Salata traduction Espagnol
2,199 traduction parallèle
O yolda tekrar yürümek istiyorsam o salata dışında kalan domates olmalıyım.
Tendría que estar muy escasa de tomates como para caer en ese jardín de nuevo.
Salata yapacağım.
Haré... haré ensalada.
Ben sadece salata alacağım.
Solo tomaré ensalada de maíz, por favor.
Salata yaptım.
He hecho una ensalada de col.
Barnabeez'de salata söylediğinde aslında ne alıyorsun biliyor musun? Gerçek çok pişmiş yumurta değil.
Oye. ¿ Sabías que cuando pides una ensalada en Barnabeez no es realmente huevo duro lo que trae?
Yengeç, marul, yumurta, domates, havuç, kızarmış ekmek parçaları ve kaliteli salata sosu.
Crab, iceberg, huevo, tomate, lechuga, croutons... - Aderezo a elección. - Muy bien, Tonya.
Teşekkürler çamur, salata için teşekkürler.
Gracias, la tierra. Gracias...
Salata, sandviç, süt ve öğle yemeği
- Para la ensalada...? - Ensalada de sándwich y leche...
Seni son gördüpümden bu yana, bir duş aldım, Çorba içtim ve salata yedim, iki kez de işedim.
Desde la última vez que te vi, me duché, tomé una sopa y me comí una ensalada, y oriné dos veces.
Sonra ben de o denyoya, "Sınırsız ekmek ve salata sınırsız ekmek ve salata anlamına gelir." dedim.
Y le dije al idiota, "Baguettes y ensaladas significan Baguettes y ensaladas."
Tam da ben otomata gidip yumurtalı salata alacaktım.
Porque iba a la máquina expendedora a comprar una ensalada de huevo.
Salata sosunu şişesinden dökeceğiz.
Vaciaremos el aderezo de ensalada directo de la botella
Salata ve tavuk göğsü mü?
¿ Una ensalada y pechuga de pollo rellena?
Pekala, bir büyük mantarlı peperonili pizza ve iki salata.
Bien, una pizza de pepperoni con hongos grande y dos ensaladas.
Parker, bana, bebek işi kadar kolay olduğu için salata yaptırdığını söyledi.
¿ Qué pasa? Parker dijo que preparo ensaladas porque es un trabajo para bebés.
Eğlenceli ve romantik olması gerekiyordu ama sen o mükemmel Fransız yemekleri arasından gidip salata seçtin ve ona takılıp kaldın, benimle de konuşmadın ve kaçıp gittin. Hoşuna gitmeyen neydi?
tenía que ser divertido, romántico luego has pedido una ensalada en un sitio donde hacen una cocina francesa exquisita entonces, ¿ qué salió mal?
İstediğim salata, sadece salata 26,95'ti.
La ensalada que he ordenado, la ensalada Cuesta 26'95 dolares.
Başlangıçlara bakmadım bile çünkü alamayacağımı biliyordum. Çünkü zaten 75 dolar içerideydim ve salata bile sevmem.
Nisiquiera he mirado las entradas, sabía que no habría sido capaz de ordenar una, poque... ya habia gastado 75 dólares y ni siquiera me gusta la ensalada.
Bayan Clarence kafasına o kadar çok mayonez döktü ki, çürümüş salata gibi kokuyordu.
La Srta. Clarence le puso tanta mayonesa en el pelo que olía a ensalada podrida.
Fırınlanmış patates, salata ve a...
Papas asadas, ensalada y- -
- Ben salata yapıyorum, sanırım.
- Estoy haciendo una ensalada, creo.
Tavuk ızgara ve biraz salata lütfen.
Muy bien, tomaré el pollo paillard con una ensalada.
- Salata getireceğini düşünmüştüm.
- Creía que ibas a traer una ensalada.
Bu gece yiyeceğimiz salata. Organiktir.
- Es para tu artritis.
