Puddin traduction Espagnol

canım, cicim bitanecik tatlı, ayışım benim.

Oh, vamos puddin', mi "little-wittle hunky bear"

Hayır, kalın dudakları vardı. Somurtan dudaklar.

No, él tenía los labios más llenos. como de de Puddin.

- Pud, nasıl gidiyor?

- Puddin, ¿ cómo vamos?

Küçük "Pudding Pop'ı" mı sonsuza dek kaybettiğimi düşünüyordum.

Pensé que había perdido a mi Puddin'Pop para siempre.

Bende aslında bana "Pudding Pop" demeni özledim.

Yo también te extrañé mi Puddin'Pop.

Ayrıca, ellerimi "Pudding Pop'ım" dan çekemiyorum.

Además, no puedo mantener mis manos lejos de mi Puddin'Pop.

- Puddin'Pop?

- Puddin'Pop?

Sen ne düşünüyorsun, Pudding Pop?

¿ Qué piensas, Puddin Pop?

Benim adım "Pudding Pop" değil. Daha önce hayatımda hiç duymadım bu ismi.

Mi nombre no es Puddin'Pop, nunca he oído ese nombre en mi vida.

Ama yinede sağol "Puddin'Pop"..

Pero gracias de todos modos Puddin'Pop.

Hey, Puddin, bak şuna.

Poot, mira a ver.

Pudin var ya adamım. Diyor ki, evlenmek istiyormuş.

Puddin dice que espera a casarse.

Ya, Puddin de olmamalıydı ama babasının prezervatifi yırtıkmış.

Puddin Head tampoco, pero a su papá se le rompió el condón.

Ama sen neredeyse boğuluyordun, Puddin'e söyledim.

Pero tú casi te ahogaste. Le dije a Puddin Head.

Whore-um, gore-um, puddin'and whettle.

Whore-um, gore-um, puddin'and whettle.

İnsanlara "puding" diye hitap ediyor.

A la gente le llama "puddin".

- Bunun Puding olduğuna eminim.

Pues se parece a Puddin.

Puding sokak hayvanı değil.

Puddin no está hecho para las calles.

Puding dışarıda bir yerlerde yalnız başına şu an.

Puddin está solo ahí afuera.

Şu ağaç, Puding'in sevdiği ağaçlara benziyor.

Sabes, ese parece un árbol de Puddin.

Puding!

Puddin'.

Celeb-Puddin'de fotoğraf.

Está justo aquí.

Denemeden bilemezsin.

La prueba está en el puddin, cómo dicen.

Burada gördüğünüz, atıştırmalık fare kapanı saltosu! Pudingimiz var, kapanlarımız var ve tramplenimiz var.

Tenemos el puddin, tenemos las trampas, y tenemos el trampolín.

Puding'i aramaya yardımcı olarak beni seçip doğru şeyi yaptın.

Hiciste bien en elegirme para ayudar a buscar a Puddin.

Sabırsızlanıyorum.

¿ Así que vamos a volver a buscar a Puddin hoy?