Singles traduction Espagnol
37 traduction parallèle
Sadece 3 şarkı yaptım.
Sólo he hecho tres singles.
Sırada, tek erkekler.
A continuación, singles masculinos.
Albümdeki 4. şarkısı.
Llamado simplemente Whitney Houston... tenía cuatro singles número uno?
You have to watch your strengths, and it was a very good thing that we could not write singles, we might not have done some of the very interesting work that we did.
Haz de hacer lo que sabes hacer bien. Por suerte éramos incapaces de escribir canciones si no, no habríamos hecho otras cosas interesantes.
1 981'de odamda onunla ikimiz baş başa, new wave, İngiliz heavy-metal parçaları dinlerdik.
Puedo recordarte cuando él y yo estábamos solos en mi habitación, en 1981 escuchando singles de la NWOBHM.
Geçen sene onu tenis tekler finalinde yendim.
Le gané el primer puesto de singles el año pasado.
Jennings Crawford teklerde Viet Nguyen'ın yerini alacak.
Jennings Crawford volverá a ser titular en singles, tomando el lugar de Viet Nguyen.
Bir kaç Stooges şarkısı ve Ramones box Setiyle kurtarırdık, ama artık kan dolaşımına girmiş.
Un par de singles de los Stooges, la caja de los Ramones... - Pero ya está en su torrente sanguíneo.
Dört yıl içinde The Who Birleşik Krallık'ta sekiz single çıkardı, hepsi de listelerde ilk 10'a girdi.
En cuatro años, The Who había lanzado ocho singles en Gran Bretaña, todos fueron éxitos.
Single'lar piyasanın itici gücüydü.
Los singles manejaban el mercado.
O yıl ilk kez insanlar single'dan çok albüm satın aldı.
Por primera vez ese año, la gente compró más álbumes que singles.
Tenis yıldızı Roy Emerson, 1961 ve 67 arası teklerde oniki Gran Slam kazandı.
Roy Emerson, estrella del tenis ganó 12 títulos singles de Grand Slams entre 1961 y 1967.
Haftada iki kez tekli tenis maçı yapıyorum ve ben üç büyük yardım derneğinin yönetim kurulundaydım.
Juego tenis, dos veces por semana, singles, y estoy en la junta de tres obras de caridad.
Peş peşe bir numaraya yükselen 7 tane şarkı olan bir plak yayınladım.
He sacado un record de siete canciones consecutivas en el numero uno de singles.
"Daha ticari olmalıyız ve single çıkarmayı düşünmeliyiz," en zayıf anımızda bizi sıkıştırıyorlardı.
"Tenemos que hacer algo más comercial y hacer algunos singles", nos presionaban en nuestro peor momento.
400'ten fazla plağım var, tek şarkı plakları ve 78 yılınınkiler hariç.
Tengo alrededor de 400 discos sin incluir los singles y los de 78s.
Los Angeles'taki Singles " partisinden herhangi bir anınız var mı? Elimizde oldukça canlı kamera görüntüleri var.
¿ Algún recuerdo de la fiesta de lanzamiento de "Singles" en L.A.?
Yalnız Kürekçiler.
"The Roving Singles."
CD kalemi alıp da evde üzerine Yalnız Kürekçiler yazarsın.
Solo asegurate... que consigas un marcador en casa y, uh, escribas "The Roving Singles".
Teklere öncelik var, bu nedenle çiftler için boş yere terleme.
Los singles son la prioridad, no sudes tanto por los dobles.
Kraft Singles sponsorluğunda komedi saati
Es la hora de reemplazo de comedia del abuelo. patrocinada por Kraft Singles.
Pulp Fiction müzikleri, Singles * müzikleri, Grosse Pointe Blank * müzikleri.
Banda sonora de Pulp Fiction, banda sonora de Singles, banda sonora de Grosse Pointe Blank.
Singles'in figüranlarına benziyor.
Quiero decir, él parece un extra en Solteros.
Fikrini değiştireceğini biliyordum. Abed, kamerayı şöyle kaydır.
Está bien, Abed, obtener nosotros en paneo singles.
En azından dışarıdayken bana biraz Kraft Singles getirir misiniz?
¿ Me podéis traer unas lonchas de queso para fundir mientras estáis fuera?
Tek yaptığın serbest atış peşinde koşmak. Ben ise üçlük bekliyorum.
Solo has conseguido singles y necesitamos un maldito disco de oro.
Tam olarak single'lara benzemiyorlardı. Grup üyeleri üzerine abuk subuk şeyler yazardı.
No todos los singles y los chicos de la banda solían escribir cosas en ellos.
Country müzikte insanlar gidip single almaz.
La venta de Singles de música country, no eran las personas yendo y comprando...
Single'ları çocuklar alır.
No eran los chicos saliendo y comprando singles.
Albümler, single'ların toplamasıydı.
Earle : Discos eran compilados de singles.
Para kazanmak için sürekli single çıkarmanız gerekiyordu.
Para hacer dinero, Tenias que seguir vendiendo singles.
Single'lar hâlâ bir sanatçıyı ünlü edebilecek en büyük güç.
Los singles todavía son la fuerza que hace a un artista famoso.
Barış Sevgi İyi Seyirler.
- Carlos Nicolás SPOTIFY / FALSA ALARMA / I WANNA / PRIMERO SINGLES -
Ya da bunun yerine kim Kraft Singles * ya da tuzlu kraker ister?
No los podemos comer. ¿ Que tal en su lugar unas lonchas de queso? ¿ Galletas saladas?
Elektrikli alet satan dükkâna giderdim.
Con los singles igual.
single ve daha çok reklam istediler,
Querían singles, algo más comercial.
- 22.siyle bir problemim yok. - Paula Abdul kasetlerini topladığını veya pijamasının tişörtünü içine soktuğunu öğrendiğimde onu terk edebilirdim ama...
- Claro que me podría haber rajado cuando vi su colección de singles de Paula Abdul,