikopat"... Bu kelime popüler kültürün tembel bayağılığı ile sonsuza kaçırılmıştır.
Una palabra constantemente pirateada por la perezosa y vulgar cultura popular.
İkimiz de toplumdan dışlandık, psikopat sapıkla birlikte ortak olarak kabul edildik.
Estábamos condenados al ostracismo, asociadas con un friki psicópata.
Adam bir psikopat, tehlikeli biri ve yanına yaklaşabilen herkes ölüyor.
Es un psicópata, es peligroso, y cualquiera que se le acerca termina muerto.
Tamam, psikopat kleptomanın biri ama bu durumu uygun hale getirmek için çok şey söylenebilir.
Claro, es una cleptómana maníaca... pero ahí hay mucho que decir por conveniencia.
Kancalı eliyle beni ikiye doğrayan ve vücudumun iki yarısını çöpe atan deli psikopatı öldürmez miydin?
¿ No matarías al psicópata demente que me cortó por la mitad con su gancho como mano y tiró las dos partes de mi cuerpo a un contenedor?
Kanıtlar Isaac Proctor'un profesyonel olduğunu gösteriyor, psikopat değil.
Es decir, toda la evidencia dice que Isaac Proctor es un profesional, no un psicópata.
Dur tahmin edeyim, psikopat hayran Monica Downs'a ait?
Déjame adivinar. Pertenece a la fanática psicópata, Monica Downs.
Belki de bu kez şanslıyızdır da karşımızda sıradan, insan bir psikopat vardır.
Tal vez tengamos suerte esta vez, y estemos tratando simplemente con un normal psicópata humano.
- Sana onu öldür diyen mi oldu psikopat herif!
- Perdón. ¿ Qué querías que hiciera? - No matarla, maldito psicópata.
Kendini benim gibi yapılı bir takım psikopat insana karşı savunmada iyi şanslar o zaman.
Claro. Buena suerte defendiéndote contra algunos psicópatas asesinos de mi tamaño...
Yanlış numara Aramayı kes, psikopat!
Número equivocado, deja de llamar, ¡ psicópata!
O psikopatın Elena'yla içeride kalmasına izin verecek değiliz.
No hay forma de que dejemos a esa psicópata ahí dentro con Elena.
Owen artık Sam, ve Sam tam bir psikopat.
Owen es Sam ahora, y Sam es un maldito psicópata.
Yani Finn'in neden psikopat gibi davrandığı hakkında hiçbir fikrimiz yok? Tanrı aşkına Jess.
Así que, ¿ no estamos más cerca de saber por qué Finn se comporta con un psicópata?
Psikopat beyimize teşekkür etmemiz lazım, 15 dakikayı almıştır.
Bueno, gracias al chico psicópata, tuvo por fin sus 15 minutos de gloria.
Oğlumun psikopat bir katil olduğunu düşünüyorsun.
Crees que mi hijo es un psicópata asesino.
Kızlarını psikopat bir katil ile yalnız başına mı bıraktılar?
¿ Ellos dejaron a su hija con un psicópata asesino?
Adam bir psikopat, tehlikeli biri ve yanina yaklasabilen herkes ölüyor.
Es un psicópata, es peligroso, y cualquier persona que se le acerca termina muerta.
Ki bu kötü olur zira ortalıkta insan doğrayan bir psikopat var.
Lo que sería algo malo... porque hay un psicópata ahí fuera mutilando gente.
İnsanlar onu kahraman sanıyor ama adam psikopat.
La gente cree que es un héroe, pero es un psicópata.
Psikopat ya da uyuşturucu müptelası.
Psicotica. O en drogas.
Bu psikopat, Fiona'yı öldürmek üzere.
Este sicópata está a punto de matar a Fiona.
paranoid bulimia dan muzdarip bir psikopat Anoreksikler için bir rehab. programı ve şartlı tahliye ile dışarıdaydı Sonunda Mr. de Lime ye saldırdığını ve onun gözlerini yediğini itiraf etti.
Es un psicópata de tendencias bulímico-paranoides... puesto en libertad en el marco de reinserción de los anoréxicos, y que terminó confesando haber agredido al Sr. De Lime... y haberse comido sus ojos.
Ben başka bir hapishanede olmayı planlıyordum ama o psikopat bizi çıkarttı.
Planeaba estar en otra cárcel, y ese psicópata nos sacó.
Ben bula bula delileri, kanserlileri psikopat manyakları buluyorum.
Yo tuve una loca, una con cáncer... y ahora a una psicópata maníaca.
Devriyeler psikopat, dostum!
¡ Los rounders están locos!
Boş elle dönemeyiz. Kendin söyledin, adamlar psikopat.
No podemos aparecer con las manos vacías.Dijiste que son psicópatas.
Psikopat eski kocam.
Mi psicópata ex marido.
Bu süper psikopatı nerede tutuyorlar ki?
¿ Dónde mantienen al super-psico, de todos modos?
Psikopatın tekidir ama...
Es un cabrón enfermo, pero...
O psikopat Fiona'yı kaçırdı.
Ese sicópata tiene a Fiona.
- Kodumun psikopatı.
¡ Maldito psicópata!
Psikopat birine göre iyisin.
Eres bueno...