Takıldım traduction Espagnol
3,038 traduction parallèle
Çiftlik arazisinin orada seninle takıldım ve ihtiyacım olanın kesinlikle sen olduğunu fark ettim. İlham perisi.
Te conocí en clases de capoeira y me di cuenta de que eras exactamente lo que necesitaba.
Şu hayatı planlama işine neden bu kadar takıldım bilmiyorum. Nereye vardım ki?
No sé por qué estaba tan obsesionada con este plan vital, ¿ adónde me ha llevado?
Trafiğe takıldım.
Me quedé atrapada en el tráfico.
- Dün onunla takıldım ama onu ilk önce sen beğenmiştin, ben de onunla artık görüşmeyeceğim.
Salí con él ayer, pero a tí te gustó primero, asíq ue no lo voy a volver a ver.
Öylece takıldım işte.
Solo pasar el rato.
Düşünecektim ama sonra uçuş filmlerinden birine takıldım.
Iba a hacerlo, pero quede atrapada en un vuelo con películas.
İş telefonlarına takıldım kaldım.
Me entretuve con algunas llamadas de trabajo.
Ben... rujumu almak için, arabama gidiyordum ve pervaza takıldım.
Estaba... yendo a mi coche a coger un pintalabios, y me tropecé con la acera.
Ona takıldım ve düştüm.
Me tropecé con el.
Ben sadece babana ait olmayan bayan gözlüklerini geri veriyordum. Sonra takıldım, şeyimi kırdım.
Estaba devolviendo unas gafas bifocales de mujer que no eran de tu padre, y entonces me tropecé y me rompí...
Ben "tüm" kelimesine takıldım.
Es que la palabra...
O işkenceci McNally'yle sırf senin için takıldım.
Tú eres la única razón por la cual yo estaba andando con ese tortuoso McNally.
Aşağıdaydım biraz havuzda takıldım.
Estuve abajo en la piscina un rato. Luego bebí algo en el bar luego la cena, y después volvimos a subir aquí.
Bu ağaca nasıl takıldım zannediyorsunuz?
¿ Cómo crees que me quedé atrapado en estos arboles?
Metroda takıldım. Hâlâ devam ediyorlar mı?
Me he quedado atrapada en el metro. ¿ Aún van a seguir?
Saçım takıldı!
¡ Se me ha enganchado el pelo!
Nerede takıldığı hakkında fikrin var mı?
¿ Alguna idea de por dónde suele salir?
Ben bayıldım ama... Normal bir takım bulmam için bana yardımcı olur musun?
Me encanta, pero ¿ me ayudarás a encontrar un traje normal?
Dosyamı değerlendirirken takıldığınız bir yer olursa ben buradayım.
Si tiene dudas mientras revisa mis archivos, aquí estoy.
Genelde takıldığım kızlara benzemiyor.
No es la clase de chica con la que normalmente me enrollo.
Candice beraber takıldığım biri.
Candice es alguien con la que quedo.
Duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak için seni eskiden Shane ve benim takıldığımız yere götürürüm diyordum.
Pensé que podría llevarte a donde Shane y yo solíamos quedar. Para hablar de nuestros sentimientos y asuntos emocionales...
Son üç yıldır yılın iş adamı seçilen Ian O'Sullivan, merkezinde en büyük oğlu Marcus'un olduğu takımın Kanada'nın seçkin profesyonel hokey takımlarından...
Ian O'Sullivan, empresario del Año en tres años consecutivos, ya predijo audazmente que el equipo de las Estrellas, que ahora presenta su hijo mayor Marcus en el centro, será pre-eminente de Canadá - equipo profesional de hockey... - Será mejor que lo creas.
Biliyor musun? MJ lise takımının ikinci yılında takımdan atıldı.
A Michael Jordan lo sacaron de su equipo durante la preparatoria.
Bak, MJ lise takımından atıldığında JV'yi 40 puanlık bir oyun ile parçaladı.
Mira, cuando sacaron a MJ de la liga colegial destrozó a la liguilla colegial con varios juegos de 40 puntos.
