Tamir traduction Espagnol
10,877 traduction parallèle
Kısa devreyi tamir etmeye bak ve 4-B'deki bobinleri yakmamaya dikkat et.
Repara el cortocircuito, y asegúrate de que la bobina 4-B no está frita.
Komutan Kim, tamir esnasında Mikhail'i makine odasına gönderen sizdiniz değil mi?
Comandante Kim, fue usted quien envió a Mikhail a ingeniería durante la reparación, ¿ no es así?
- Merdivenlerini tamir ettir.
Haz que arreglen esas escaleras.
- Ama karşılığında bilgisayarı tamir edeceksin.
Pero, al retorno, tú debes arreglar esa computadora.
- Tamir edebilir misin peki?
¿ Pero puede repararla?
İstasyona vardığımızda depoyu dolduracağız sonra ikmal yapıp gemiyi tamir edeceğiz.
Una vez lleguemos a la estación tenemos que recargar combustible, volver a aprovisionarnos y reparar.
Ama karşıIığında o bilgisayarı tamir etmeni istiyorum.
Pero, al retorno, tú debes arreglar esa computadora.
Tamir etmemi mi?
¿ Arreglarla?
- Ne zaman tamir olacakmış?
¿ Cuánto tardará en arreglarlo?
Gemi tamir olunca ne olacak peki?
¿ Y qué sucede una vez que la nave es funcional de nuevo?
Gemimiz tamir olana dek bütün şehri bize düşman etmeyi göze alamayız.
_ _
Bak, bu geminin tamire ihtiyacı var ve bizde onu tamir ettirecek para yok.
Mira, esta nave está deteriorada y no podemos permitirnos el arreglarla.
Tamir etmeye filan pek yardımı... olacağını sanmıyorum.
No creo que vaya a ser de mucha ayuda con las reparaciones o algo parecido.
Kimisi kilitli, kimisi de şu anda ulaşılamaz durumda ama gemiyi tamir etmek, erzak almak ve hatta lüks şeyler almak için bile yetecek kadar paramız var.
Algunos están bloqueados y por ahora son inaccesibles, pero, pero tenemos suficientes fondos para llevar a cabo reparaciones, reabastecer, e incluso sobras para unos pocos objetos de lujo.
Tamir işlerinin bitmesine üç saat kadar var ve birkaçımız istasyona gidip film izlemeyi düşünüyorduk.
Aún nos quedan más o menos tres horas antes de... que terminen las reparaciones de la nave barco... y algunos de nosotros estábamos pensando... ir a la estación a ver una película.
Sanki, Dört ve silahlar, Altı ve Haydut ya da Beş ve bir şeyleri tamir etmek gibi.
No lo sé, es como Cuatro con sus armas... o Seis con la Merodeadora, o Cinco arreglando cosas.
Bir şeyi o kadar çok tekrarlıyorsu ki uzun süreli hafızanda yer ediyor. O kadar güçlü bir şey ki, uçmak olsun tamir etmek olsun artık otomatik olarak yapıyorsun.
Es una acción que repites tantas veces... que crea memoria a largo plazo en tu cerebro, algo tan poderoso... que volando o fijándolo, se convierte en automático.
Tamir süresi en az üç saat.
Estimo que el tiempo de reparación será de tres horas como mínimo.
Esaslı bir tamir, tamir havuzunda bir haftaya kadar sürebilir ama önceden yaptığımız gibi çalışmasını sağlayabiliriz.
Una buena reparación la dejaría una semana en el dique seco pero podemos hacer que funcione como habíamos hecho antes.
Neyse, adam geliyor, arabayı tamir ediyor. Syma tekrar biniyor ve "Ayrılıyorum, güle güle!" diyor.
El hombre llegó, arregló el coche y Syma se volvió y dijo : "¡ Me voy, adiós!"
"Kırıkmış gibi yeniden tamir edelim."
Reconstruyámoslo como material partido ".
- Yardım lazımsa eğer, zamanında birkaç tekerlek tamir etmişliğim var.
