Romana traduction Espagnol
783 traduction parallèle
Roma mahkeme salonunun dışı, Pontius Pilate'nin kararı sonrası :
Fuera de la corte romana, después del veredicto de Poncio Pilato.
GüveniIen bir köIe, Simonides aceIeyIe Hur'un zenginIerini daha güvenIi bir yer oIan Roma Antakya'sina götürecekti.
Simónides, esclavo de confianza requería precipitadamente trasladar la riqueza de Hur a la comparativa seguridad de la romana Antioquía.
Sehrin kaIbinde Roma iskencesiyIe kiriImis bir bedeni oIan Roma oyunIariyIa hiç iIgiIenmeyen AntakyaIi Cimri oIarak taninan bir tüccar vardi.
Había alguien en el interior de la ciudad con el cuerpo destrozado por la tortura romana a quien nada importaban los juegos de Roma un príncipe mercante conocido como el Avaro de Antioquía.
Romalı bir hanım...
Una dama romana...
Romalı bir hanımın kaşıntısı tutamaz mı?
¿ No puede tener picores una dama romana?
Arşimet ve Romalı askerler arasındaki şey neydi?
¿ Cómo era aquello de la flota romana y Arquímedes?
Ann, çizgi romana bakmak ister misin?
Ann, ¿ quieres ver los comics?
- İtalyan Polis Şefi efendim.
- El Jefe de la Policía Romana, señor.
Eski bir Roma dönemi parası.
Es una moneda romana antigua.
- Ben, Roma tarihi üzerine ders verirken.
- En mi curso de historia romana.
- Eski bir Roma parası.
- Una moneda romana antigua.
Bu gerçek Greko-Romen güreşi olacak.
Es auténtica lucha Greco-Romana.
Sadece Greko-Romen güreşleri düzenleme sözünü tuttuğu sürece batması kesin.
Siempre que mantenga su promesa de promover sólo lucha greco-romana... Fracasará con seguridad.
Bu Greko-Romen, müşteri çekmezmiş.
Esta lucha Greco-Romana no atraerá ni a una mosca.
Greko-Romen, büyük sanat.
Greco-Romana, gran arte.
Bundan sonra, Romalı takımı gelir.
Ahora, viene la cabalgata romana.
Güzel bir Roma filmiydi.
En esa película romana tan bonita, ¿ cómo se llamaba?
Romana benziyor.
Parece una novela rosa.
"Bir Romalı ancak bir Romalıyla evlenir."
Un romano solo puede casarse con una romana.
Çünkü Sezar'ın yeğeninin bir barbarla değil, bir Romalıyla...
Para asegurarse que el sobrino del Cesar se casa con una romana...
- Bir Roma kervanı.
- Es una caravana romana.
Doğu sınırındaki Danube topraklarında bir Roma lejyonu ilerliyor.
En la frontera oriental, en el Danubio, avanza una delegación romana.
Atilla, Romalı bir kadın seninle konuşmak istiyor.
Atila, una romana ha pedido hablar contigo.
Bu Romalı güzel gelinin şerefine, Roma'dan bir şarkı!
En honor a la guapa esposa romana, una canción romana.
Roma'nın her köşesinde
En la campiña romana
Kendisi özellikle Saltimbocca alla Romana düşkünüdür.
Le gusta especialmente saltimbocca alla romana.
Alla Romana. Ya favori şarabı?
¿ Y su vino favorito?
Şey, biliyorum delilik bu ama Saltimbocca alla Romana'yı çok severim.
Sé que es una locura, pero quiero saltimbocca alla romana.
Saltimbocca alla Romana benim de favorim.
Saltimbocca alla romana es uno de mis favoritos.
Verona'daki Katolik kilisesini gördün mü?
¿ Has visto la ciudadela romana de Verona?
Belki bir romana konu olabilir değil mi?
Podría servir de tema a una novela.
Roma hukuku, mimarisi, edebiyatı insanlığın gururu.
La literatura, arquitectura y ley romana son la gloria de la raza humana.
Roma yelkeni.
Es una vela romana.
Seni kurtarma çabasıyla Tanrın, Roma filosunu da kurtardı.
En su afán de salvarte tu Dios salvó también la flota romana.
Onu iyi tanırdım. Roma'nın zalimliği kanına işlemeden önce.
Lo conocía antes de que la crueldad romana contaminara su sangre.
Geçen yüzyılda, Roma'nın putperest zulmüne son verip... yeni bir toplumun kurulmasına yol açacak olan... Hıristiyanlık denen yeni dinin... doğumundan önce... Roma cumhuriyeti uygar dünyanın tam merkezinde yer alıyordu.
En el siglo anterior al nacimiento... de la nueva fe conocida como el cristianismo... la cual habría de derrocar la tiranía pagana de Roma... y dar comienzo a una nueva sociedad... la república romana constituía el centro del mundo civilizado.
Brundusium'dan yola çıkan her Roma gemisi onlara haraç veriyor.
Toda galera romana que parte de Brindisi les paga un tributo.
Bu kadınları Roma ahlakına olan saygımdan dolayı tutuyorum.
Tengo a estas mujeres por respeto a la moralidad romana.
O Roma ahlakı ki, Roma evliliği ve ailesinin kutsallığı temelinde... Roma'yı dünyanın üçte ikisini asıl sahiplerinden... çalabilecek kadar güçlü hale getirdi.
Esa moralidad, que le ha permitido a Roma... adueñarse de las dos terceras partes del mundo... se basa en la inviolabilidad del matrimonio y la familia romana.
Tabii, soylu olduğunuzu düşünmek Romalıların gururunu okşuyor.
A la vanidad romana le agrada pensar que eres noble.
Ama Lucullus ve ordusunu taşıyan... bir Roma filosunun yarın Brundusium'a varacağını da... biliyor musunuz?
Pero, ¿ sabes también... que una flota romana con Lúculo y su ejército... llegará mañana a Brindisi?
Kilikyalı korsanlar gelmiş geçmiş her Roma filosunu yok edebilirler.
Los piratas cilicios pueden destruir cualquier flota romana.
Romalılar var, Mısırlılar, Vahşi Batı.
Está la romana, la egipcia, el salvaje oeste.
Hesabı paylaşırız.
- Pagamos'a la romana'.
Roma ve Yunan uygarlıklarındaki aşk ve güzellik tanrıçaları... Venüs ve Afrodit gibi, ona da tapılmasına rağmen O'nunki şeytani bir sevgiydi, şiddete sürükleyen.
Aunque fue venerada como diosa del amor y de la belleza, como Venus y Afrodita en las culturas romana y griega, su amor era mezquino, cruel y sanguinario.
Lord Antony, Roma hattını yardı.
Antonio ha atravesado el centro de la línea romana.
Mısır'ı bir Roma eyaleti olarak yönetmene izin vereceğim ve mallarını iade edeceğim.
Gobernarás Egipto como una provincia romana y te daré lo tuyo.
Romana Zucchero, 234.
"Romana Azucarera, 234."
Bu bir Roma şehri.
Es una ciudad romana.
Bak bu da kırılmış. Sen Romalı değilsin.
Tú no eres romana.
Eski Roma'daki orjiler gibiydi.
Era una orgía romana.