Strand traduction Espagnol
213 traduction parallèle
Gazeteciler arayıp Strand'daki olayı haber verdiğinde onları yatıştırmayı başardım.
Cuando la prensa me llamó acerca del lío en Strand pude calmarlos.
Hey, Strand yolu burası mı?
- ¿ Éste es el camino a Strand?
Otobüs şoförünün dediğine göre Strand'daki çocuk kaçırma olayına karışan birini yakalamışlar.
El conductor dijo que tenían un sospechoso en Strand.
Yargılanacak olan kasaba değil Will kasıtlı cinayetten suçlu olduklarını kanıtlayacağım yirmi iki kasabalı.
Fulano de Tal no irá al juicio, Will. Pero sí 22 ciudadanos de Strand a quienes les puedo probar su culpa de asesinato en primer grado.
- 23 Catalpa Avenue, Strand.
- Av. Catalpa Nº 23, Strand.
Strand linçin yapıldığı kasaba mı?
Strand es el pueblo donde ocurrió el linchamiento.
Strand 26 Ekim gecesi hapishanenin yanıp kül olduğu kasaba mı?
Strand fue donde se quemó la cárcel la noche del 26 de octubre, ¿ no es así?
Strand'de ne iş yaparsınız?
¿ Su ocupación en Strand?
Söz konusu gün ve gece couturier olarak Strand'de Frederick Garrett'in evindeydiniz, değil mi?
En la tarde y la noche del día en cuestión estaba empleada como "couturiêre" en la casa de Frederick Garrett en Strand. ¿ No?
26 Ekim akşamı 5 ile 9 arasında onları Strand'de gördünüz mü? Gördünüzse nerede?
¿ Los vio en algún momento entre las 5 : 00 y las 9 : 00 el 26 de octubre en Strand?
Strand şerifi Thaddus Hummel tanık kürsüsünde.
El alguacil está ahora en el banquillo.
Strand kasabasının bu saygın insanlarını tanık kürsüsüne bir şey kanıtlasınlar diye çıkarmadım sayın jüri üyeleri. Ama onlar gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceklerine dair ettikleri yemine rağmen yalancı olduklarını kanıtladılar!
No llamé a estos ciudadanos de Strand al banquillo para probar nada, Su Señoría y señoras y señores del jurado excepto que bajo juramento de decir la verdad y sólo la verdad con la ayuda de Dios.
Strand'de haber kameramanı Ted Fitzgerald tarafından çekilmiş olan gerçek bir film kaydını, savunma avukatlarının da onayıyla savcılığın bir numaralı kanıtı olarak sunuyorum.
Probado por otros fiscales que ésta es una película real filmada en Strand por Ted Fitzgerald en su trabajo como camarógrafo. Presento esta película como la prueba A.
Yangından sonra ortalığı temizleyen Strand ahalisinden biriyim.
Soy un ciudadano de Strand que ayudó a limpiar la cárcel.
Strand'li bir yurttaş. "
Un ciudadano de Strand ".
Araba ile La Famules'in en sonuna gideceksin, bu arada arabacıya adres kağıdını ver ama onu yolda atmamasını belirt.
Se dirigirá al Strand end de La Famules, pasándole la dirección al chófer, pero pidiéndole que no lo tire.
Strand dergisinde Sherlock Holmes hikayeleri yazıyor.
El autor que escribe las historias de Sherlock Holmes en la "Strand Magazine".
Herhalde Strand dergisinin yeni sayısı çıktı, senin parlak öykülerinden birini yayınlamışlar.
Tengo entendido que ha salido otro número de Strand magazine... con otra de sus magníficas historias.
Ne demek istiyorsun? Doğru anımsıyorsam, "Bohemya'da Rezalet" adını verdiğin öyküde sis ve yangın alarmı konusunda yaptığım küçük deneyi yazmıştın.
Si no me equivoco... en su historia titulada "Escándalo en Bohemia"... que acaba de aparecer en la revista Strand... describe Vd. Mis estudios sobre el grito de "fuego"... ante la presencia de humo.
