Rigor traduction Espagnol
499 traduction parallèle
Toprağın verimsizliği ve iklimin sertliği nedeniyle, hiçbir ırk henüz burada ayakta kalamamıştır ;
La esterilidad del suelo y el rigor del clima impiden que cualquier otra raza sobreviva ;
Şöyle uzanın, ölümden sonra vücudunuz sertleşene kadar.
¿ Por qué no se acuesta hasta que tenga rigor mortis?
Cennetlik birer evliya mısınız ki ; sizi demir pençesiyle ezmiş,... çocuğunuzun rıskını kesmiş bu mübarek adama, soyuna sopuna dua edesiniz?
¿ Tanto os guía el Evangelio que rezaréis por este buen hombre y su progenie, cuyo rigor os lleva humillados a la tumba y convierte a los vuestros en mendigos?
- Bizi bu kadar acımazsızca yargılamamalısınız.
- No debe juzgarnos con rigor.
İsyana karşı ancak acımasız ve sert tedbirlerle karşı konulacağında anlaşmıştık!
Combinamos que cualquier acto rebelde... sería castigado con rigor.
İsrailoğulları da Mısırlılar tarafından insafsızca hizmete zorlandı ve hayatları kölelik yüzünden acıyla doldu ve yakarışları Tanrıya ulaştı ve Tanrı onları duydu.
Lo mismo hicieron los egipcios con los hijos de Israel, para que sirvieran con rigor. Y sus vidas se amargaron con la dura esclavitud. Sus lamentos llegaron a Dios y Él les escuchó.
Bu ilişkiyi bitirip atmalısın. Sevgisiz bir ilişkinin sürdürülmesi, sürdürülenden daha berbattır.
Deberías decidirte a romper, una relación que se prolonga más que el amor, es peor que un arresto de rigor.
" Doğruyla yanlışı ayırt etme ölçütü, bilimsel olmasa da...
" La prueba del bien y del mal, aunque carente de rigor,
Tanrıçamıza her gün her gece ibadet ettim.
He adorado a la Diosa con absoluto rigor.
Oysa onları öyle keskinlikle, öyle acımasızca tasvir ediyor ki.
Sin embargo los muestra con rigor, con precisión y autenticidad.
Yaklaşık 3200 km ülkenin iç kesimlerinde... hala medeniyetten uzak zorlukla araştırılan... tam olarak belirlenmemiş Amazon su kaynakları bölgesinde... tecrit olmuş yabani ve ulaşılamaz orman yaylası üzerinde... evrim kanunlarından bölgeyi ayırarak... uzun süre önce yok olduğuna inandığımız... yaratık türlerinin bugünde varlıklarını sürdürdüğü bir bölge var.
A unos 3 200 km tierra arriba... en ese muy poco explorado reducto de la civilización... que describen sin excesivo rigor como la cabecera del Amazonas... en una mesa de la selva imposible de escalar... tan recóndita como para aislar al área de las leyes de la evolución... existen hoy en día varios tipos de criaturas... que se habían creído extintas hace mucho tiempo.
Çok büyük sayıda insanın birlikte aynı hayali kurmasına olanak sağlamak ve illüzyonları bize sanki katı gerçeklermiş gibi sunmak sinemanın eşsiz gücüdür.
El privilegio del cine es que permite hacer que muchas personas sueñen juntas el mismo sueño, y mostrarnos además, con el rigor del realismo, los fantasmas de la irrealidad.
Bazıları bunun insan vücudunun ölüm anında katılaşarak kuvvetlendiği bu istilayı önlemek için olduğunu söyler.
Algunos dicen que, para evitar esta invasión... el cuerpo humano se endurece hasta el rigor mortis al morir.
Ama size derim ki, hüküm günü Sur ve Sayda'nın hali sizinkinden daha iyi olacak!
Por eso les digo que Tiro y Sidón... serán tratadas con menos rigor el día del Juicio que a ti.
Bütün ormanı böyle giydirecek misin?
Usted vestira el bosque intero de rigor.
Ve her neyse, açıkça söylemem gerekirse, henüz görevdeyin.
Haremos piruetas. De todos modos, en rigor, aún estoy de turno. ¡ Arriba!
Bunun kanuni işlemleri var.
¿ Y el procedimiento de rigor?
Yanılıyor muyum, yoksa katılaşma başlamış mı?
¿ Me equivoco o comenzó el rigor mortis?
Bağışlanmak için söylev mi çekeceğiz? Yoksa özür dilemeden içeri mi gireceğiz?
¿ Decimos el discurso de rigor o entramos sin dar explicaciones?
Her zamanki işini yaptın.
Ha trabajado con el rigor que le caracteriza.
Yine de, sana usulden sorular soracağım.
De todas formas voy a hacerle las preguntas de rigor.
