Seran traduction Espagnol
15,561 traduction parallèle
Protokolü çiğnerse, olacaksın Hemen projeden kaldırıldı Ve ödeme almayacak.
Si violan el protocolo serán retirados del proyecto de inmediato y no se les pagará.
- Grup üyelerine 300 milyon dolar. Paranın üçte biri, avukatlık ücretinizi karşılar ve 24 saat içinde, 400 milyon dolar sizin hesabınıza aktarılacak.
$ 300 millones a los demandantes, un tercio cubrirá sus honorarios y en 24 horas los $ 400 millones serán transferidos a su cuenta.
İlaç faturaları çılgınca olacak.
Los gastos médicos serán enormes. No tienen ahorros.
O özel bir çocuk. Onun için pek çok savaşlar yapılacak ve kaybedilecek.
Muchas batallas serán peleadas... y perdidas por ella.
Bana bedava uyuşturucu getirirseniz ömür boyu en yakın arkadaşım olursunuz.
Idiotas, vayan a buscar drogas gratis y serán mis mejores amigos para toda la vida.
Havadaki bütün gemileriniz yok edilecek.
Todas tus naves serán destruidas.
Yeğenlerim garsonluk yapacak.
Mis sobrinos serán los camareros.
İki saniyede halledeceğim.
Serán dos segundos.
İki saniyeni alacak. - Bunu yapmayacağım, tamam mı?
- Serán dos segundos.
Görev Kontrol ; Ay modülünün, araçtan ayrıldığının ve Ay yüzeyine iniş yaptığının verisini alacak ama bu tamamıyla sahte olacak.
El centro de control de misiones recibirá los datos del desprendimiento del módulo lunar y su alunizaje, pero serán totalmente falsos.
- James Chaney'i öldüren beyazlar asla cezalandırılmayacak.
Los blancos que mataron a James Chaney jamás serán castigados.
Geçirirsem beni Dixie Grubu ile Martin Luther King öldürmüş olacak.
Si sucede, serán los sureños y Luther King quienes me lleven a la tumba.
Benim eğilimim hala dörtte.
Sigo pensando que serán cuatro.
Mohenjo Daro'daki kızların ne gibi farkı var ki?
¿ Qué te hace pensar que las chicas de Mohenjo Daro serán diferentes?
Eğer yardım alabilirsek köyümüzü yeniden kurabiliriz.
Si tenemos cuatro lapislázuli a cambio de nuestra tela nuestros aldeanos serán capaces de sostenerse.
Bu ayin ile, gençler ve şehrin geleceği Sindhu Anne tarafında korunacak.
Por este ritual, los compañeros y el futuro de la ciudad serán bendecidos por la madre Sindhu.
Altın, yabancıları buraya çağıracak. Harappa'dan daha gösterişli olacak şehrimiz.
Pero debido al oro, todos los extranjeros que van a Harappa serán atraídos a Mohenjo Daro.
evet arayıp, haber vermek istedim önümüzdeki aylarda sizin mahalleden bir sürü ev haciz edilecek.
Sí, quería llamar y hacerle saber, que en los próximos meses, cerca de una docena de casas en su vecindario, serán excluídas.
Bu çembere yaklaşacak olursanız def edileceksiniz.
Serán expulsados si se acercan al círculo.
Neymiş onlar?
¿ Cuáles serán?
Finansal raporlarımız önümüzdeki ay duyurulacak.
Nuestros resultados trimestrales serán anunciados el próximo mes.
Şeyler farklı olacaktır. Ve biz taşıyabilirsiniz. Hareket.
Las cosas serán diferentes y podemos... podemos continuar.
Sanatsal malzemeler daha sonra gönderiliyor.
Mis suministros de arte serán enviados mas tarde.
Bu gece bizim öğrencilerimizdir.
Serán nuestras estudiantes por esta noche.
Gelecek sene daha bağımsız olacaksınız, daha çok karar vermeniz gerekecek.
El año que viene serán mas independientes... y tendrán que tomar más decisiones.
- Kendim için.
- Serán para mí.
Maden sirketleri onlari güvenlik görevlisi olarak tutacak, emirleri siz vereceksiniz.
Serán oficiales de seguridad en las mineras, pero usted dará las órdenes.
