English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ R ] / Rommel

Rommel traduction Espagnol

416 traduction parallèle
Birkaç hafta önce pire yenikleriyle dolu vodvil tiyatrolarında oynuyorum. Sonra Afrika'dayım, Rommel'i def eden askerleri eğlendiriyorum.
Hace poco estaba haciendo cinco números por día... en cabarets de mala muerte, y ahora, bum, en África, entreteniendo a los soldados que echaron a Rommel.
Bu lanet olası Herr Rommel çok zekiymiş.
Muy listo, el tal Rommel.
İmza, Mareşal Erwin Rommel.
Firmado : Erwin Rommel, Mariscal de Campo.
- İçlerinde Mareşal Rommel de var.
Entre ellos el Mariscal Rommel.
Bir iki gün Rommel'le takıldım. "Rommel mi?"
Pasé un par de días con Rommel. ¿ Rommel?
Mareşal Rommel efendim.
El Mariscal Rommel, señor.
"Yani Rommel'le aynı çatı altında kaldığını mı söylüyorsun?" Evet efendim.
¿ Ha estado bajo el mismo techo que Rommel?
Rommel'in Afrika Birlikleri'ni çöle göndermeden önce sıcak serada tuttuğunu söylüyorlar.
Dicen que el Afrika Korps entrena en invernaderos antes de ir al desierto.
- Rommel'i yalnız yakalamayı bekliyorum.
¿ Qué plan? Que Rommel esté solo.
Rommel tepemizde.
Rommel encima de nosotros.
Mareşal Rommel'i hatırlayacaklar.
Se acordarán del Mariscal Rommel.
Rommel'in haritası her şeyimle karşımda.
Tenía el mapa de Rommel ante mí, con todo en él.
Profesör Rommel'in beş ikmal deposu.
Los cinco depósitos de suministros del profesor Rommel.
Bir dakika. Rommel ne zamandan beri profesör?
Un momento. ¿ Desde cuándo Rommel es un profesor?
1 Haziran 1942'de Rommel ve emrindeki Afrika Kuvvetleri El Alameyn'e ulaştı.
EL 1 DE JULIO DE 1942, ROMMEL Y SU AFRIKA KORPS LLEGARON A EL ALAMEIN
Dostumuz Rommel'in kuvvetlerimizin gözünde bir sihirbaz, bir öcü gibi... görünmesi giderek büyük bir tehlike haline dönüşmeye başladı. Onu gözümüzde çok fazla büyütüyoruz.
"Existe el grave peligro de que Rommel se convierta en una especie de mago o fenómeno para nuestras tropas, quienes ya están hablando demasiado de él".
Rommel'in sıradan bir Alman generali olduğunu... insanüstü güçleri olmadığını... bu kuşkuları dağıtmanız gerektiğini bilmenizi istiyorum.
"Hagan todo lo posible para mostrar a Rommel como un simple general alemán". "Que esta orden se cumpla de inmediato, y recalquen a todos los comandantes que, desde el punto de vista psicológico, es un asunto de suma importancia".
Bu Rommel idi...
Así que, ése era Rommel.
Erwin Johannes Eugen Rommel... Alman Ordusu Komutanı ve... 1. Dünya Savaşı'ndan bu yana Almanların en ünlü askeri...
Erwin Johannes Eugen Rommel, comandante en jefe del ejército enemigo, y el militar alemán más célebre desde la primera guerra mundial.
Erwin Rommel ölmüştü.
Erwin Rommel había muerto.
Rommel'e ne olmuştu? Bulup ortaya çıkaracaktım.
Me propuse descubrir lo que realmente le había pasado.
Almanya, Wurttemberg eyaleti Ulm kentinin Herrlingen köyünde, mütevazı bir evde... yaşayan Rommel'in oğlu ve dul karısıyla uzun konuşmalar yaptım ve... Rommel'in mektuplarını, raporlarını, diğer belgelerini inceledim.
En una casa humilde en la aldea de Herrlingen de Ulm, en Wurtemberg, pude hablar largo y tendido con el hijo y viuda de Rommel y examinar sus cartas, informes y otros documentos.
Bütün bu gerçekler üzerine... Erwin Rommel'in gerçek hikayesi başlıyor.
Basándome en estos hechos, lo que sigue es la verdadera historia de Erwin Rommel.
Savaşın bu en şiddetli zamanlarında... Rommel'in Afrika'da olmadığını keşfettim.