Si necesitas ayuda, he reparado unas cuantas ruedas en mis tiempos.
şey, onunla yaşamak zorun da değiliz, çöp öğütücüyü tamir etmeye geldiğinde nefesini tutarsın bozulmuş mayonez gibi ah!
No es que tenemos que vivir con él, sólo aguanta la respiración cuando venga a arreglar el triturador de basura. Es como mayonesa echada a perder.
Um, tuvaletimizin sifonu çalışmıyor gelip tamir edbilir misiniz?
Nuestro inodoro no funciona. ¿ Pudiera venir a arreglarlo?
sorun yok tamir ettiririm
Va a estar bien. Lo voy a arreglar.
Çok çalışıp klima tamir paralarını biriktiriyordum ve bu evi satın aldım.
Bueno, ya sabes, he estado trabajando duro, y ahorrando mi dinero del aire acondicionado, así que compré esta casa.
Ben tamir ederim.
Lo arreglaré.
Memuriyetimde böyle tamir ediyorum.
- Así lo arreglo en la oficina.
"Benim lanet olası silahımı tamir et, seni tembel pislik."
"Arregla mi jodida arma, vago hijo de puta".
Bu silahı burada tamir ettirmem gerek.
Necesito que arregles este arma.
Haydi, seni lanet olası, bunu tamir et!
¡ Vamos, hijo de puta, arréglala!
Ve şu kapıyı tamir edeceğiz.
Y vamos a arreglar esa puerta.
- Tamir ettin mi?
- Lo has arreglado.
Otoyol üstündeki Declan Oto Tamir'de.
Taller Mecánico Declan.
Declan Oto Tamir'in tek sahibi ve çalışanı.
Único propietario y empleado del Taller Mecánico Declan.
Kamp yapmak, tamir işleriyle uğraşmak gibi.
Salir fuera, trabajar con mis manos...
Merak etme tamir edilir.
No te preocupes, que se realice.
Vijay, ben bu tamir işini alarak sorun yaşamak istemiyorum.
Vijay, no te metas en problemas sobre mí.
- Belki bir şeyler tamir ediyordur.
Quizás está arreglando algo.
Ben ısmarlıyorum. Memeler arabamı tamir etmez kızım.
Las tetas no van a arreglar mi auto.
Hayır ama şuradaki böcek gözlü sakallı tamir eder. Bir de nitro ekler böylece şehirde koca bir kedi gibi dolanmazsın.
No, pero Beardsly McBugeyes lo hará, e instalará un tanque de nitro... para que no tengas que andar por ahí como un cobarde.
Bununla kalmayacak, tamir edip çalışır hale gelmesi için bana yardım edeceksin.
No solo eso, vas a ayudarme a arreglarla y ponerla en marcha de nuevo.
Gaz hatlarını tamir ediyorlar.
Están reparando el tendido de gas.
Zaman kendisini tamir etmeye çalışıyor.
El tiempo intenta repararse a sí mismo.
Hollywood'da bir ayakkabı tamir atölyeleri var. Nedda okula gitmediği zamanlarda dükkânda çalışıyor.
Tienen un taller de reparaciones en Hollywood y cuando Nedda no está en clase está trabajando en la tienda.
Ayakkabı tamir atölyesi.
Reparación de calzado.
Ne yani, NASA için çalışmadığım, uzay mekiği tamir edemeyeceğim için mi?
¿ Qué, porque no trabajo para la NASA no puedo arreglar un cohete?
Eğer NASA'da çalışmıyorsan sokakta yürüyüp uzay mekiği tamir etmene izin vermeyecekler.
Si no trabajas para la NASA, no te van a dejar salir de la calle y arreglar un cohete.
- Tamir mi?
¿ Arreglarla?
- Ama tamir edebilirsiniz değil mi?
¿ Pero puede repararla?
6. seviyedeki tuvaleti nihayet tamir edeceğiz.
Por fin vamos a arreglar ese baño del nivel 6.