Kapa çeneni ve salata almanı düşünüyorum.
Pienso : "Cállate y pide ensalada."
Sana yetişkin yemeği yapabilirim salata, rosto gibi.
Sam, ya no estoy en la secundaria. Puedo prepararte una comida de adultos como una ensalada o carne asada.
Bir salata, bahçe salatası.
Aquí tienes. Una ensalada, una ensalada verde.
Bir karma menü ve salata.
Una combinación y una ensalada.
Bu taze, taze salata.
Menuda ensalada tan fresca.
Salata ister misin?
¿ Quieres más ensalada ahora?
Beş biftek ve üzerinde az yağlı sos bulunan bir sezar salata.
Cinco filetes y una ensalada César con el aderezo aparte.
- Biraz salata vereyim mi?
- ¿ Te sirvo ensalada?
- Hardal... geçen gün de salata sosu gördüm.
Tengo salsas, muchas gracias. Mostaza y el otro día vi un aliño para ensaladas.
Salata.
Ensalada.
Önce iki porsiyon salata yedin, sonra da yarım kilo ciğer, sonra da bir avuç dolusu demir hapı, sonra da telefonun...
luego un paquete después tu telefono...
- Biraz daha salata?
- ¿ Más ensalada?
Burada kalıp benim yerime salata çatalı seçebilirsin.
Puedes quedarte aquí y elegir tenedores para la ensalada conmigo.
Yüzüme salata sosu sürmüşüm.
Puse aderezo sobre mi rostro.
Doğruyu söylemek gerekirse geçen gün şitake mantarıyla dolu bir salata yedim ve harikaydı.
Bien, para serte sincero, comí una ensalada, el otro día, que estaba repleta de hongos Shiitake, Y como que me hizo enloquecer, eso es todo.
Yiyebildiğin kadar ye çorba ve salata yeri mi?
¿ Todos podeis comer sopa y ensalada?
Ne, "yiyebildiğin kadar ye" salata dükkanından mı?
¿ Qué? ¿ Todo lo que puedes comer es ensaladas?
O yüzden salata istedim.
Por eso ordené una ensalada.
Dil balığından sonra ne vardı hatırlamıyorum ama sonrasında kızarmış et, sebzeler, salata ve böyle bir yemeğin sonunda bir de kek vardı.
No recuerdo qué vino después del lenguado. Luego había carne al horno, vegetales, ensalada... Luego, un kugelhopf al final, ¡ así no más!
Dostum, metal bir salata kâsesinin üstüne oturmayı reddediyorum.
Amigo, mi límite llega hasta sentarme en una ensaladera metálica.
UTK'den genç buldoglar sürekli gelip yüzümü salata sosu şişesine koyup hayır işleri için milyonlar kazanılabileceğini söylüyorlar.
Estos jóvenes bulldogs de UTK vinieron a molestarme diciendo que podrían poner mi cara en una botella de aderezo de ensalada y vender millones de dólares para la caridad...
Eğer resminin salata sosu şişesinin üstünde olmasını istiyorsan Sue seni siktiğimin salata sosu şişesine koyar.
Si quieres tu cara en un aderezo para ensaladas Sue te conseguirá el aderezo de ensalada de mierda.
Coleslaw salata.
Ensalada de col.
Bağlantımla buluşmaya gidiyorum. Bu çedar peynirini kafa yapan nuggetlarla takas edeceğim. Belki sonrasında salata yerim ve lezbiyen arkadaşımla sevişirim.
Así que, me encontraré con mi conexión cambiaré este queso cheddar por unas pepitas y después quizá coma una ensalada y soltaré a la rarita que hay en mí.
Önden birer göbek salata getir. Pastırma ve rokfor olsun.
Traiga un par de ensaladas iceberg con queso azul y tocino.
Siz sadece salata mı alacaksınız?
- Bueno.
Salata iyi mi?
¿ Está bien la ensalada?