Quiere traduction Espagnol
175,842 traduction parallèle
İstiyorsan gerçeği görmezden gel.
Entierre la cabeza en la arena si quiere.
Sana ikram edebileceğim bir şey var mı?
¿ Quiere que le traiga algo? ¿ Un café?
Saklanmak istiyorsa yüzüme karşı söylesin.
Si quiere esconderse, puede hacerlo delante de mí.
Başkan bir saat içinde seni bekliyor.
El presidente quiere verlo en una hora.
Sen de hepsinin istediğini istiyorsun.
Quiere lo mismo que todos.
Karşılığında kaç oy istiyorsunuz?
¿ Cuántos votos quiere a cambio?
Sana inancım var. Neden, biliyor musun?
Creo en usted. ¿ Quiere saber por qué?
Hayır. Mücadele etmemizi, kendini daha önemli hissettirmemizi istiyor.
Quiere que ofrezcamos resistencia, que lo hagamos sentirse más importante.
- Burada kalmasını istemiyor musun?
¿ No la quiere aquí? No.
Lordum şimdilerde Frankia'da değil de Beamfleot'ta olacağını bilmenizi istiyor.
Mi señor quiere que sepa que a estas alturas estará en Beamfleot y no en Frankia.
Kocan seninle sevişmek istiyor.
Tu esposo quiere montarte.
- Alfred müzakere yapmak istiyor.
Alfredo quiere negociar.
- Veil bilmeni istiyor ki oğlu Henry, Quinn'i öz babası olarak tanıyacak.
Veil quiere que sepas que su hijo, Henry, reconoce a Quinn como su verdadero padre.
- Sunny, Azra kitabını Dul'dan aşırmamızı istiyor.
Sunny también quiere que le robemos el libro de Azra a la Viuda. Bajie...
Saçmalıkların için sözcü olmamı istiyorsun yani?
Entonces ¿ quiere que sea la portavoz de su basura?
Hiçbirimiz bunu yapmak istemiyoruz, fakat ölüm dalgası 10 gün içerisinde burada olacak.
Ninguno de nosotros quiere hacerlo, pero la ola de la muerte estará aquí en diez días.
Hepinizi görmek istiyor ama onu fazla yormayalım lütfen.
Quiere verlos a todos, pero, por favor, si pudiéramos no abrumarlo...
Başkan benden bilgi almak istiyorsa bunun tek bir yolu var.
Y si el Presidente quiere respuestas, se las daré a una sola persona.
İmar ve İskân Bakanı olmamı istiyor.
Me quiere de Secretario de Vivienda y Desarrollo Urbano.
- Ne istiyorsunuz?
- ¿ Qué quiere?
- Yani ne zaman? Halk, Başkan'ın durumunu öğrenmeli.
La gente quiere saber cómo está su Presidente.
Duyduğum kadarıyla Peter MacLeish hakkında bana söylemek istediklerin varmış.
Entiendo que quiere contarme algunas cosas sobre Peter MacLeish.
Başkan benden bilgi almak istiyorsa bunun tek bir yolu var.
Y si el presidente quiere respuestas, se las daré a una única persona...
Peter MacLeish hakkında bana söylemek istediklerin varmış.
Entiendo que tiene algunas cosas que quiere contarme sobre Peter MacLeish.
- Soruşturmaya devam etmeyeyim mi?
¿ Seguro que no quiere que siga? - Puedo...
İstiyorsa sana anlatır ama güvenine ihanet etmeyeceğim.
Puede contárselo a Vd. si quiere, pero no voy a traicionar su confianza.
Başkan'a onu görmek istediğinizi söyledim.
Le he dicho al presidente que quiere verlo.
- Makamına dönmek istiyor.
¿ Por qué? - Porque quiere volver al trabajo.
- Acil bir meseleyse bana...
Escuche, si lo que quiere compartir con él es urgente, puede decírmelo a mí.
Başkan Moss, siyasete mi dönmek istiyor?
¿ El presidente Moss quiere volver a la política?
Yalnızca tecrübelerinden faydalanılsın istiyor.
Solo quiere compartir el beneficio de su experiencia.
- Langdon, anlaşmak mı istiyor?
¿ Langdon quiere un trato?
Nereden başlayayım?
¿ Por dónde quiere que empiece?
Alternatifleriniz olsun istiyorsanız araçları şimdiden kaldıralım, derim.
Si quiere dejar abiertas sus opciones, señor, sugiero que los cazas despeguen ya.
Ama işinin ehlidir. ABD'yi enerji yönünden bağımsız kılmak istiyor. Bunun için tavizler şart.
Pero entiende los negocios y quiere que Estados Unidos sea independiente energéticamente, eso implica compromiso.
Sonra o barbarla ne istersen yaparsın.
Entonces puede decidir lo que quiere hacer con ese criminal.
Arayayım mı?
¿ Quiere que haga la llamada?
Yeni bir sayfa açmak istediğinizden söz ettiniz.
Sr. presidente, ha mencionado que quiere empezar un nuevo capítulo.
Başkan'ın yakıt hücrelerine bakışını soruyor.
Quiere saber la posición del presidente sobre las pilas de combustible.
İlk 100 gününüzün iyi geçmesi için bu şart.
Y va a tener que hacerlo si quiere mantener con vida sus primeros cien días.
Bowman sizi açığa çekmek istiyor, sizi yererek halkın gözünde büyüyecek.
Bowman quiere ralentizarle, causar impresión a nivel nacional a su costa.
Sizin de umurunuzda olduğunu bilmek istiyor.
Y quiere saber que a usted también le importa.
Başkan Moss, siyasete mi dönmek istiyor?
El Presidente Moss quiere volver a la política.
Tam olarak ne demek istiyorsun?
¿ Qué quiere decir exactamente?
Nasıl yani?
No estoy seguro que quiere decir.
Durumunu anlıyor ve takdir ediyorum ancak ülkenin yüzde 84'ü geçmiş taraması istiyor.
Senador, entiendo y aprecio su posición, pero el 84 % del país, quiere verificaciones de antecedentes más estrictas.
Amerika bunu istiyor.
EE.UU. quiere esto.
İyi sonuç istiyor.
Él realmente quiere que esto suceda. Sí.
Kimse umutsuz bir vaka için kendini öne atmak istemiyor.
Es que nadie quiere arriesgar el cuello por un pato muerto.
Dengeli bir mahkeme isterken aslında kendisiyle hemfikir olacak bir mahkeme istiyor.
Entonces, cuando asegura querer un tribunal equilibrado, lo que quiere decir es que quiere un tribunal que esté de acuerdo con él.
- Niye?
Quiere verte.