İskeletlerden konuşurken, Strand'daki yeni filmi gördünüz mü?
¿ Has visto la nueva película en el Strand?
Strand Arena, Limitet Harry Fabian'a... "
Strand Arena, Limitada... acordamos permitir a Harry Fabian...
" Strand Arena'ya yüz poundluk son ödemeyi gösteriden en az üç gün önce...
" hará a Strand Arena, Limited el pago final de cien libras...
- Sahile mi dediniz?
- ¿ En el Strand?
Haydi sahile gidelim Birer muz yiyelim
Vayamos todos al Strand A buscar una banana
Onu sık sık Strand-Waterloo kavşağındaki trafik ışıklarında görürdüm.
Muchas veces le veía en un semáforo, en el cruce de Strand y Waterloo.
- Silver Strand kumsalında.
Vive en Silver Strand Beach.
- Strand'ın.
- De Strand.
İşte Strand Dergisi'nin erken gelen sayısı.
Una copia de "Pistas".
Bana Strand Dergisi'nin eski sayılarından verdi.
Me dio unos tomos viejos de su revista.
Bu hikayenin, Strand Dergisi'nde, sayfalarca yayınlanmasını istemezdi.
No creo que ella quiera ver su relato por toda la revista.
The Strand okurlarının, büyük dedektifin aslında bir kadın olduğu gerçeğini kabul edeceklerini sanmıyorum.
Dudo que los lectores de la revista Strand aceptaran que el gran detective es, en realidad... una mujer.
The Strand'den ben de çok hoşlanırım ancak Sherlock Holmes'un hayali bir karakter olduğundan eminim. Çık dışarı!
Disfruto de la revista The Strand tanto como cualquiera pero sé perfectamente que Sherlock Holmes es un personaje de ficción. ¡ Fuera de aquí!
Sen uzun yoldan gel ama. Önce Strand'a git. Sonra Southampton Caddesine ilerle.
Tú coge el camino más largo, por el Strand, después sube por la calle Southampton.
Janitor'un dediğine göre adı Mirna Stann.
Daprés dice que su nombre es Myrna Strand.
Pardon, bayan. Mirna Stann sizmisiniz?
Disculpe, usted es Myrna Strand?
Carol'u bu akşam Strand'a götürüyor.
Llevará a Carol a The Strand esta noche.
Strand?
The Strand?
- Strand'da mı deneyecek?
- Él lo intentara en The Strand? - Sí.
Bu akşam Strand'da görüşürüz.
Te veré en The Strand esta noche.
İyi günler. Strand Auto Parts mı?
Hola. ¿ Repuestos Strand?
Bayanlar baylar bu platinyum kağıt üzerine yapılmış orijinal Paul Strand eseri.
Ésta, señoras y señores es una impresión original de Paul Strand en papel de platino.
Küçük bir miras birkaç hafta sonumu Strand Palace'da kalabilmemi sağlamıştı.
Gracias a un modesto legado me alojé varias veces en el Strand Palace.
- Strand Palace'ı seversin.
- Te gustará el Strand Palace.
John, İnsanlar Strand dergisini alır, çünkü, Sherlock Holmes'un çözdüğü bir hikaye okumayı bekler. şey, bir suç cerrahının değil. Suç Doktoru.
La gente compra la revista Strand para leer cómo Sherlock Holmes resuelve el caso, no el Cirujano del Crimen.
Strand daki makalelerinizin ateşli okuyucularıyız
Somos unos lectores entusiastas de sus relatos del Strand.
Norman Gale. "Strand" dergisi.
Norman Gale, "Strand Magazine",
Strand Kitapçısı'na gittik, çuvalla kitap.
Así que fuimos a la librería Strand : doce kilómetros de libros.
Dollymount Kıyısı'nda tanıştık.
Lo conocí en Dollyman Strand.
Bu öykü Strand Magazine'de daha yeni yayınlandı.
Muy bien, amigo.
# # In every foreign strand I land, the royal trumpets toot me
Las trompetas reales Siempre tocan por mí
İyimisiniz bayan Stann? Evet.
Todo bien, Srta. Strand?