English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ R ] / Roja

Roja traduction Espagnol

9,306 traduction parallèle
Başka bir gece olsaydı sizi çok iyi ağırlardık.
Cualquier otra noche, nos desplegar la alfombra roja.
Kırmızı etiketle Acil'e yollayın.
Etiqueta roja al E.R.
Düşman saldırınca ordular birbirine girmişken, kan kıpkırmızı akıyorken ölüme yaklaştığım o anlarda kalbim güm güm atıyor
Cuando el enemigo atacaba, cuando la lucha era encarnizada y la sangre fluía roja y caliente... en los gloriosos momentos cerca de mi muerte, mi corazón bramaba.
Kırmızı kapüşonlu bir eşofman, kot pantolon ve spor ayakkabı gidiyor.
Usando campera roja con capucha, jeans, zapatos deportivos.
- Denizde İsyan filmi vardı.
Están dando "Marea roja".
Kızıl Haç'a yardım ediyoruz. BMMYK'ye yardım ediyoruz. Üzerimize düşeni yapıyoruz.
Apoyamos la Cruz Roja, Apoyamos el ACNUR, hacemos nuestra parte.
Kardinal bütün silahları Kızıl Muhafız cephaneliğine yolladı.
El cardenal las envió todas a la armería de la Guardia Roja.
Ya da katil Kızıl Muhafız'lardan birisi.
O el asesino pertenecía a la Guardia Roja.
Kızıl Muhafızlarla bir bağlantısı olduğunu düşünüyoruz.
Creemos que está en conexión con la Guardia Roja.
Kızıl Muhafızların himayesindeydi.
Ella estaba bajo la protección de la Guardia Roja
Mercimeği fırına vermeye çalışan genç, yiğit bir delikanlının zorlu göreve çıkması, değil mi?
Es sobre la novia de tu hermano mayor... la conquista definitiva para un joven híbrido, de sangre roja que solo quiere plantar su semilla, ¿ eh?
Kırmızı başlıklı adam iyi birine benziyordu.
El hombre de la capucha roja parecía simpático.
Buldum seni işte Kırmızı Başlıklı bey.
Ahí está, Sr. Capucha Roja.
"Kırmızı Başlıklı Çete!" Kulağa hoş geliyor.
¡ "La Banda de la Capucha Roja"! Suena bien.
Kırmızı Başlıklı Çete'yiz.
Somos la Banda de la Capucha Roja.
Lider oydu. Görünüşe bakılırsa Kırmızı Başlıklı Çete'nin son soygununa tanık olduk.
Bien, él era el líder, así que parece que hemos visto al último de la Capucha Roja.
Kırmızı Başlıklı Çete arabalarını oraya park etti bu sabah.
La Banda de la Capucha Roja aparcó su furgoneta ahí esta mañana.
Kırmızı Başlıklı Çete'yi suç üstü yakalarız sonra da.
Atrapamos a toda la Banda de la Capucha Roja in fraganti.
- Hayır. Kırmızı bir kapı hatırlıyorum.
Recuerdo una puerta roja.
DNA'sındaki kırmızı şeyler Dr. Death'i sinir küpü yaptı.
Una mierda roja que ha aparecido en su ADN tiene como loco al Dr. Death.
Şu yeni kırmızı boku mu kullandın?
¿ Te has metido esa mierda roja nueva?
Tanrım... kırmızı ışık yanıyordu.
Dios, eso... eso fue una luz roja.
Güzel, Kızılderili bir vahşi tek başına duruyor öyle.
Un dulce trozo de carne roja de la planicie, totalmente sola.
Vay be. Tam bir kırmızı ışık yaktı.
Esa fue una luz roja total.
Kırmızı et seçeneği sunmamamızın ayıp olduğunu düşünüyorum ben hâlâ.
Aún creo que es una aberración no tener una opción de carne roja.
Niye menüde çiftlik somonu yerine yabani somon var ve niye kırmızı et yok?
¿ Y por qué hay salmón silvestre, no salmón de criadero, sino salmón silvestre, en el menú, y no hay carne roja?
Kızıl Haç Haiti Yardım Programı, Amerikan CDC'nin yardım etmesini talep etti.
El Programa de Asistencia a Haití de la Cruz Roja ha pedido... que Control de Enfermedades Americano venga y ofrezca ayuda.
Kırmızı bir bulanıklık ve sert bir rüzgar vardı sadece.
Fue como una mancha borrosa roja y una ráfaga de viento.
- Bir kızıl düve, bir de yüksek rahip.
- Una novilla roja, y un Sumo Sacerdote.
Günaydın Kızıl
Buenos días, Roja.
Kızıl düveyi bir kişi öldürebilir.
Solo una persona puede matar a la novilla roja.
- Ufacık ve kırmızı bir burnu var.
- Tiene la naricita roja.
Kırmızı ışık yandı millet.
Luz roja, chicos.
İlkel beynim tahliye alarmı veriyor dostum.
Estoy en alerta roja primigenia, amigo.
Bu anahtar ; Heather'ın kırmızı odasının anahtarı.
Es una llave de la Sala Roja de Heather.
Her ne kadar kırmızı halıyla beraber gönüllü olarak gelseniz de buraya kendi bombalama partinize hoş geldiniz demek isterdim bundan emin olsam da içgüdülerimden vaz geçeceğim bu yüzden size belirgin olan soruyu soracağım.
Por mucho que quiera extenderle la alfombra roja de la venida voluntaria y darle la bienvenida a su propia fiesta de la bomba, no tengo estómago para descartar mi instinto así que, voy a hacer la pregunta obvia.
Çevremde şüphelendiğim birisi var ve benim eski bir kırmızı oda isteklim olabilir.
Sospecho que es alguien que me está inculpando y que podría ser un antiguo cliente de mi Sala roja.
Kırmızı, insana ait.
La roja, presencia humana.
Kırmızılı, senin için yumuşatmamı istemediğinden emin misin?
¿ Segura que no quieres que te lo ablande, Roja?
Kırmızılı, eğer beni bir daha çamura bularsan...
Si me tiras al barro una vez más, Roja...
- Kızıl, hatırlıyor musun çocukların hayallerine ulaştığını?
- Roja, ¿ recuerdas la vez en que alcanzaste a los chicos en sus sueños?
- Ah! - Bunu aldım, kızıl.
Yo me encargo, Roja.
Uzun kırmızı ışık var görüntüyü engelleyecek uzun binalar yok ve şu köşede evsiz bir adam sürücülere aç olduklarını hatırlatıyor.
Es la luz roja que se tarda más, no hay edificios altos que bloqueen la vista, y hay un vagabundo que siempre está en la esquina, recordandole a los conductores que tienen hambre.
Kırmızı kart yemesi lazım bunun için!
¡ Deberían darle una tarjeta roja!
Kırmızı tişörtü vardı, sanki.
Una camiseta roja. Creo.
Herald Meydanı'nın güneyinde bir kırmızı ışığa gelince Kilgrave kapıyı açıp içeri girdi.
Paramos en una luz roja al sur de Herald Square, y Kilgrave abrió la puerta y subió.
- Kırmızıdan ver bir tane.
- Deme una roja.
Bir kırmızı, seni kıvama getiriyor.
Una roja para activarte.
Her şey bir anda toza dönüştü.
Una lluvia roja... y todo se volvió polvo.
- Kırmızı Başlıklı'nız o.
- Ese es su Capucha Roja.
Kızıl!
¡ Roja!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]