Sahilde traduction Espagnol
2,027 traduction parallèle
- Sahilde kalabilir miyim? - Nasıl istersen.
Vamos a que nos la chupen y te llevo al avión.
Bütün kışımı bu proje üzerinde çalışarak geçirdim. Bu tuzdan mücevherleri, hafta sonu sahilde sergilemek için aylarca bekledim ben... Bu sabah bir de uyandım ne göreyim!
Pasé toda la baja temporada trabajando en este proyecto, esperé durante meses estrenar estas dos bellezas en la playa este fin de semana, y desperté esta mañana y...
Hepiniz bu akşam sahilde yapacağım partiye gelirseniz çok memnun olurum.
Realmente me encantaría que todos vinieran esta noche a mi fiesta de playa.
Bölgede, burada sahilde mevcut kuvarsitten yapıImıştır.
Hechos de cuarcita, disponible en la zona de la playa de aquí abajo.
Barış gücü onlara vahşi ve çoğunlukla ıssız Guadalcanal sahilini önerdi burada yanlız başına sahilde uzanan bir timsah görülmüştü
Las fuerzas por la paz han recomendado la salvaje e inhabitada costa de Guadalcanal. Siguiendo la pista de un enorme cocodrilo visto descansando en está solitaria playa,
Sahilde, Manolya Sokak 20 numarayı kiralamış.
El alquila un departeamento en magnolia # 20 en la costa.
Sabahları erkenden sahilde yürümeyi seversin.
Te gusta tomar tempranas caminatas en la playa.
Yazın sahile gitmeyi ve herkes oradayken sahilde bikini giymeyi çok severim.
Me encanta el verano e ir a la playa, y me encanta llevar bikini en la playa con todo el mundo allí.
Bir gün sahilde yalnız başıma yürüyordum.
Un día estaba caminando por la playa.
Üniversiteye gidebilirsin, kendine hızlı bir araba alabilirsin, belki de sahilde küçük bir ev.
Ir a la universidad, comprarse un coche rápido, A lo mejor una casita en la playa.
Sahilde küçük harika bir yer biliyorum, hadi.
Conozco este gran lugar en la costa, Vamos
Odesa ; " İçi boş tahta bir at yapmalı ve onu sahilde bırakmalıyız.
Dice : " Deberíamos construir un caballo hueco de madera que dejaremos en la playa.
İçkiyi ve yemeği biraz fazla kaçırırlar ve sahilde uyuyakalırlar.
Beben un poco de más, comen un poco de más y pierden el sentido en la playa.
Hayır, ama eğer bir kedi olsaydım muhtemelen sahilde olurdum.
No, pero si yo fuese un gato, probablemente viviría en la playa.
Ve "İyi Geceler, Goril" işte bu yüzden sahilde okunacak en harika kitap.
Y es por eso que encuentro a buenas noches, gorila. La lectura perfecta para el verano.
Sahilde görüşürüz.
Nos vemos en la playa.
Franks sahilde yalnız yaşamıyormuş.
Franks no vivía solo en esa playa.
Meksika'da bir sahilde mutlu olmayı düşünmen bile imkansız.
No puedes ser feliz para siempre en una playa mexicana.
Sahilde bulduğumuz kadın ile konuştuk, dediğine göre gemideki herkes ilaç niyetine kapsül yutmuş.
Hablamos con la mujer que encontramos en la playa y dijo que todos en ese barco tomaron una clase de píldora.
Her neyse, yarın, iyice uyursun, sahilde uzun, güzel bir yürüyüş yaparsın...
Como sea, mañana puedes dormir hasta tarde dar una bonita y larga caminata en la playa...
Sana, kendimi düğünümüzde sahilde gördüğümü söylemiştim.
- Te dije que me vi a mi mismo en la playa en nuestra boda.
Güzel evinde, sağlılı ve mutlu kendisi. Bazıları onun asalak olduğunu söylese dahi, sahilde yaşıyor, bu durum onu rahatsız etmez ki.
Él está sano y feliz en su hermosa casa y mientras algunos dicen que es una sanguijuela a él no le molesta porque vive en la playa.
Sahilde.
- En la playa.
Sahilde bir kızla tanıştı, ben de yardımcı oluyorum.
Conoció a una chica en la playa y yo estoy ayudándole.
