Reality traduction Espagnol
789 traduction parallèle
Reality şovları.
Esos programas realísticos.
Evet baba. Reality programcılığının son noktası.
Si, papa es lo ultimo en televisión real.
Sen lanet olası bir insan müsveddesisin.
Por favor, si pareces salido de un reality show.
Sonsuza dek sohbet programlarına çıkacaksınız.
Hablaran de ustedes en los reality shows por siempre.
- Programlara mı?
- Reality shows?
Bu aynı "60 Dakika gibi" ( Reality Show ) Başlangıçta ilacı yapan ilaç firmasına kızarsın.
Es como 60 Minutes. Empiezas enojándote con la compañía farmacéutica.
Görünüşe göre, The Valley dizisinin, kendine ait bir realite şov programı varmış.
Que eso? Parece que The Valley, aniquiló a un reality show entonces..
Oprah programı'nın bu bölümü çok iyiydi ama...
Un reality show muy bonito- -
Reality kanalı gibi.
Parece la cadena de humillación.
Arayüzeyde Gerçek Yönelmesi.
Se llama Reality lnterface Transference.
Merhaba, ben Bob Solo Westside Reality'den. Bay Vargo'yla bir görüşmem var.
Hola, soy Bob Solo, soy de la inmobiliaria, tengo una cita con el Sr. Vargo.
Fox'un 8 : 00'de yeni bir realite programı var.
Fox emite uno de esos reality shows a las 8 : 00.
Konumuz da bu, dostum.
Todo reality show necesita un tema. ¡ Es nuestro tema, viejo! Eso es.
Yeni bir realite şov için bir fikrim var.
Tengo una idea para un nuevo reality show.
Birlikte bir reality show yapmalısınız.
Deberias de hacer el Increible carrera juntos.
Internetteki bir "reality show" un parçasıyız.
Formamos parte de un "reality show" de internet. Como los Big Brother.
Bir reality şov.
Un programa de la vida real.
Bu bir reality-polis şovunun ilanı.
Es un volante para un nuevo programa de policías.
You call that reality?
¿ Llamas eso realidad?
Çok hoşuma gitti ama Reality TV'de çok ilginç olmaz. O insanların spor arabalarına binip polisten kaçmalarını çekemeyiz.
Adoro la idea, pero creo que no haría un buen programa de Reality TV... a menos lográramos que esas personas fueran a sus BMW y aceleraran para... huir de la policía a toda a velocidad.
Reality şovlar.
Los "reality shows".
Reality şovlardan nefret ediyorum.
- oh! odio los reality shows
Yapımcılar reality şovları seviyorlar. Çünkü bu programlarda yazarlara ve aktörlere bir şey ödemeleri gerekmiyor.
- Los shows en vivo son para no pagarles a escritores ni actores
Bedava yeni bir eve taşınmanıza izin verebilecek yeni bir reality şov duydum.
Un nuevo programa de la realidad te deja vivir en una casa gratis.
Reality şova hoş geldiniz.
ATADO A UN OSO AUDICIONES DE LOS CONCURSANTES
Bunca zaman boşu boşuna tartıştılar, reality şov için harikalar.
Se desmoronan por insignificancias. Son perfectos para la tele de la realidad.
Başka bir reality şovda yarışıyorduk fakat son yarışmayı kaybettik.
Éramos una tribu en otro programa, pero perdimos la última competencia.
Bizim için başka reality şov yok!
Se acabaron los programas de la realidad.
Hepsi de bunun bir çeşit TV gösterisi olduğunu düşünmüştü.
Todos creen que es un tipo de reality o algo así.
Bir milyonerin olduğu bir program seyredeceğim.
Ver un reality show sobre un millonario.
Timmy bütün realite şovlarının hastasıydı.
Timmy era un gran fan de todos esos reality shows.
- Realite dizisi. Vegas'ta çekiliyor.
Es un reality rodado aquí en Vegas.
Reality şovların artışı mı?
¿ Los programas de la vida real?
Bu işi bir reality şova çeviriyorsun ahbap.
Estás convirtiendo esto en un reality show más.
Biz de TV'de Dünya Anamızın son günlerini realite şovlarında izlerken sevdiklerimize ümitsizce telefonlar açacağız.
Y haremos desesperadas llamadas por celular a nuestros seres queridos mientras vemos los últimos días de la Madre Tierra en reality TV.
Adamın çıldırtıldığı, realite şovlarından biri mi bu da?
¿ Es uno de esos "reality shows" donde te matan de miedo?
Daha çok reality şov!
¡ Más "reality shows"!
Brian Fantana Fox Yayın Ağı'ndaki popüler reality televizyon şovu "Cinsel İlişki Adası" nın sunucusu olarak büyük başarılarına devam etti.
Brian Fantana mantuvo su gran éxito como anfitrión del reality show Isla de la Penetración en la cadena Fox.
Postacıyı hapisaneden çıkardılar.
Acaban de expulsar del reality show al cartero.
Sen talk show'suz kameraman ekibisin.
Son un reality show pero sin cámaras.
- Reality show gibiydi.
- Fue como en un programa de T.V.
Böylece avukatlık mesleğinin onurunun, televizyonlardaki alelade reality show... bölümlerinden daha kaliteli olduğu mesajı baro'ya iletilmiş olacaktır.
Hay que enviar el mensaje al Colegio de Abogados de que esto no es un episodio de un "reality show".
Ama nedense insanlar ona bizi yendi Sen iblisler gerçeği televizyon icat olurdu, düşünürdüm.
Uno diría que los demonios inventaron los reality pero los humanos nos ganaron.
Başka reality TV show daha yok düşkün.
No más que cualquier otro reality.
Bir gerçek ne?
¿ Un reality qué?
Bildiğiniz gibi, tüm iyi reality TV şovları son bir büküm var.
Como sabes, todos los reality buenos tienen una sorpresa final.
İlk defa yapılan animasyon realite TV shovu.
El primer reality Show animado de la televisón El primero
Diğer eziklerle beraber buradaydın ha?
¿ Aquí es dónde has estado? ¿ En un estúpido reality show?
Bleh, kuruyan ağzınla Tv shovunda sex yaptın sanırım sana 50 dolar borçluyum.
Bleh... ¡ te cogiste al boca seca del Reality Show! creo que te debo 50 dólares.
İkinci sınıf yıldızlarını ve yazarlarını bile.
Tus estrellas de telenovela de segunda, tus guionistas de reality para tv.
İlk olarak, Playboy kanalında bu geceki Playboy kanalında şu yeni reality şovlardan * biri var evde yaşayanların kendi çektiklerini gönderdikleri Kötü Sikişli Ev Videoları deniyor buna.
¡ En primer lugar, en el Canal Playboy...! ¡ En el Canal Playboy...! ¡ Sí, esta noche...!