Yaşlı köpeğe yeni numara öğretilmez, o nedenle onları bulduğumuz durum... Nefis yüzme havuzları başında otururken. Martini yudumlarken.
Demasiado viejos para reciclarse, confluyen... en las piscinas... bebiendo martinis... y esperando la entrevista de rigor.
Anormal manevralar mevcut.
Esta parte, en rigor de la cláusula, responsabiliza al proveedor.
Gece yarısından önce olmuş olmalı, doktorun düşüncesi bu, ölüm sertliğine bakarak.
Debió suceder antes de la medianoche, dijo el doctor tomando en cuenta el rigor mortis.
Ölüm sertliğinin bütün vücudu sarması, kuşkusuz, bilirsiniz, efendim, ölüm zamanını yaklaşık 10 ila 12 olarak belirliyor.
Rigor mortis total del cadáver indica que el deceso fue hace 10 ó 12 horas.
Ceset kaskatı kesmilmişti.
El cuerpo estaba en rigor mortis.
Ve bizi Kutsal Engizisyon'un kuralları çerçevesinde şiddet kullanmaya zorlayacaksın.
Y nos obligara a actuar con todo rigor Las duras leyes de la Santa Inquisición.
İşte bu nedenle kendimizi şiddetle savunmak zorundayız.
Por lo tanto, nos vimos obligados A defendernos con tanto rigor!
- Hayır. Durak iyi. Bir gözlem turu yeterli olacak.
No, todo esta listo en la estación, solo falta una inspección de rigor.
Bana sorarsanız kimseyi ürkütmeyelim ve ipuçlarını sessiz sedasız ele geçirelim. Ardından da sizden çalınan altınları ele geçirmek için en sert şekilde harekete geçeriz.
No hay que asustar a nadie, y hay que coger pruebas en silencio para después llegar, con rigor, a recuperar las monedas.
Çok etkili değil.
El rigor no se afianza.
Darp izlerine ve vücut ısısına bakarsak, 18-20 saat önce.
Por el rigor mortis y la temperatura, hace unas 18 ó 20 horas.
Sen'dört'diyebilirsin ama ben'utanç verici'diyorum.
En rigor, fue la cuatro. Pero, para mí, fue la bochornosa.
Ölü katılığını çözüyorum.
- Quiebro el rigor mortis.
Bak, ölüm sertleşmesi beyinde başlar.
Verás, el rigor mortis comienza en el cerebro.
Bilirsin, ölüm katılaşması başlıyor gibi.
Saben, parece que está comenzando el rigor mortis.
Ölüm katılaşması mı?
¿ El rigor mortis?
Ne demek ölüm katılaşması?
¿ Cómo que el rigor mortis?
İşim, tıbbın deva bulamadığı ateistik rahatsızlıkları incelemek.
Examino aquellas enfermedades hereditarias donde el rigor de la medicina... no puede ser aplicado. ¿ Eh? ¿ Mi nombre? No puedo decirlo.
"Ölüm sertliği" başladı.
El Rigor mortis ya ha empezado.
Şimdi sihirli sözlerimizi söyleyerek veda ediyoruz...
Con la satisfacción de haber premiado con justicia... nos complace despedirnos con nuestra frase de rigor...
Kaslar tahta gibi sert. Normalde bir ölünün sertliğini aşan, aşırı bir kasılma söz konusu.
Los músculos están tiesos como una madera un estado de extrema contracción... excediendo por demás el rigor mortis usual.
Omzuna hafif bir veda vuruşu yapacağım.
Te daré el golpecito de rigor en el hombro.
Tam anlamıyla konuşmak gerekirse, iki merhumun da... burada yakılmasını tercih ederdik.
En rigor, hubiéramos preferido... que ambos difuntos fueran cremados en las instalaciones.
Rigor mortis'i ( pankçı porno yıldızı ) alıyorlar, hayatlarının ilk sırasında geliyor bu ülkede!
¡ En este país, a la gente le da rigor mortis en el mejor momento de su vida!
Görünüşe göre kronik kontrol dışı rigor mortis. ( Ölüm sıkıntısı )
Diagnóstico : una crónico e irrecuperable... Rigor Mortis.
Cesedin sertliğine bakılırsa, 24 saat önce ölmüş.
Debido al rigor mortis del cadáver, me parece que murió hace 24 horas.
Onca yıl titiz bir şekilde bilenmiş akademik beceriler camdan dışarı.
Años de habilidades académicas afiladas con rigor tirados a la basura.
Earle, kaskatı cesede bunu nasıl yaptırmış acaba?
¿ Cómo pudo Earle manejar el rigor mortis?
Cezanı hafifleteceğim.
Aplicaré la ley, con el menor rigor posible.
Ölüm katılığı kafadan başlayıp ayak parmağına doğru ilerler.
El rigor mortis va de la cabeza a los dedos.