Ve daima fırtınanın tam göbeğinde bekleyen salaklara bağlanıp soru sorarlar bide, "Carl sahilde durumlar nasıl?" " fena değil!
Y siempre pasan a un pobre cabron en la costa en la mitad de la tormenta diciendo, "Carl, ¿ como está todo en la costa?" " ¡ No tan mal!
Bu soğuk ve çorak sahilde yiyecek bulmak kolay değil.
Encontrar comida no es tan fácil en esta costa fría y árida.
Altı saat önce, Avustralya'nın bu sahilinde bu ağaç, kumlu bir sahilde sorunsuzca yaşıyordu.
Hace 6 horas, aquí en la costa de Australia, éste era un árbol alto y seco en una playa arenosa.
Sahilde açığa çıkan tüm besinin toplanabilmesi için zamanlama çok önemli.
La coordinación es una habilidad esencial si quieres recoger toda la comida que esté disponible en la costa, en un momento u otro.
Baslangiçta, deniz piyadeleri sahilde herhangi bir dirençle karsilasmaz ve ormana ilerler.
inicialmente, en las playas los marines no encuentran resistencia. y entran a la jungla.
Sahilde büyümek muazzamdı.
Creciendo como un niño en la playa era una maravilla.
Haftalar geçtiğinden ve Amerikalılar sahilde olduğundan daha çok, daha çok düşünürken buluyorum kendimi şu Er Zoller hakkında.
Como pasaron las semanas y los estadounidenses están en la playa me encuentro pensando más y más sobre el soldado Zoller.
Bir kaç gün sahilde olmayı isterdim, hepsi bu.
Sólo quiero pasar un par de días en la playa, eso es todo.
Göle dalmanın ana fikri doğrudan doğruya sahilde yüzmek değilken, gölde olmak ise suda vakit geçirmenin rahatlığının verdiği histir.
El punto de profundidad en un lago no es nadar inmediatamente hacia la orilla sino estar en el lago, y deleitarse con la sensación del agua.
Fakat bir yaz günü sahilde C'nin peşinden yürürken X babasına haberi verir.
Pero un día de verano persiguiendo a C en la playa, X le da la noticia a su padre ".
Bir gün içeride, bir gün sahilde, bir gün de geri dönüş için.
Un día, el otro en la playa, y casa de retiro el tercer día.
- Sahilde nerede olduğunu biliyorum. Her gün önünden geçiyorum.
Sé dónde se encuentra, paso todos los días.
Sahilde yürüyüşe gittim.
A dar una vuelta por la rambla.
Terasta da sahilde de seçimi düşünüyorum.
Si me siento en la terraza o en la playa, lo hago pensando en ellas.
Bir gün sahilde dolaşırken kuma gömülü, bronz bir lamba bulur.
Un día mientras camina por la playa, encuentra una lámpara de bronce, enterrada en la arena.
En azından sahilde zayıf görünürsün.
Por lo menos lucirás delgada en la playa
Sahilde satış yapıyor.
.. ella vende conchas marinas en la orilla del mar.
Sahilde satış yapıyor.
Ella dende donchas darinas en la dorilla..
50 yıI kadar önce ikimizde bu sahilde doğduk.
- Nacimos en esta misma playa hace 50 años..
- sonrada beni atacak. - Öyle birşey yapmam ben. Ayrıca biz aynı gün doğduk, büyük ihtimalle aynı sahilde.
- Yo no haría una cosa así... después de todo, hemos nacido el mismo día, probablemente en la misma playa.. somos casi hermanos.
Hiç biriniz bu sahilde kalamazsınız Hemen burayı terk etmenizi istiyorum!
- No se puede acampar en esta playa! - Salgan de aquí ya!
Bu sahilde kimse kalmayacak, hemen terk ediyorsunuz
Todo el mundo sale de aquí sin discutir. Nadie se queda en la playa!
Beni o sahilde ektiğin için sana kızmalıyım
Debería estar enojado contigo por engañarme con esa historia allá en la playa
Seni sahilde yalnız bıraktıktan sonra hayatta kalamacaksın diye korkmuştum
Tenía miedo de que no lo lograras cuando te abandoné en la playa...
Değiş tokuşu sahilde yapmak en güvenlisi.
Lo más seguro es que hacer el intercambio en la playa.
Sahilde yürüyelim mi?
¿ Caminamos en la playa?
Çocukların hepsi sahilde.
Los niños están en la playa.