Raison traduction Espagnol
33 traduction parallèle
Tüm varoluş nedeniniz bu değil mi?
¿ No es esa la raison d'etre de ustedes?
Ancak benim varoluş sebebim bu.
Sin embargo, es mi raison d'être.
Even so, she is my raison d'être.
Sin embargo es mi raison d'être.
Komün'ün "raison d'être" i olan toplumsal devrime yardım etmek.
Esos cañones simbolizan el poder militar independiente de la Guardia Nacional hoy disidente.
Toplumsal adaleti savunan bizler bu sınıf için hiçbir şey yapmazsak, Komün'ün raison d'être'ini yerine getirdiğini görmem mümkün olmaz.
- ¿ Cómo que inoportuna? ¿ Y por qué podría ser inoportuna nuestra presencia al lado de nuestros heridos? Son nuestros maridos, nuestros hombres.
Kendi sonuna gidebilen insanoğludur.
Qui s'éléve vers la vie et sur la raison. Que se eleva hacia la vida y la razon.
- Hayır, varlık nedeni oldu.
- No, era mi raison d'être.
Pes etmiyorum. Bu benim olma nedenidir.
Esta es mi raison d'être.
Sizin varlık nedeni için
Para tu raison d'être.
Bana Güven, ve benim raison d'être
Confiad en mí y mi raison d'être.
Hedeflerimi ya da tutkularımı.
Es mi raison d'être.
Naip'in sevgili torunu, Real Mayar, hayatını kaybettiğinden dolayı, ayrıca kasten gizlediği Monad denilen Vekil'in varlığı sebebiyle de raison d'être'sini kaybetti.
Re-L Mayer, la muy querida nieta del Regente, ha muerto. lgual que ese Proxy llamado Monad... que con tanto ahínco ocultaba su paradero. Daedalus ha perdido su "raison d etre".
Lakin, Deadalus Yumeno hem Vekili hem de kendi raison d'être'si olan Real Mayar'ı kaybetti.
Pero Daedalus Yumeno... ha perdido a su Proxy y a Re-L Mayer,... ha perdido a la vez sus dos "razones de ser".
Benim... Artık yaşamak için bir raison d'être'm kalmadı.
Ya no tengo "razón de ser".
Lakin, ütopyayı terk eden o ikisini bekleyen kaderi bir kenara bırakırsak, onun gibi realist bir kızın böyle riskler almasına izin vermek gerçekten de senin raison d'être ile bağıntılı.
Pero, de todas formas, ella es demasiado realista... como para escapar sin rumbo del "Paraíso". Está arriesgando su vida por su "raison d etre"...
Bu benim varoluş nedenim, bebeğim.
Es mi raison d'être, nena.
Kitap kulübünün amacı altı kitabı da yapmaktı, ve benim burada olmamın da tek sebebi bu.
Leer las seis es la raison d'être del club y por lo que estoy aquí.
İsmi de Raison et Sensibilité.
Se llama Razón y Sentimiento.
Bunu anlaman çok güç biliyorum, ama burada olmamın tüm nedeni var oluş nedenim, çözümü bu...
Sé que esto es muy difícil de entender para ti toda mi razón de estar aquí mi raison d'etre- - Éste es el denoument- -
- Aslında bir dosya getirdim. Ah. - benim logom olan dosya. "
De hecho, traje una carpeta conmigo... que establece mi "raison d'être".
Batman'in ailesinin katili Joe Chill'i ortadan kaldırmak Batman'in varoluş nedeninin yok olmasına sebep oldu ( raison d'etre ).
Remover a Joe Chill como el asesino de los padres de Batman lo priva efectivamente de su raison d ´ etre.
Bu bana bir hedef, yaşamak için bir neden veriyor.
Eso me da un propósito en la vida, un objetivo, una raison d'etre.
- Eğer'yaşama amacı'dersen kendimi öldürürüm.
- Si dices "Raison d'etre" voy a suicidarme.
Reçeli kavanozdan çıkarmayı başardınız.
- Es mi raison d'etre. - Me encantan las pasas.
Çok sürmeyin ama halisünasyon görmeye başlarsınız.
Historia real. No, raison d'etre.
"Raison d'etre" Fransızca. "Varlık sebebim" gibi bir şey.
Entonces ¿ cuál es tu platillo favorito de él?
"Gençliğin sarhoşluğu sabittir."
- Sí. La jeunesse est une ivresse continuelle, c'est la fièvre de la raison.
Sanırım haklısınız.
Je crois que vous avez raison.
- Elbette, bayım, bu sizin varlık nedeniniz.
- Pero, por supuesto, monsieur, esa es su raison d'etre.
Bu benim "raison d'être" m ( fr : varoluş nedenim ).
Es mi razón de ser.
"Raison d'etre" sinin tek nedeni, annesini kaybetmenin intikamını almak.
Es alguien cuya única "raison d'être" es vengar la pérdida de su madre.
- "Raison d'etre" mi?
¿ "Raison d'être"?
- "Raison d'etre" yani.
- Bueno, tú sabes, yo sólo pido para llevar. - ¿ En serio?