Suikast traduction Espagnol
2,258 traduction parallèle
- Yani bu bir suikast mı?
Entonces es un golpe?
Demek ki Rasputin bütün o suikast girişimlerinden böyle kurtuldu.
Así es cómo Rasputín sobrevivió a todos esos intentos de asesinato.
Suikast cinayeti anlaşması, şaka değildir.
La conspiración para cometer un asesinato no es ninguna broma.
Suikast suçlamasını kim önemser ki?
¿ A quién le importa un cargo de conspiración?
Bu suikast girişimiydi.
¡ Ha sido un intento de asesinato!
Ölümcül olmayan bir silahla yapılan suikast girişimi birazcık saçma gelmedi mi sana da?
Un intento de asesinato con un arma no letal parece no tener mucho sentido, ¿ no crees?
Max'e suikast yapalım.
Asesinar a Max,
Suikast ekibi, yarın siz barış zirvesine katılmadan hemen önce sizi öldürmeye çalıştı.
Ese equipo quería matarlo antes de que pudiera comparecer en la conferencia de paz de mañana.
Ve Lucas, suikast uluslararası sularda yapılmalı.
Y Lucas, el asesinato tiene que ocurrir mientras están en aguas internacionales.
Peki ya sana, bu sabah birisinin Robert Westhouse'a suikast düzenleyeceğine dair bir istihbarat aldığımızı ve silahlı adamların da suikastçıyı öldürmek için orada olduklarını söyleseydim.
¿ Qué pasaría si te dijera que teníamos la inteligencia Que alguien estaba tratando de asesinar a Robert Westhouse esta mañana Y que los hombres armados eran casi ciertamente allí para llevar a cabo el asesino.
Sorgu yargıcının ne diyeceğini göreceğiz ; ama ben burada bir suikast göremedim.
Bien, veamos que dice el juez, Pero no veo indicios de que se trate de un crimen. Estoy de acuerdo.
Evet ama Nada şu an hapiste. ... ve onun kimliğini tespit etmeleri sadece an meselesi. Sonra da ona suikast düzenlerler.
Sí, pero ahora está en la cárcel y es una cuestión de tiempo que la policía la identifique y que la liquiden, como a los dirigentes del RAF.
Enver Sedat'a yapılacak bir suikast girişimi hakkında bilgiler aldık.
Hemos sido informados de un plan para asesinar al presidente Anwar el-Sadat...
Askeri törenin ortasında ona suikast düzenlemişler.
Fue asesinado durante un desfile militar.
Başkanlık emri 12333'e göre hedef kişi Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı olumsuz bir tutum sergilemedikçe suikast yasaklanmıştır.
La orden ejecutiva 12333 prohíbe el asesinato a no ser que el objetivo sea una amenaza evidente contra EE UU.
Hayırdır, Kennedy suikastını mı araştırıyordun?
¿ Que, estais buscando al asesino de Kennedy?
CIA, 1983 yılında Hizbullah'ın liderlerine ve finansmanlarına suikast yapmak için bir operasyon başlattı.
La CIA lanzó una operación en junio de 1983 para asesinar a líderes de Hezbolá y a financieros.
1983'teki şifre suikastların şifresiyse, suiskastçi de Bloom'du buradan çıkarttığımız sonuç ise Bloom çok yakında Nijerya'da ya da Houston'da petrolle ilgili olan birisine suikast düzenleyecek.
Si el código de 1983 fue para los asesinatos, y Bloom era un asesino, entonces podemos deducir que, muy pronto, Bloom va asesinar a alguien ya sea en Nigeria o Houston, quien tiene algo que ver con el petróleo.
Suikast ve bombalı eylemlerin emrini ne zaman, nasıl verdin?
¿ Cuándo y cómo ordenó los asesinatos y los ataques?
Dursun Şahin suikastından bir haber var mı?
¿ Alguna noticia sobre el asesinato Dursun Þahin?
"Zor Ekip", suikast, adam kaçırma.
La rama dura. Asesinatos, secuestros
Bu bir suikast değilmiş.
Eso no fue un asesinato.
Bu arada siteni okudum. Bütün o yasadışı karanlık operasyon saçmalıkları suikast programları, hayalet kurumlar...
A propósito, leí tu Blog toda esa mierda sobre las operaciones ilegales programas de asesinatos, agentes fantasmas.
Planınız, halefime suikast düzenlemek işçi partisi içinde bir darbe yaratmak ve 6 ay içinde makamımı ve gücü bana geri vermek.
tu plan es asesinar a mi sucesor, dar un golpe de estado en el partido liberal, y regresarme a mi asiento de poder en 6 meses.