Seksi yeni kız ve basketbol takımının yıldızı bizim "WoW" toplantımızdalar mıydı?
La guapa chica nueva con la estrella del equipo de baloncesto ¿ en nuestra reunión de "World of Warcraft"?
-... ormanda takıldın mı?
-... en el bosque?
- Sanırım bugün aklıma takıldı.
Creo que probablemente estaba obsesionada con lo de hoy.
Benim takıldığım Tamborelli'nin sana nasıl davrandığı.
Lo que sí me llega es cómo te trata Tamborelli.
Köprü güvende, Takım 2 durumun nedir, anlaşıldı.
Puente asegurado, equipo 2 ¿ cuál es su situación? , cambio.
Biraz takılmıştık, sonra ben bok gibi davranıp veda etmeden ayrıldım.
Nos enrollamos y yo fui un poco imbécil y me fui sin despedirme.
Bunun anlamı takıma katıldın mı demek?
¿ Quiere decir que oficialmente te unes al equipo?
- Hayır, hayır, Joey, Missouri üniversitesi yakınındaki birçok üniversiteli çocuğun takıldığı bir kulüp.
- No, es un club cerca de U.M.K.C. Hay muchos chicos lindos.
Aynı Cuma gecesi takıldığım çocuk gibi
Es como el tío con el que empecé a salir la noche del viernes.
Konu hep o ve... Öyle bir adamla neden takıldığımı bile bilmiyorum.
Todo gira en torno a él y no sé en qué estaba pensando cuando me puse a salir con él.
By-pass'a aldığımda yamaya attığım dikişler kapakçığa takıldı.
Las suturas para el parche atrapado en la valvula cuando fuimos a bypass.
Çocuklar Dalia ile takıldığım için bana hâlâ kızgın olduğunuzu biliyorum. Sadece söylemek istiyorum ki eğer üzerinde tekrar düşünecek olursak hâlâ Dalia ile takılmak istiyorum.
Mira, sé que probablemente aún estais enfadados conmigo por colgarme de Dalia, pero solo quiero decir que si tuviera que hacerlo todo otra vez,
- Birlikte takıldığımız için
Trabajamos en la misma manzana y eres bueno para citas de almuerzo.
- Düşmanız Hep benim takıldığım barda takılır
Ella solía molestar en el mismo bar al que yo solía asistir.
Lütfen, sen takımın yıldızısın.
Por favor, eres la estrella del equipo.
Benim takıldığımı bildiğin yere gelerek mi?
¿ Llegando al lugar al que sabes que yo quedé?
Sonunda, ikisi de Hint takımı için seçmelere çağrıldı.
Finalmente, ambos fueron llamados para la selección del equipo Indio.
Ama hâlâ hayat hikâyeleri hakkında takıldığım noktalar var.
Pero tengo problemas con su historia de todas formas.
Takıldığı başka insanlar var mı, biliyor musun?
¿ Sabes si ha estado pasando el rato con otra gente?
Kiminle takıldığımı neden umursuyorsun?
¿ Por qué no te ocupas de con quién te enrollas?
Tabii düşünmedin. Ne olamayacağımıza o kadar takıldık ki, alternatifleri incelemedik bile.
Por supuesto que no, porque hemos estado tan ofuscados en qué no podiamos ser que no hemos explorados completamente las alternativas.
Buradan ayrıldığınızda, takımın geri kalanıyla iletişim kuramayacaksınız.
Cuando salgáis de aquí, no tendréis comunicación con el resto del equipo.
Ne, senin dilin onun ağzına mı takıldı?
¿ Tropezaste y tu lengua cayó en su boca?
Sadece takıldığımız izlenimine kapılmıştım.
Tenía la impresión de que estábamos pasando el rato.
bu yüzden bir takım değişikler yapıldı.
Hey, sé que nuestros jefes no concuerdan, pero nosotros ahora estamos en el mismo equipo.
Bir takım tarafından yapıldı.
Hecho por un equipo.