Descubrí que Rommel no estaba en África cuando estalló aquella batalla.
- Sanırım gayet iyiyim. - Eşinizi gördünüz mü?
- Muy bien. ¿ Ha visto a la Sra. Rommel?
Muharebenin 10. gününde... Rommel bile iyi bir sonuca inanmıyordu.
Al décimo día de batalla, ni siquiera Rommel podía ya dudar del desenlace final.
Geri çekilme sırasında Rommel tekrar hastalandı.
Un mes antes del final,
Ve çürüğe ayrılıp Almanya'da hastaneye yattı.
Rommel había recaído y le habían enviado de nuevo al hospital.
- Günaydın bayan Rommel, Manfred.
- Buenos días, Sra. Rommel. Manfred.
Bayan Rommel.
Señora Rommel...
Manfred Rommel... ve Dr. Karl Strolin.
Manfred Rommel... y Dr. Karl Strolin.
Rommel'e ödlek diyor.
Le llamó cobarde.
Bu onun teşekkür yöntemi. Rommel'in onun için yaptıklarına minnettarlık gösterme yöntemi.
Así le ha agradecido a Erwin todo lo que ha hecho por él.
Ve bu onun Rommel'e teşekkürüydü.
Así se lo agradeció.
Rommel... Sana bir soru sormak istiyorum.
Rommel, me gustaría preguntarle algo.
- Hoşçakal Rommel.
- Adiós.
Kasım 1943'te... Rommel, yaklaştığı açık olan müttefik çıkarmasına karşı... önlemler alıp, Nazi kuvvetlerinin komutasını almak için... Atlantik savunma hattına bir bilgi alma turu düzenledi.
En noviembre de 1943, Rommel fue a inspeccionar las defensas atlánticas antes de tomar el mando de las fuerzas nazis, las cuales se agrupaban para resistir el asalto.
Aralık 1943'te Rommel, Paris'in dışında, Fontainbleau Pompadour sarayında... batı orduları en üst komutanı Von Runstedt'e hazırladığı... raporu sundu.
Un mes más tarde, Rommel se presentaba ante el mariscal von Rundstedt, comandante en jefe en el oeste, en su cuartel general en el palacio de Pompadour, a las afueras de París, en Fontainebleau.
- Seni görmek güzel Rommel. - Mareşalim.
Me alegra verle.
Dostlarım... Mareşal Rommel ile birkaç dakika yalnız konuşmamıza izin verir misiniz?
¿ Podría hacer compañía a nuestros amigos mientras el mariscal Rommel y yo hablamos en privado?
Bundan iki ay sonra... Şubat 1944'te Rommel'in Atlantik duvarından... uzak olduğu ender anların birinde... eski dostu Dr. Karl Strolin tekrar ortaya çıktı.
Dos meses más tarde, en febrero de 1944, durante una de las ausencias de Rommel en el frente atlántico, su viejo amigo el doctor Karl Strolin volvió a visitarlo.
Ben Dr. Strolin. Mareşali ve bayan Rommel'i görecektim.
El Dr. Strolin desea ver al mariscal y a la Sra. Rommel.
Şerefine sevgili dostum.
- A la suya, querido Rommel.
Bunu gizli yap, Rommel.
Le diré esto confidencialmente.
Korkarım hayır Rommel.
Me temo que no.
- Tekrar hoşçakal Rommel.
- Adiós otra vez.
Ben mareşal Rommel.
Mariscal Rommel al habla.
Rommel, sana dikkatini ve dehanı savaşmaya vermeni, ve savaşın gidişatını ondan sorumlu olanlara bırakmayı öneririm.
Sugiero que limite su talento para el combate. ¡ Deje la conducción de la guerra para los responsables de ella!
Rommel batı cephesindeki umutsuz savaşı hala düzetmeye çalışıyordu.
Rommel seguía intentando mantener a su desmoronado frente.
Muzaffer Rommel ve emrindeki Afrika kuvvetleri İngilizleri topa tutarak Kahire'ye ve Süveyş Kanalı'na kadar geriletmişlerdi.
EL VICTORIOSO ROMMEL Y SU AFRIKA KORPS PERSEGUÍAN A LOS BRITÁNICOS. LES EMPUJABAN HACIA EL CAIRO Y EL CANAL DE SUEZ.
- Rommel'in.
- La de Rommel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]