Rosto traduction Espagnol
437 traduction parallèle
O rosto mahvolacak.
Se me va a estropear el asado.
Rosto umurumda değil.
Me da igual el asado.
Bize kuzu rosto sallasalardı İngiliz olduklarını düşünmezdim.
No me creería que son británicos ni aunque ondeasen un rosbif.
- Spesiyalleri rosto. - Rostoymuş!
Su especialidad es el estofado de carne.
Ah be, Arizona'da olsaydık var ya, size bir rosto yapardım, parmaklarınızı yerdiniz.
Chico, si estuviésemos en el Arizona les haría un asado para chuparse los dedos.
Rosto'ya dokunmamışsınız bile.
Ni siquiera tocó el asado.
"2,5 kilo dana rosto 142 frank ediyor."
"Un asado de ternera de dos kilos cuesta 142 francos."
"150 gramlık dana rosto ne kadar eder?"
"¿ Cuánto costaría un filete de ternera de 150 gramos?"
Bu akşam güzel bir rosto yeriz diye düşünmüştüm.
He pensado que hoy haya un buen asado para el almuerzo.
- Rosto istiyorum.
- Pero yo quiero asado.
Tabii ki siz rosto yiyebilirsiniz, efendim. Ama beyler balık yiyecek.
Naturalmente, puede tomar asado pero los demás tomaremos pescado.
Güzel tatlı ve soslu domuz eti ördek rosto, kızarmış karides.
Os invito. - Pollo agridulce, gambas fritas...
- Şey, biftek ve rosto.
- Tenemos bistec y asado.
Fırında rosto var.
He dejado el horno encendido.
Rosto, Yorkshire pudingi, güzel bir kırmızı şarap...
Roast beef, pastel y tinto...
Kızım için dana rosto, patates püresi ve haşlanmış mısır yaptım.
Asado de ternera, puré de patatas y estofado de maíz para mi niña. Come bien, Deanie.
Rosto için teşekkürler.
Gracias por el asado.
Bu rosto
Es un asado.
Son olarak ne zaman rosto yediğimi hatırlamıyorum.
No sé desde cuándo no he comido asado.
Fırında rosto var ve annen çok meşgul.
Tengo un asado en el horno y mamá está muy ocupada.
Fırında rosto olmasaydı, çam reçinesi kullanırdık, senin de hoşuna giderdi.
Si no tuviera un asado en el horno, te pondría el de brea y te gustaría.
"Et kavurma, havuç, lahana salatası... rosto, patates püresi... puding, elmalı turta ve muhallebi."
"Filete rehogado, zanahorias, coles, patatas asadas y en puré, pudín al vapor, tarta de manzana y natillas."
Dün rosto yedik.
Ayer comimos carne a la cacerola.
- Dünkü yediğimiz rosto muydu? - Evet!
- ¿ Eso era carne a la cacerola?
Hizmetçilere söyle de en iyisinden rosto pişirsinler misafirlerimize
Anatol, sirve los entrantes, la sopa y el asado.
Rosto ve patates isteyecektim.
Preferiría bistec con patatas.
Domuz eti rosto, kızarmış pirinç, az etli pirzola.
Cerdo asado, arroz frito, costillas.
Garson, not alın. Sahte kaplumbağa çorbası, cam kapaklı tabakta sülün rosto.
Camarero, apunte : sopa de tortuga, y faisán asado bajo vidrio.
Dil rosto.
- Ternera asada.
Eğer Mike Nordstrom'u getirdiğini bilseydik tencerede Yanki usulü rosto yapardık.
De haber sabido que Mark Nordstrom vendría... habríamos hecho un cocido yanqui.
Unutma, eğer altını bulamazsak, Seni rosto gibi yaparım.
Y recuerda si no encontramos el oro te atravesare como si fueses un asado.
En kolayından başlayalım - rosto, eski kitaplar, biçilmiş çim ve Meksika çiftliği.
Rosbif, libros viejos, hierva cortada y corral mexicano.
Size rosto hazırladım.
Le he preparado un asado.
Rosto alın örneğin, doğal soslarla yapılmış bir püreyle birlikte.
Tome, por ejemplo, un asado... relleno con paté y en su propio jugo.
İçecek, çorba, rosto, tatlı ve kahve.
Jugo, sopa, asado, postre, café.
Rosto yapacaktım ama sevip sevmediğini bilmiyordum.
Hubiera hecho un asado pero no sabía si te gustaba.
Alice'e söyle, dana rosto hazır.
Escucha, di a Alice que su rosbif está listo.
Sonra belki kuşkonmaz ve bezelyeli dana rosto ya da taze fasulyeleri kuzu biftek.. ... ve yanında elma dilimli patates.
¿ Y luego un rôti de veau avec asperges et petits pois, o un épaule de mouton aux haricots et pommes de terre sautées?
Merak etme. 3.000 dolarla istediğin kadar rosto alabilirsin.
No te preocupes. Con 3.000 dólares podrás comprar muchos asados.
Çavdar üstünde sığır konservesi ya da Rus salatalı rosto istedim.
Quiero corned beef o un bife con rusa.
ROSTO VE SEBZELER FIRINDA.
CARNE Y VERDURAS EN EL HORNO.
- Bu küçük domuzcuk markete gitmiş. Bu küçük domuzcuk rosto yemiş... ve bu küçük domuzcuk da... bu küçük domuzcuk bankaya kadar... vi-vi-vi demiş! Bu küçük domuzcuk eve gitmiş.
Este compró la carne.
Rosto.
El estofado.
- Ve varsa biraz daha rosto.
- Un poco de carne asada, si queda.
" Ne yahni yap, ne rosto
No nos saltees ni nos ases
* ona uygun bir saç modeline karar vermek * ve daha sonra kalkıp ayağa ev işerine başlamak * sorun, rosto mu yoksa başka bişi mi?
Y después se pone a estudiar el pollo, el dilema es asarlo o no asarlo,
Rosto?
¿ Un asado?
O rosto ve kekin tadı damağımda kaldı.
Ese Roast-beef, y el pastel...
Rosto hazır.
Todo está listo.
Bu gün salı Marty, kızarmış rosto. Sadece Kahve Sally.
Martes, Marty, carne asada.
Hala rosto var.
- Está excelente.