Saçım traduction Espagnol
7,196 traduction parallèle
- Tarz bir saçım var.
- Tengo un cabello matador.
Saçımız gibi kızıl olduğu için çok sevdiğini söylemiştin.
Dijiste que te gustaba porque era rojo como nuestro pelo.
Keşke başka bir şey giyseydim ya da saçımı falan düzeltseydim... - Helen?
Oh, debí haberme puesto otra cosa
Saçım bileziğine takıldı.
Mi cabello se enredó en tu pulsera.
- Ay! Saçım.
- ¡ Mi cabello!
Bu benim gerçek saçım, Bonnie.
Este es mi verdadero pelo, Bonnie.
- Saçım o.
- Es pelo.
Eğer benim yeni bir saçım olsaydı ve gri olsaydı, bir sorunum olurdu.
Si tuviese pelo nuevo y fuese gris, tendría un problema.
Saçım düzgün mü?
¿ Listos?
Bence saçımı kestirmemi istemezdin.
- Creo que estás deseando que nunca había cortado el pelo.
- Saçım nasıl?
- ¿ Cómo tengo el pelo?
Saçım çok uzadı.
Está llevando demasiado.
Ama senin için saçımı süpürge ederim.
Pero me esforzaría por ti.
Harika saçım var ve yalan söylemeyi seviyorum.
Tengo un pelo genial y me encanta mentir.
Burada saçımı düzeltiyordum...
Yo estaba aquí arreglándome el pelo...
İyi ki dün gece saçımı boyamamışım.
Lo bueno es que no me teñí el pelo anoche.
Saçım daha ağarmamıştı bile.
Mi cabello se volvió gris delante de él.
O yüzden tarağımdan saçımı çaldın.
Es por eso que robaste el pelo de mi cepillo.
40 kilo verdim, 20 cm saçım döküldü ve konuşma bozukluğumu atlattım.
Bueno, perdí 40 kilos, medio metro de pelo y un impedimento en el habla.
O yıl saçım mükemmel bir faux-hawk modeliydi.
Ese fue el año que tuve que faux - hawk impresionante.
Saçımı kestiklerinde kimseyi ispiyonlamadım.
No delate cuando me cortaron el pelo.
Hey Gretchen, saçımı kestiklerinde kimseyi ispiyonladım mı?
Gretchen... ¿ Dije algo cuando me cortaste el pelo?
Tamam. Ama ampule fazla yaklaşırşam saçım havaya uçabilir.
Vale, pero si me acerco demasiado a la bombilla puede que mi pelo explote.
Saçımı kendim keserim. İşe yürüyerek giderim.
Me corto el pelo yo misma.
- Saçımı kestirmeyi asla düşünmem ama bence saçların müthiş görünüyor.
Nunca podría dormir si me cortara el pelo, pero creo que tu imagen rompe.
Ve bende saçımın bozulmasından endişeli etmeseydim... Bir kutu yüz nemlendiricisini yüzünün her yerine sürerdim.
Y si a mí no me preocupara arruinar mi peinado, te tiraría un pote de crema facial humectante
Daha iyi fiyat alabilmek için saçımı ne tarafa yatıracağımı bilmem lazım.
Para hacerme la partidura y obtener el mejor precio.
İlk beyaz saçımı gördüm.
Encontré mi primera cana.
Saçımı kestiklerinde kimseyi ispiyonlamadım.
No me chivé cuando me cortaron el pelo.
Hey Gretchen, saçımı kestiklerinde kimseyi ispiyonladım mı?
Oye, Gretchen... ¿ Me chivé cuando me cortaste el pelo?
Saçı mı?
¿ Su pelo?
Onun bir miktar saçını bir açık arttırmada satın almıştım.
Compré un mechón de su pelo en una subasta.
- Ve ben senin saç dışında olacağım.
- y no te molestaré.
Benim saçım onlar sonuçta.
Son mis pelos.
Saç rengimi senden aldım.
Tengo el pelo de tu color.
Bu da 1 m ² lik bir saçılma alanı demektir. Ben buna kızı da vurmak için iyi bir şans derim.
Yo diría que existe una buena posibilidad de que le des a la niña.
Eğer Ruffnut'ın saçının kokusu bu ejderhayı sakinleştiriyorsa takım işte bu bizim giriş biletimiz.
Oye, si el olor del pelo de Brutilda hace que el dragón esté tranquilo... Chicos, ese es el modo de conseguirlo.
Dostum, sana kahve yapmış ve saçınla böyle oynadı. Yazmak mı?
¿ Flirteando?
Yeni saç alırım!
¡ Me voy a comprar pelo nuevo!
- Işık saçıyor gibiyim. Daha önce bu kadar iyi hissetmemiştim! Günüm geçti sanmıştım ama gençliğimin zirvesindeyim değil mi bebeğim?
Me siento radiante, me siento mejor que nunca y yo que pensaba que mi mejor momento había pasado
Nedendir ki? Saçı mı?
¿ Qué es?
Kendi saçımı.
Mi cabello.
onu bulmana yardım edersem, bana saçından bir tutam vereceksin.
Así que, si te ayudo a encontrar a esa cosa, obtengo un mechón de su cabello.
Saç-gazma çok yakınım.
Estoy muy cerca de un pelorgasmo.
Ayrıca bir demet dökülmüş saç bulacağımız yeri biliyorum.
Y sé dónde conseguir un fardo de pelo suelto.
Sanırım bir demet yabancı saçı yuttum.
Creo que me tragué un puñado de pelo de un extraño.
- Tüm çocuklarda saç biti var ve bizim mektuplarımızı okuyorlar.
- Todos los niños tienen piojos... y están leyendo nuestro correo.
Arkadaşımın saçının bir teline dokunursan seni öldürürüm.
Tócale un pelo a mi amiga y te mataré.
Saçında bir parça balık artığıyla çöp borusunda sıkışıp kalmak daha mı hoş olur dedin yani? Bu nasıl oldu?
¿ No crees que quedarse atrapada en su conducto de la basura con un trozo de pescado en el pelo parece más extraño que no ir a una fiesta? ¿ Cómo ocurrió?
Yapabileceğini biliyorum. Hadi saçını ilginç bir renge boyayalım.
Ya sé, te pondremos un color de pelo interesante.
Saç, kıyafetler, erkekler cilt bakımı hakkında konuşmak...
Hablando de pelo, ropa, muchachos, los productos que puede utilizar para la piel más suave.