Yetkililer, Dadich'in Amerikan topraklarında halefine karşı suikast düzenlemekten yargılanıp mahkûm olmasının ardından bu saldırıyı intikam amaçlı düzenlediğini düşünüyorlar.
las autoridades creen que el ataque de Dadich fue una represalia Por el Cual estubo en prison hace 2 años. Con cargos de conspirar para asesinar a su sucesor en el U.S. Soil.
Çok tehlikeli bir ödül avcısı sana suikast düzenlemeye hazırlanıyor.
Creo que una caza recompensas muy peligrosa planea asesinarla.
Suikast değilse tabii.
A no ser que haya juego sucio.
Tamam, artık kimse "suikast" demiyor.
Vale, que nadie más diga "juego sucio".
Bu bir suikast listesi mi?
¿ Esto es una lista negra?
Suikast listesi mi?
¿ Una lista negra?
Beth, bu bir suikast girişimi.
Beth. Es un intento de asesinato.
İçişleri Bakanım. Araştırdığımız tehdidin Deniz fenerine yönelik bir suikast girişimi olduğu onaylandı.
La amenaza investigado ha sido confirmado como un ataque Faro
Buraya Başkana suikast düzenlemek için gelmedim.
No he venido aquí para matar Presidente.
Suikastı durdurmak için geldim.
Yo he venido para poner fin a esto.
Suikastı Şam'daki Jad'ı tanıyan bir bağlantımdan öğrendim.
Me enteré del asesinato través de un enlace en Damasco de alguien que sabe Jad.
Senin dairende bulduğumuz dizüstü bilgisayarda suikastın bir planı vardı.
En la computadora portátil que encontramos en su apartamento. Era un plan para un golpe.
Hiçbir suikast imkansız değildir, Dimitri. İnan bana.
No es posible asesinato me Dimitri.Confie.
Demek çifte suikast girişimi başarısız oldu ha?
¿ Cómo la emboscada fallo es que intentaste asesinarla?
Ölümünden birkaç saat önce Tom'u arayıp bir suikast planıyla ilgili istihbaratı olduğunu söylemiş.
Llamó a Tom justo unas horas antes de su muerte, diciendo que tenía información acerca de un complot de asesinato.
Adam bir suikast planını açığa çıkaramadan hemen önce öldürülüyor.
El hombre es asesinado justo antes de destapar a los líderes de un complot de asesinato.
Ayrıca ayarladığı, suikast girişimiyle ilgili görüşmeye neden gitmediğini de açıklar.
Sí, también explica el no asistir a una reunión que solicitó para impedir una intención de asesinato.
General Pak'a karşı düzenlenen bir suikast planının şüphelisi konumundasın.
Eres un sospechoso de complot de asesinato en contra del Gral. Pak.
Söyle o zaman, senin şu donanımlı ajan nasıl oluyor da suikast planından haberdar oluyor?
Dime algo, ¿ cómo su condecorado agente sabe acerca del complot de asesinato? No lo sé, ¿ de acuerdo?
Bu suikast planının arkasındaki her kimse, onunla aramızdaki tek bağlantı o.
Es la única que sabe quién está detrás del complot de asesinato.
Yani piyasada, Hinckley'nin 1981 yılında Reagan'a düzenlediği suikast girişiminden beri böyle bir şey görülmemiş.
No ha habido nada como esto en el mercado desde el intento de Hinckley de asesinar a Reagan en el 81.
Bir suikast programı düzenlemeye başladılar.
Empezaron siendo un programa encubierto de asesinatos.
Askerler bana Cumhurbaşkanı'na suikast yaptığımı söylediler. Kimin için çalıştığımı öğrenmek istiyorlardı.
Los soldados me dijeron que yo había asesinado al presidente, querían saber para quién trabajaba.
Majestelerine suikast düzenlemek.
Majestad... de asesinarlo.
Psikolojik savaş, sızma... Yapılan her şey tek bir noktaya işaret ediyor hükümetimiz tarafından onaylanmış ve finanse edilmiş bir suikast ekibi.
Subversión, infiltración... todo apunta a una sola organización con fondos reservados financiada y autorizada desde nuestro gobierno.
Suikast için onu mu suçlayacaksın?
¿ Vas a inculparlo del asesinato?
Eğer televizyonunuzu yeni açtıysanız Kanal 4'ü dinliyorsunuz Washington D.C.'de bir araba havaya uçtu ve suikastın hedefi de Başkan Yardımcısı Raymond Jarvis.
Si acaba de conectar con nosotros, Canal 4 de noticias está informando que un coche bomba explotó en Washington, D. C., en un intento de asesinato del Vicepresidente Jarvis Raymond.