Burada yaşanacaklardan sonra adları bilim kitaplarında bir dipnot olacak.
Serán nombre de pie de página después de lo que va a pasar aquí.
Bütün yüküm ve gemim imha edilmiş olacak.
Todo mi cargamento y mi barco serán destruidos. El coste...
Bu nedenle bu albümdeki bütün şarkıları ben yazdım ve 17 parça için 100'ün üstünde yapımcı kullandım.
Por eso escribí personalmente cada una de las canciones y usé más de 100 productores para 17 temas así todos serán éxitos.
Zarar görmeyeceğinize dair resmi olarak söz veriyorum.
Tienen mi solemne promesa de que no serán dañados.
Burada kalıp tanıklarınız olacaklardır.
Se quedarán y serán sus testigos.
Roci'de buluşalım. En fazla birkaç saat içinde dönerim.
Nos vemos en la Roci, serán unas horas como máximo.
Benim vasim mi olacaklar ya da...
¿ Ellos serán mis custodios o...?
- Çocuğunuz olacakmış, tebrik ederim.
- Estoy feliz porque serán padres.
- Evet. Ne hakkında konuşacaksınız peki?
¿ Cuáles serán los temas?
Bu bir kamu davası olduğundan merhumun kişisel eşyaları, duruşma ve varsa temyiz bitene kadar bizde kalacaktır.
Como es un caso criminal, las pertenencias serán retenidas hasta después del juicio y apelaciones.
Eminim ikiniz de cesur subaylar olursunuz, ama neden?
Estoy seguro de que ambos serán valientes oficiales, ¿ pero, por qué?
- Ve adamlar hassas olacaklar.
- Y los hombres serán sensibles.
Ama şansla, tecrübeli kronik hastalardan ya da yaşlılardan daha fazla ciddi olmayacaklar.
Pero con suerte no serán más graves que las que experimentan los pacientes crónicos, o los ancianos.
O zaman insanların çoğu asla canlandırılamayacak mıydı?
Entonces, Ia mayoría nunca serán reanimados.
Bir gün bütün bu zorlukların üstesinden gelecekler. Ve önceden olduğu gibi tekrar birlikte olabileceksiniz.
Algún día serán capaces de superar las dificultades y podréis volver a estar juntos, como antes.
Ve cömertliğinizin ve cesaretinizin karşılığını telafi edeceksiniz.
Y ustedes serán compensados por su generosidad y su audacia.
Sirenin duyulmasıyla birlikte cinayet dahil tüm suçlar 12 saat boyunca yasal olacaktır.
Al sonar la sirena, todos los delitos, incluyendo el asesinato, serán legales durante 12 horas consecutivas.
Sizi çok tavsiye ettiler de.
Bueno, lo serán y bien recomendados.
- Tahmin et bakalım, iki saat makyaj yapıyorlar.
No creas. Me dijeron que serán 2 horas de maquillaje.
Hangi şehirlerin yağmalanacağına hangi kabilelerin köleleştirileceğine karar verecekler.
Ellos decidirán qué ciudades serán saqueadas y qué tribus esclavizadas.
Yan yana asılabilirsiniz.
Serán colgados uno junto al otro.
Kâfi miktarda süvari ve topçu olmadan askerlerimiz daha düşmanla çarpışamadan hatlarımız parçalanıp yok olacaktır.
Sin suficiente caballería y artillería, nuestras líneas serán hechas pedazos antes de que nuestras tropas puedan entrar en batalla con el enemigo.
Ama Crispus Attucks, Madam C.J. Walker Adam Clayton Powell, Shirley Chisholm kompleksleri bir gün hayat dolu mahallelerimizi ve değişimi sembolize edecek. Ancak böyle Harlem siyah kalacak ve cebimizden yeşil eksik olmayacak.
Adam Clayton Powell y Shirley Chisholm serán comunidades vibrantes que reflejen el cambio que mantendrá a Harlem negro y nos llenará de dinero.
Geoffrey Canada'nın kuzeyde eğitim için gerçekleştirdiklerini tesislerim aracılığıyla zenci mülkleri için yapacağım.
Estos complejos serán para las viviendas de la comunidad negra lo que Geoffrey Canada fue para la educación aquí.