Salve traduction Espagnol
4,756 traduction parallèle
Tanrı'ya onu kurtarması için yalvarmaya başlamış.
Empezó a rezar para que Dios lo salve.
Tanrı, Kral George'u korusun.
Dios salve al Rey George.
Az önce senin, benim hayatımı kurtardığın gibi ben de seninkini kurtardım.
Salve tu vida justo como salvaste la mía.
Craig topu kurtarıyor.
Craig hace el salve.
Lütfen bebeğimi kurtarın.
Por favor, salve a mi bebé.
Bir dahaki sefere beni kurtaracak büyülü ilaca güvenmek istemiyorum.
La próxima vez no quiero depender de que una droga milagrosa me salve.
Bana kızı kırtarmak yerine dünyayı kurtarmamı söylemeyeceksin değil mi?
¿ No vas a decirme que salve el mundo - en vez de a la chica?
Selam sana, Tanrı'nın en sevgili kulu Meryem, Rab seninledir.
Dios te salve María, llena eres de gracia, el Señor es contigo.
Tabi dünyayı kurtarmadıkça.
A menos que salve al mundo.
Burada kal! Hey. Bana teşekkür edebilirsin.
no te vayas ¡ oye, oye ya puedes agradecerme salve tu vida mi vida estaba bien antes de que tu llegaras sigue ignorando lo que no te gusta sabes que es tu vida?
Şimdi öldü diye, vicdanını rahatlatmaya buraya geldin.
Ahora ella está muerta, y no tienes a nadie más que te salve el culo.
Salve, nobilis, et pretiose...
Salve, nobilis, et pretiose...
İzin ver hayatını kurtarayım sonra benden nefret etmeye devam edebilirsin.
Deja que te salve la vida y después puedes volver a odiarme.
- Tanrı Kralı korusun!
- ¡ Dios salve al Rey!
- Tanrı Kralı korusun.
- ¡ Dios salve al Rey!
Tanrı İngiltere'yi korusun!
¡ Dios salve Inglaterra!
Ya da seni kurtaracak adamı bekleyerek kapıya gözünü dikmeye devam edebilirsin.
O puedes volver a quedarte mirando la puerta... esperando que un hombre te salve.
Bu kocaman aptalın seni kurtarmasını mı istiyorsun?
¿ Quieres que este "inmaduro" te salve el pellejo?
Şu anda her şey şirazesinden çıkmış durumda. Hayatımı düzene koyup onun dikkatini üzerimde toplamak için doğru hamleleri yaptığımdan çok emin değilim, anladın mı?
Todo es tan jodidamente raro ahora que no me veo capaz de tomar la decisión correcta que salve mi vida, y ella me centra, ¿ sabes?
Beyler, savulun.
De acuerdo, caballeros, que cada uno se salve solo.
Haklısın, seni kurtardım.
Tienes razón, yo te salvé.
Sam orada seni kurtardım.
Sabes Sam, te salvé el pellejo allí.
Seni kilisede ve hastanede de kurtardım.
Y salvé tu pellejo en la iglesia... y en el hospital.
Biraz önce hayatını kurtardım.
Salvé tu vida.
Sen beni suçlu hissettirmeye çalıştın. Ben senin hayatını kurtardım, ödeştik.
Intentaste hacerme sentir culpable, salvé tu vida, estamos a mano.
Senin kıçını kurtardım, sürtük.
Te salvé el pellejo, perra.
Ta ki önüme bir köpek fırlayıp, ben de onun hayatını kurtarmak için yoldan çıkana kadar.
Salve su vida al virar.
- Geldiklerinde yarı baygın olmanız sizi öldürmekten vazgeçmelerini sağladı Aslında hayatınızı kurtarmış sayılırım.
- Estar semi-inconscientes... hizo que no los mataran. Básicamente, les salvé la vida.
Ben kurtardım seni.
Yo salvé tu vida.
Belki de.
Yo te salvé algunos salmones.
Tabii şu hayat kurtarma olayını Winifred teyzeye de anlatırsanız...
Y si pudieses mencionarle a la tía Winifred la parte de que te salvé la vida...
Seni kurtardım. Kurtardım seni.
Te salvé.
Tyreese'i ben kurtardım.
Yo salvé a Tyreese.
Oğlanın hayatını kurtardım. O kısmı atlamış mı?
Salvé la vida del niño. ¿ Eso no lo dijo?
Benim hayatımı kurtardı. Ben de onunkini kurtardım.
Él me salvó la vida y yo salvé la suya.
- Kıçını kurtardım.
- Te salvé el trasero.
Seni bir keresinde kurtarmıştım Sara.
Te salvé una vez, Sara.
Bugün hayatını kurtardım.
Mira, hoy salvé tu vida.
Kurtardim.
Lo salvé.
Vurulduğunda hayatını kurtardım. Değil mi?
Te salvé la vida cuando te dispararon, ¿ no es así?
O, benim onun hayatını kurtardığımı düşünüyor ama gerçekte ben kendi hayatımı kurtardım.
Él pensó que le salvé la vida, pero en realidad, estaba salvando la mía.
Julia'ya senin için yardım ettim, şimdi cyperin sırrı tehlikede.
Salvé la vida de Julia por ti, y ahora ha puesto en peligro el secreto del cyper.
Yıllar önce kurtardığım bebek Alex'ti.
Alex es el bebé que salvé hace todos estos años.
Onları kurtardım.
Yo las salvé.
Beni düşündüğünde seni nasıl bağışladığımı hatırlayacaksın.
Cuando pienses en mi recordarás cómo te salvé
Az önce hayatını kurtardım.
Salvé tu vida.
Mahalleyi kurtardım.
Salvé al vecindario.
Onu kurtardım Lowan. Senin gibilerden.
La salvé, Lowan, de... cosas como tú.
Seni kurtardım!
¡ Te salvé!
Durumu kurtardım.
Lo salvé.
Anneni kurtardım senin. Şartları unuttun mu şimdi?
Salvé a tu madre. ¿ Ahora olvidaste los términos?